28 Ağustos 2012

Rüzgarı Dizginleyen Çocuk

Yazar: William Kamkwamba
Sayfa Sayısı: 380
Kitap Boyutu: 13,5 x 21
Yayınevi: MARTI

Malawi Kasungu’da ailesiyle birlikte yaşayan William Kamkwamba’nın, yaşadığı bölgede açlık ve hastalıklarla mücadelesi sırasında, eğitimi ve çalışmalarıyla ilgili olarak azmini konu alan harika bir otobiyografi.

“Çalıştım ve başardım” diye özetlediği hikâyesinin perde arkasında, daha çok bölge halkının yaşadığı sorunları, hükümetin kendi halkına el uzatmadığı/uzatamadığı ve sorunları görmezden geldiği, bu ve tabiat koşulları nedeniyle Afrikalı halkın açlıkla büyük mücadelesi ve açlık nedeniyle ölüme terk edilen insanları okuyacaksınız. Son bölümlerde icatlarıyla ilgili daha fazla açıklamaya yer veriyor. Bu hayat hikâyesinde; mutluluk, acı, bağlılık ve azim gibi pek çok kavramı bir arada bulmak mümkün. Konuşma havası içinde geçen ve bölümlere ayrılmış kitap, oldukça rahat okunuyor. Dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan insanların arasındaki refah farklılıklarını daha iyi anlamamızı sağlayan kitaptan yeterince alınacak dersler var.

Afrika, zamanında kölelik gibi insanlık dışı bir olayı görmüş, bedenler hayvan gibi pazarlarda satılmış, siyah ten rengiyle aşağılanmış bir topluluğun yaşadığı kıta. Gerçi mevcut durumda da Afrikalı halk, geri kalmışlık nedeniyle merkez ülkelere karşı halen bir köle gibi yaşamaktadır. Din ve dil, bu baskılar sonrasında halka işlenmiş ve yaşadıkları köleliğe göre seçimler yapılmış. Kitabın derinliğinde bunu da hissedebilmeniz mümkün. Afrika’da eğitim veren okullarda, dil eğitimi de dikkat çekici. Bu kadar sefalete ve eksik kaynağa rağmen, iyi derecede İngilizce bilgisine sahip olabilmeleri, dil konusundaki yetersizliğimizi düşündüğümde, ilgi çekici bir durum.

Afrika’da yaşanan açlığı okuduğumda, pek çok şeyi bahane ederek yiyeceklere “ne biçim bu yemek” gibi genel nitelendirmeler yaparak eleştirilerimizi düşündüm. Otellerde kovalar dolusu çöpe giden yiyecekler aklıma geldi. William Kamkwamba’nın otobiyografik kitabında, lağım kenarlarında kalmış muz kabuklarını aç kaldığı için yiyen ve bu nedenle hastalanıp feci şekilde yaşamını yitiren insanları örneklediğini okuyunca, bölgeler arasındaki bakış açısı nedeniyle oluşan farklılıkları düşündürücü buldum. Fakat güzel olan şey, William’ın bu olanları gayet açık şekilde ve normal bir yaşam tarzında anlatması ve bu durumu ağır dram içine almamasıdır. Yani yaşam koşulları içinde yapılabilecek en iyi şeyin nasıl olması gerektiğini çok güzel açıklıyor. Delilik ve dahilik arasındaki ince çizgiyi bu kitapta kesinlikle daha net göreceksiniz. Okumanızı tavsiye ederim.
 
Emre Türker
 
Yazarın kendi blogu: williamkamkwamba

16 Ağustos 2012

Uyumsuz Defne Kaman'ın Maceraları: SU

Yazar: Buket Uzuner
Sayfa Sayısı: 329
Kitap Boyutu: 13,5 x 19,5
Yayınevi: Everest Yayınları

Komiser Ümit Kaman, kızlarının kayıp haberini olayın ardından tam kırk saat sonra haber veren garip bir aile ile karşılaştığında, izne çıkmaya hazırlanıyordu. Karakola gelen Umay nine, anne Ayten ve abla Aysu, her kafadan ayrı telden çalan bir dünyada yaşıyor gibidir. Bu durum, komiser Ümit’in canını sıkmaya başlar. Üstelik sevdiği kızdan bir süredir haber alamamış Ümit, izine çıktıktan sonra olayın diğer polisler tarafından uğraşılacak bir mesele olduğunu düşünürken, kayıp kişi ile soyadı benzerliğinden dolayı bu kişiyle akraba olduklarını düşünen meslektaşlarına da bunun doğru olmadığını anlatmaya çalışmaktadır.

İşler hiç de Ümit’in düşündüğü gibi gitmeyecek, kayıp Defne’nin durumu gittikçe ilginç bir hal almaya başlayacak ve komiserin dertleştiği Sahaf Semahat da bu araştırmaya dahil olacak. Çünkü bu kayıp hikâyesi, eski şamanlara kadar uzanan ve Kutadgu Bilig şifresi ile bir bulmacaya dönüşen ilginç bir serüven.

Buket Uzuner ile tanışmam, “İki Yeşil Susamuru” ile başlar. Sonrasında Kumra Ada Mavi Tuna ve Gelibolu’yu da bir çırpıda okumuşluğum vardır. Buket Uzuner, bir çırpıda okunabilecek, sohbet havasında, okuyucusunu sıkmayan, ilginçlikler ile olayları derinleştiren, her romanında özenle araştırılmış konuları da içeriğine kattığı açıkça belli olan değerli bir güncel yazarımız. Bu kitapta, çağımızın dayanılmaz sıcaklarını, internetteki facebook alemini, mezhep ayrılıklarını, aile bağlarını ve unutulmaz aşkları da bulacaksınız. Kitap, bir çeşit mistik havada gidiyor. Olaylar sohbet havasında okuyucuya yansıtılırken, kutadgu bilig ile ilgili anlatılanlar, bu yöne doğru merak uyandırıyor. Kadıköy sahilinde takılan gençlik, yazılanları biraz daha sıcak bulabilir, çünkü olay tam da bu civarlarda geçmektedir.

Hatırlatmakta yarar var: Bu kitap, muhtemelen dört bölümden oluşacak bir seri ve bu kitap, SU ile ilk ayağı oluşturuyor. Tam da bitti derken, yeni bir bölüme kucak açtığını anladığınızda, hiç de şaşırmayın.

Emre Türker

09 Ağustos 2012

Neleri Paylaştık Bu Güne Kadar?

Doğum sonrasında, karşılıksız besin aldığımız bir anne sütü, yaşamdaki ilk paylaşımı tattığımız andır. Sonra sevgiyi paylaştık onlarla. Oyunları, eğlenceyi, koşuşturmaları ve hayatı paylaştık sonrasında… Bir dönem vardı, işte o dönemin tamamı gerçekti…

Bir ara paylaşmayı unuttuk. Bazen hatırladık, bazen hatırlattık. İlk aşklarımızı paylaştık çocukluğumuzda. İlk kıskançlığı yaşadık ve ilk oyuncaklarımızı, oyunlarımızı ve düşlerimiz paylaştık. Kitaplarımızı, notlarımızı, öğrendiklerimizi ve hissettiklerimizi paylaştık.

Sonra bişeyler oldu, gerçek ile araya bir perde girdi.

Facebook’ta paylaşılmaya başlandı herşey. Face’den eklendik, face’den silindik, tiwit attık, tiwitten aldık. Anlarımızı, fotoğraflarımızı ve düşüncelerimizi paylaştığımız kadar gerçek yaşamda paylaşmayı unuttuk. Face’den sildiklerimizi, mail listesinden çıkardıklarımızı, hayattan çıkardıklarımızla eş tuttuk. Öyle ki, eklenip eklenmediğimizden bile hesap sormaya başladık.

Elimizdeki gerçekleri paylaşmayı sevmiyoruz. Bizimle paylaşılan şeyleri, bizim paylaşacağımız şeylerden üstün tutuyoruz. Gerçek olanı değil, sanal olanı paylaşımda tercih ediyoruz. Sanal gerçek, tutulabilir gerçekten daha gerçek şimdilerde.

Geçen gün bir masada birkaç kişi otururken, sohbet etmediğimizi fark ettim. Diğerleri ellerindeki akıllı telefonlarla paylaşım yapıyorlardı. Gülüyorlar, “bak şuna neler yapmış” gibi sözlerle kendi kendilerine konuşuyorlar, sonra güldükleri o resimcikleri yanlarındakine göstererek sanal kahkahalarını paylaşıyorlardı. Herşey koca bir yalan. Aslında ortada bir paylaşım yok. Herşey kupkuru.

Paylaşacak gerçek bir dilim çok az kalmış bu hayat pastasında.
Oysa dilim dilim geçiyor ömrümüz ve her dilimi ziyan oluyor.
Tatlarımız, tattıklarımız ya da tadamadıklarımız, paylaşamadan çürüyor paylaşımı unuttukça.

Size tavsiyem!
Ufak miktar da olsa, cebinizdeki parayı tanıdık-tanımadık birileriyle,
Sevginizi, çocuklar, aile, dostlar ve arkadaşlarınızla,
Önemli anlarınızı, gerçek zamanla sanal ortamı karıştırmadan coşkuyla
Hissederek,
İçten,
Yürekten paylaşın.

Belirtmediğimiz, belirtemediğimiz
atladığımız, atlatıldığımız
unuttuğumuz, unutturulduğumuz,
Paylaşacak ne çok şey var aslında…

Emre Türker

Picture: flickr

08 Ağustos 2012

Öfke Nöbeti

Yazar: Eileen Hayes
Sayfa Sayısı: 93
Kitap Boyutu: 15 x 21
Yayınevi: Mikado

Kısa, dergi tadında, bolca resimli, öfke nöbetinin tanımından baş etme yollarına uzanan bir aile kitabı. Çocukların 15 aylık döneminden ortalama 3 yaşına kadar olan dönemde, klasik öfke nöbetlerini kapsıyor. Kitap 7 bölümden oluşuyor.

1-Öfke nöbetleri hakkında gerçekler
2-Çocuğunuzu anlamak
3-Öfke nöbetinin nedenleri nelerdir?
4-Öfke nöbetlerinden sakınılabilir mi?
5-Öfke nöbetleri ile baş etmek
6-Olumlu Yaklaşım
7-Hareket Planı

Kitabın geneli, olumlu ve ılımlı yaklaşımların söylenme tarzlarını çeşitli şekillerde anlatmakta, anlatımın bulunduğu sayfalarda, kutucular içinde öfkelenmiş sevimli bebek resimleri ve anne babalardan alınan hikâyeler var.

Çok fazla bir beklenti içine girmeksizin okunabilecek, 1-2 günde bitirebileceğiniz, kaliteli baskıda bir tavsiye kitabı diyebiliriz.

Emre Türker

04 Ağustos 2012

Üç Oyun Kitabı

Çocuklara ve bebeklere özel, onlarla “ne oynayalım?” diye düşünenler için, üç oyun kitabı önereceğim. Bunlar genel anlamda ebeveyni oldukça tatmin edici, eğitici, gruplara ayrılmış ve renkli resimli sayfalarla tatlandırılmış, şeker mi şeker oyun kitapları.

 Haydi Oyuna

Yazar: Jorge Batllori, Victor Escandell
Sayfa Sayısı: 192
Kitap Boyutu: 19,5 x 27,5
Yayınevi: Altın Kitaplar Yayınevi
0-3 yaş grubu için hazırlanmış, her yaş ayrı ayrı gruplandırılmış ve her oyun sayfası resimlerle desteklenmiş, basit anlatım şekilleri ile kafa karıştırmayacak, 150 farklı ve oldukça güzel bir oyun kitabı. Her yıl için, çocuklarınızın neler yapabileceği ve başarabileceği ile ilgili fikir edinmeniz için maddeler halinde sunulmuş özellikler rehberi de var. Mesela “bebeğiniz 0-3 ay arası, ilk ayda yaklaşık 30 cm mesafeyi görebilir” gibi… Her oyunun nasıl oynandığı bir yana, oyun sayesinde bebeğinizin hangi özelliği kazanabileceği de anlatılıyor.

50 Eğitici Aktivite

Yazar: Sally and Phill Featherstone
Sayfa Sayısı: 80 (16-36 ay Ufaklıklarla Yapılacak 50 Eğitici Aktivite için)
Kitap Boyutu: 16,5 x 23,5
Yayınevi: Mikado

Aslında bu 4 kitaptan oluşan bir oyun aktivite programı. 0-20 Ay Bebekler, 16-36 Ay Ufaklıklar, 30-50 Ay Okul Öncesi Çocuklar ve 4-5 Yaş Arası Çocuklar düşünülerek gruplandırılmış bu kitaplar, size dergi havasında kitapçıklar sunuyor. Oyun sayfalarında, oyun haricinde “bunları biliyor muydunuz?” ve ”faydalı ipuçları” gibi ek bilgiler yer alıyor. Mikado yayınları, zaten bebekler üzerine çalışmalar yapan kaliteli bir merkezin yayınları ve eğitimli pedagoglara sahipler. Diğer yayınlarına da göz atmanızı öneririm.

Zekâ Geliştirici Oyunlar

Yazar: Uzm. Dr. Dorothy Einon
Sayfa Sayısı: 159
Kitap Boyutu: 16 x 23
Yayınevi: Mikado

Bu da Mikado yayınevine ait. Yaş sırasına göre değil de, aktivitenin türüne göre gruplandırılmış, 2-5 yaş çocuklar için hazırlanmış, 200’ün üzerinde beyin jimnastiği için oyunlar mevcut. Kitabın anlatım tarzı, yine dergi havasında ve kolay okunabilecek bir yapıda hazırlanmış. Sayfalar arasında önemli bilgiler de yer alıyor.

Emre Türker

Küçük Adımlar

Yazarlar: Moria Pieterse, Robin Treloar, Sue Cairns, Diana Uther, Erica Brar
Hazırlayan Kurum: Macquarie Üniversitesi, Sydney, Avustralya
Sayfa Sayısı: 8 kitap toplamı 813 sayfa
Kitap Boyutu: 19 x 27
Dizi Uyarlama Editörü: Prof. Dr. Gönül Kırcaali-iftar
Yayınevi: Daktylos Yayınevi

Çok fazla ismini duymadığınız bir setten bahsetmek istiyorum. Bu set, 0-4 yaş arasında gelişim geriliği olan çocuklara yönelik hazırlanmış 8 kitaptan oluşan bir erken eğitim programıdır. 1974 yılında, Avustralya’nın Sidney şehrindeki Macquarie Üniversitesi Down Sendrom Programı’nda hazırlanmış bu program, yalnız Down sendromu için değil, her türlü gelişimde yaşanan gerilikte, çocuklara ışık tutacak bir eğitim seti. Eğer aileler pedagog ya da çocuk doktorlarına fazla gitme şansı bulamıyorsa, bu eğitim seti genel anlamda ailelerin faydalanacağı şekilde hazırlanmış (Hatta sadece gelişim geriliği değil, küçük bebekler için standart öğrenme ve öğretme yöntemi şeklinde bile bebeklerinize/ ufaklıklarınıza uygulama şansı bulabilirsiniz). Bu eğitim seti, anne-babalar ve eğitimciler için kolay uygulanabilir “ev merkezli” bir eğitim programıdır.

Küçük adımlar ismi ise, çocukların daha yavaş öğrenmesine olanak sağladığını anlatmak için kullanılan bir başlık. “Her çocuk öğrenebilir ama bazıları daha yavaş öğrenebilir” düşüncesini taşıyor.

Kitabın genelini tamamen incelemiş biri olarak, bu program genel olarak çocuklara verebileceğiniz eğitimlerin de bir bütününü kapsıyor. Yani konuşma çalışmaları, bedensel çalışmalar, oyun çalışmaları gibi programları okuduğunuzda, herhangi bir engelli programı okuduğunuz hissine kapılmazsınız. Çünkü böyle bir farklılık amacında değil, daha ağır adımlarla tane tane öğretmek gibi bir hedefi var.

Birinci kitap, seti tanıtıyor. 2. Kitapta nasıl çalışmalar yapacağınızı anlatırken, 8. Kitap ise çalışma programının tablolarda hazır bir şekilde hazırlanmış çizelgelerini sunuyor.  3. Kitap iletişim becerileri, 4. büyük kas becerileri, 5. küçük kas becerileri, 6. alıcı dil becerileri ve 7. kitap Kişisel ve toplumsal becerileri kapsıyor.

Kitap bir rehabilite amacı taşıdığından ve herhangi bir satış hedefi olmadığından dolayı, standart kitapçılarda bulmanız zor. Fakat internet üzerinde bir araştırma yaparsanız, kitaba kolayca sahip olabileceğinizi görürsünüz. Bu tanıtımdaki amaç, bu tarz bir kaynağa ihtiyaç duyanlar için yol göstermektir. Çünkü piyasada satılan birçok kitap, size sadece genel bilgiler vermekte, çalışmalar konusunda yeterli olmamaktadır. Faydalı olması ümidiyle, sağlıklı günlere…

Emre Türker