Tür: Biyografi / Dram / Tarihi
Yönetmen: Saul Dibb
Süre: 110 dakika
Oyuncular: Keira Knightley, Ralph Fiennes, Charlotte Rampling, Dominic Cooper, Hayley Atwell, Simon McBurney, Aidan McArdle
The Duchess, 18. yüzyılın sonlarında yaşanan gerçek olaylara dayanıyor.
Keira Knightley; güzel, karizmatik ve politikayla ilgili, Fransızca, İtalyanca, Latince bilen, sorumluluk sahibi Georgiana Cavendish’i canlandırıyor.
Yer İngiltere, yıl 1774. Devonshire Dükü (Ralph Fiennes), Georgiana’nın eşi olması için Althorph Mâlikanesi’ne gelip, Leydi Spencer (Charlotte Rampling) ile görüşüyor. Georgiana, aslında Charles Grey’den (Dominic Cooper) hoşlanmaktadır. Henüz 18 yaşına gelmemiş olmasına rağmen, majestelerinin onu eşi olarak istemesini büyük bir onur sayar ve sadece iki kez görüşmüş olmasına rağmen teklifi kabul eder. Dük, Georgiana’nın hayallerindeki gibi bir eş değildir. Nezaketten uzak, soğuk ve ilgisiz biridir. Ayrıca eşine yakınlık göstermediği gibi, sadık da değildir. Hizmetlilerinden biriyle olan ilişkisinden bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir.
Georgiana, siyasete ilgili biri olarak Liberal Partiyi desteklemektedir. Dük, Georgiana’nın ona erkek bir varis vermesini istemektedir. Fakat iki kız çocuğu olur.
Altı yıl sonra Londra’dan uzakta Bath Şehri’ne giderler. Georgiana’nın Liberal partiyle ilgili konuşması sırasında, 3 erkek çocuğuyla birlikte kocası tarafından terk edilen Bess Foster (Hayley Atwell) ile tanışacaklardır. Dükün ilgi gösterdiğini bilmesine rağmen Georgiana, Leydi Foster ile yakın arkadaş olur ve Devonshire Malikanesi’nde kalmasını sağlayarak ona yardımcı olur. Buna rağmen Bess Foster, dük ile ilişkiye girerek çocuklarını da yanına almasını sağlar.
Devonshire’da yaşanan bu durum, Georgiana’yı olumsuz etkilemektedir. Kendisi de aşkı yaşayabilmek için, geçmişi karıştırmaya başlar. Bu durum, skandallara yol açacaktır.
18. yüzyılda kanunların, kadınlara karşı erkeklerin yanında olduğunu görüyoruz. Kadınların kendi adına istekleri olabilir ama kararları erkekler almaktadır. Dünyanın her yerinde kadınlar, yıllarca erkeklere karşı ezilmişlerdir. Toplum, bedenen güçlü yaratılmış erkeklerin yanında olmuştur. Günümüzde bile kadınların haklarını arayışı devam etmektedir.
The Duchess filminde, görsel çevre ve kostümlerin güzelliği dikkat çekici olsa da, Keira Knightley düşes rolüne pek yakışmamış. Halkın olaya bakışı, rahatsız edici yaşananların gölgesinde kalıyor. Kadınların ezikliği konusu hariç, hiçbir karaktere karşı yakınlık gösterilemiyor. Her bir karakter, kendi adına haklı gibi duruyor. Olay böyle gelişince, sadece görsellikten etkileniyorsunuz ama konu akılca kalıcı olmuyor.
Emre Türker
Keira Knightley; güzel, karizmatik ve politikayla ilgili, Fransızca, İtalyanca, Latince bilen, sorumluluk sahibi Georgiana Cavendish’i canlandırıyor.
Yer İngiltere, yıl 1774. Devonshire Dükü (Ralph Fiennes), Georgiana’nın eşi olması için Althorph Mâlikanesi’ne gelip, Leydi Spencer (Charlotte Rampling) ile görüşüyor. Georgiana, aslında Charles Grey’den (Dominic Cooper) hoşlanmaktadır. Henüz 18 yaşına gelmemiş olmasına rağmen, majestelerinin onu eşi olarak istemesini büyük bir onur sayar ve sadece iki kez görüşmüş olmasına rağmen teklifi kabul eder. Dük, Georgiana’nın hayallerindeki gibi bir eş değildir. Nezaketten uzak, soğuk ve ilgisiz biridir. Ayrıca eşine yakınlık göstermediği gibi, sadık da değildir. Hizmetlilerinden biriyle olan ilişkisinden bir kız çocuğu dünyaya gelmiştir.
Georgiana, siyasete ilgili biri olarak Liberal Partiyi desteklemektedir. Dük, Georgiana’nın ona erkek bir varis vermesini istemektedir. Fakat iki kız çocuğu olur.
Altı yıl sonra Londra’dan uzakta Bath Şehri’ne giderler. Georgiana’nın Liberal partiyle ilgili konuşması sırasında, 3 erkek çocuğuyla birlikte kocası tarafından terk edilen Bess Foster (Hayley Atwell) ile tanışacaklardır. Dükün ilgi gösterdiğini bilmesine rağmen Georgiana, Leydi Foster ile yakın arkadaş olur ve Devonshire Malikanesi’nde kalmasını sağlayarak ona yardımcı olur. Buna rağmen Bess Foster, dük ile ilişkiye girerek çocuklarını da yanına almasını sağlar.
Devonshire’da yaşanan bu durum, Georgiana’yı olumsuz etkilemektedir. Kendisi de aşkı yaşayabilmek için, geçmişi karıştırmaya başlar. Bu durum, skandallara yol açacaktır.
18. yüzyılda kanunların, kadınlara karşı erkeklerin yanında olduğunu görüyoruz. Kadınların kendi adına istekleri olabilir ama kararları erkekler almaktadır. Dünyanın her yerinde kadınlar, yıllarca erkeklere karşı ezilmişlerdir. Toplum, bedenen güçlü yaratılmış erkeklerin yanında olmuştur. Günümüzde bile kadınların haklarını arayışı devam etmektedir.
The Duchess filminde, görsel çevre ve kostümlerin güzelliği dikkat çekici olsa da, Keira Knightley düşes rolüne pek yakışmamış. Halkın olaya bakışı, rahatsız edici yaşananların gölgesinde kalıyor. Kadınların ezikliği konusu hariç, hiçbir karaktere karşı yakınlık gösterilemiyor. Her bir karakter, kendi adına haklı gibi duruyor. Olay böyle gelişince, sadece görsellikten etkileniyorsunuz ama konu akılca kalıcı olmuyor.
Emre Türker
picture: impawards
Bayılıyorum böyle filmlere ben yaa.Ama uyuz olduum tek nokta şu düklerin kadınlara karşı davranış biçimleri.Eski zaman gerçi ama işte uyuz oluyorum :d Kitabını okuyorum hâlâ..Ve filminden ziyade kitabını tavsiye ediyorum.
YanıtlaSil