07 Aralık 2008

Gökgöl Mağarası

Amasra’ya gitmek niyetiyle çıkmış olduğumuz yolculuğumuzda, istikametimiz üzerinde bir mağara tabelası dikkatimizi çekmişti. İçeriye girmeden, bu denli farklı bir görüntüyle karşılaşabileceğim hiç aklıma gelmemişti. Açıkçası adını bile daha önce duymadığım bu mağara, meğerse gezilebilecek en uzun mağaralardan biriymiş.

Zonguldak’tan yaklaşık 3 km kadar uzaklıkta mağara, Ankara istikametinde sol tarafta kalıyor. Hava oldukça sıcak olmasına rağmen, girişteki serinlik ve gizemli hava, karışık duygular uyandırıyor. Her attığınız adımı hissetmek istiyorsunuz. Gökgöl Mağarası, tabiatın size hazırladığı özel bir geçit gibi. Kaldırım taşları ile ilerlediğiniz yol bir süre sonra daraldıkça demir bir geçite dönüşüyor. Yoğun bir nem ve içeriden ileriden gelen su şırıltısı, ilerledikçe yoğunlaşıyor. Çok iyi bir şekilde ışıklandırılmış. Bu ışıklandırma, ne mağaranın karanlık büyüsünden sizi kurtarıyor, ne de gün ortası aydınlığı size sunuyor. Sağlı sollu ilerliyor, bazen tırmanıp bazen iniyorsunuz. Ortalara doğru geldiğinizde, sizi muhteşem bir salon bekliyor. Bu alan benim aklıma küçük bir sahne görüntüsünü getirmişti. Sarkıt ve dikitler sizleri yol boyunca büyülüyor. Arada bir üstünüze soğuk su damlacıkları düştükçe irkiliyorsunuz. Sonra su sesi gittikçe artıyor. Yol kenarında bir dere akıyor. Sona doğru yaklaştığınızda, mağara bir daralıp bir genişliyor. Sarkıtlar olağanüstü… Yukarıya doğru çıkılan bir merdivenden, su birikintilerini görüyorsunuz. Suni demir bir köprüden geçip yolun sonuna yaklaşıyorsunuz. Sondaki yeraltı terası, size anlatılması zor bir manzaraya açılıyor. Mağaranın bu son bölümü değil elbet, gezilebilecek en son yer. Bundan sonrasının rahat bir gezi alanı olmadığı için son buluyor. Geriye dönerken, ayrı bir heyecan yaşıyorsunuz. Filmi geri sarar gibi değil de, görüntüyü bir de diğer yönden baktığınızdan, sanki ikinci bölümü izler gibisiniz. Su sesi gittikçe azalıyor ve eğer güneşli bir havada gelmişseniz, yukarıdan sızan ışık, girişteki büyük alanı aydınlatıyor.

Uzunluğu 3,5 km. yakın olduğu söylenen bu mağaranın 875 metresinde gezinti yapılabiliyor. Ayrıca içerideki serin havanın astıma iyi geldiği söyleniyor. Açıkçası ne kadar serinlik olsa da içinden hiç çıkmak istemedim desem yeridir.

Türkiye’nin en büyük 5. mağarasıymış Gökgöl Mağarası. Kimbilir daha bilmediğimiz ne kadar güzellikler var. Ülkemizde bizim bilmediğimiz birçok yeri, maalesef yabancılar daha iyi tanıyor. Tanıtım bakımından hiç de adil davranılmayan bu yerler, tanınmak için ilgiye muhtaç.

Emre Türker

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder