20 Nisan 2011

Önceliklendirme Yanlışı

Yanınıza Almanız Gerekenleri Sıkça Unutuyor Musunuz?
1-Akşam arkadaşlarıyla buluşarak vakit geçiren Murat, bir sonraki gün yapacağı yolculuk için bavulunu hazırlayamadı. Sabah erkenden kalksa da, yanına alması gereken birçok eşyayı unuttu.
2-Akşam yemeğini yetiştirmek için markete doğru alışveriş yapmak üzere evden alelacele çıkan Ayşe, neler alacağını birden unutuverdi. Pırasa, soğan, limon vs. aldı. Kasaya giderken aklında bir şeylerin eksik kaldığını biliyordu.

Yukarıdaki iki olay, unutkanlık durumu göz önüne alındığında, birbirine benzer bir yapı içeriyor. Sorunun başlangıç noktası neydi?

Murat, yaşamı içinde zamanı kullanamama sorunu yaşıyor. Yapması gerekenleri önceliklendiremediği için, yapılması gerekenler sıkışıyor ve dolayısıyla zaman daraldığından, dalgınlık başlıyor. Sabah sıkışan vakit nedeniyle ortaya çıkan düşüncedeki gereksiz tekrarlar nedeniyle (pantolonlarım, kemerim, parfümüm…parfüm, kemer, çantam, gözlüğüm…acaba neydi almam gerekenler…pantolon,kemer,gözlük…) huzursuzluk yaşıyor. Aslında yapması gereken, planlama sırasında yapılacakları önceliklendirmesiydi. Örneğin bir kâğıda yolculuk sırasında nelerin gerekli olabileceğinin listesini bir hafta öncesinden yapmaya başlasaydı, arkadaşlarıyla buluşsa bile ne alacağı konusunda aklı karışmazdı.

Ayşenin durumu, yine liste karmaşası. Eğer yanınızda kalem kâğıt yoksa ve not almadan işleri bir an önce yapmak istiyorsanız, aklınızdaki listeyi önceliklendirin. Ekmek almanız şeker almanızdan daha önemliyse, akıl listenizin başında ekmek olsun. Liste sonunda daima en son gerekli olanlar ya da olmasa da olurlar planlansın ki, mali durumun yetişmeme durumunda liste sonunda neyi çıkaracağınızı bilir veya ilk başta önemli olanları aldığınız için sonraki unuttuklarınızdan dolayı büyük pişmanlık duymazsınız.

Aklın çok meşgul olması, dalgınlık, kendini toparlayamama veya konsantrasyon eksikliği gibi sıkıntılarla mücadele ediyor olabilirsiniz. Bunun sebebi; birçok işi aynı zamana sıkıştırıp önceliklendirme sorunu yaşadığınızdan, o an aklınızdaki düşüncenizden kurtulup ikinci bir aşamaya geçememenizden, olumsuzlukları olumlu düşüncelerinizin önünde tutmanızdan kaynaklanıyor olabilir. Konsantrasyon eksikliği ve unutkanlık, önemli bir sorundur. Zihni dinç tutmanın yollarını arayın. Pratik olmanın yollarını araştırın. Nitekim günümüzde az zamanda çok işin üstesinden gelemeyen, yaşam yarışında çok arka kulvarlarda kalarak büyük pişmanlıklar yaşayabilir.

Emre Türker

Picture: deviantart

17 Nisan 2011

What About Bob (1991)

Tür: Aile, Komedi
Yönetmen: Frank Oz
Süre: 99 dakika
Oyuncular: Bill Murray, Richard Dreyfuss, Julie Hagerty, Charlie Korsmo, Kathryn Erbe, Tom Aldredge, Susan Willis, Roger Bowen, Fran Brill, Brian Reddy, Doris Belack, Tomsky
Melinda Mullins, Marcella Lowery, Margot Welch, Barbara Andres
Yazdığı “Bebek Adımları” kitabını basın açıklamasıyla tanıtmaya hazırlanan psikiatrist Dr. Leo Marvin (Richard Dreyfuss), ailesiyle tatile çıkma heyecanı yaşamaktadır. Ofisindeki son gün, yeni hastası Bob Wiley (Bill Murray) ile tanışır. İşte o andan sonra, doktorun düzeni alt-üst olmaya başlar. Çünkü Bob, yapışkanlığıyla uzmanları bile çıldırtacak bir tiptir. Acaba Dr. Leo onunla baş edebilecek mi?

Bünyesinde Bill Murray gibi bir ustayı barındıran, ailece izlenebilecek harika bir yapım.

Emre Türker

Picture: impawards

13 Nisan 2011

Hayat Felsefesi

Bir hikâyedir hayat.
İçinde;
bir annenin, yaklaşık 9 ay bedeninde taşıdığı çocuğuna ait umutları,
beklentileri, söylediği şarkıları ve gönderilmemiş mektupları vardır.
Hayaller ortak, ama devamındaki kurgu belirsizdir.
Derken, yaşam başlar.
Bebek,
ninnilerle, kendisine seslenilen agu-bugularla büyür.
Çevresindekilerin farkında değildir, ya da farkında olduğunu yıllar içinde unutacaktır.
İlgi görecek, ilgilenecek, ilgi gösterecek.
Zamanla büyüyecek ve belki de ailesinin söylediklerini demode bulacak.
Bir an sonra, kendi hayatını kuracak.
Oyun içinde rol alacak, oyuna gelecek, oyun kuracak.
Ve yaşam hızla geçecek.
Aynı umutlar, aynı bekleyişler, yıllar içinde belki onu da bulacak.
Yeni bir neslin tohumları atılırken,
Bir sayfa kapacak ve yeni bir sayfa açılacak.

Hayat acaba standart bir düzende midir?
Yoksa yoruma göre mi değişir?
Yıllarca tartışılacaktır bu döngü
Ama bir şekilde kaldığı yerden devam edecek.

Emre Türker

Picture: deviantart

04 Nisan 2011

Öyle Bir Geçer Zaman Ki!

Sahil kenarında denizi izlerken,
Yabancılaştım çevremde olup bitene.
O an dondu dünya ve ben geçmişe döndüm.
Parkta koşturan çocuktum.
Suyun kenarına yanaşıp, ekmek attım kıpırdayan balıklara
Martılar nasiplendi kimi zaman
Kimi zaman ise suyun dibindeki canlılar.
O arada
Ben babamın elini tutuyordum

Sonra uyandım
Ama…
Yanımda kimse yoktu

Emre Türker