Müthiş kalp çarpıntıları ve cesaretle söylenen dokunaklı açıklamalarla başlayan ilişki, henüz çiçeği burnundadır. Erkek, kızın etrafında pervane olmaya başlar. Pervanelerden oldum olası nefret eden kız, geri çekilir. Hamleyi gören erkek karşı atağa geçer ve bu soğukluğa neden olan canavarlarla savaşacağı konusunda kıza yemin eder. Erkeğin çaresiz çırpınışları, kızı daha çok tedirgin etmiştir. “Bilmem ki bu ilişki doğru mu?” şeklindeki sempatik yalancılığın ardından, erkeğin gerginleşen bağlantıları nihayetinde büyük bir gürültüyle kopar.
“Seni seviyorum aşkım”
Kelimeler karşısında çatlamış duvarları yıkılan kız, iç sesiyle konuşacaktır.
Bu ne banalliktir. Hiç senin gibi güçlü birine yakışıyor mu bu yumuşak ifadeler? Aşk, cümleler arasında yer almayan hissiyatımdır. Sen kimsin ki bu kadar kısa sürede bana aşık olacaksın. Beni ileride koruyamazsın sen şişme görüntüdeki inmiş balon. Senden iğreniyorum ama şimdi nasıl açıklarım ben sana bunu? Dur bakalım, evet…
“Bir süre görüşmesek nasıl olur? Problem seninle alakalı değil, tamamen benimle ilgili, gerçekten…”
–HİKÂYE BİTTİ–
Aşkın sebep olduğu duygusal çalkalanmaların tanımlanması gerçekten zordur. Çünkü kişiye göre şekillenen hisler, toplumsal genellemeye uyum sağlayamayabilir. Toplumun genel ifadesine uyma anlayışı ise, sizi duygusal hissiyattan uzaklaştıracaktır. Seni seviyorum ifadesi bayatladı. Artık sadece klasik sevenlerde bir hatıra olarak kaldı. Filmlerde kullanılmasını istiyor ama uygulamaktan nefret ediyoruz. Belki de arayış, yeni bir alternatif cümledir. Aşk karmaşasında sevgiyi ifaden eden yeni bir kelime bulmacası, şimdilik çözümsüz...
Emre Türker
Picture: flickr
Aşk ve sevgi konularını sahiplenmek, bencillik, faydacılık, çıkarcılık, karşılıklılık kavramları çerçevesinde ele alıp tespitler yapılması gerektiğini düşünüyorum. Kendi adıma henüz net bir tanım, çözümleme yapmış değilim. Kişisel farklılıkları da işin içine katınca iş daha da karmaşıklaşıyor.
YanıtlaSilAslında alternatif ifadeler yok değil.'Senden hoşlanıyorum' gibi cümleler de bir takım duygu ve düşünceleri anlatmak için kullanılabiliyor.
Eşrefpaşalılar diye bir film çıkmış piyasaya. Ntv' de yapımcı ve bir oyuncuyu konuk etmişler ve film hakkında konuşuyorlardı. Yapımcı aşkı cinsellikten uzak bir anlatımla ele almak istedik gibi ifadeler kullandı. Filmi izlemediğim için film hakkında bir yorum yapmayacağım ancak karşı cinse beslenen aşk denen histe cinselliği göz ardı etmek ne mantıklıdır ki? Bu noktada sevgi ve aşkın ayrı ayrı ele alınması bir takım tespit ve çözümlemeler açısından faydalı olacaktır sanırım.
aşk varsa güzeldir bende destegini bekliyorum baylaşımın için tşk ler.
YanıtlaSilAşk?
YanıtlaSilAcaba herkes aynı aşkı mı duyuyor?
"Seni seviyorum" demek herkes için aslında aynı dil mi?
Ben hâlâ "seni seviyorum" diyorum... Çünkü O'nu seviyorum...
:)
YanıtlaSilpsikologlar çocuklarınıza "sizin için değerli olduklarını hissettirin"der... Ancak böyle sağlıklı bir birey yetiştirebilirsiniz...
Sanırım sevgide böyle olsa gerek... birine senin için değerli olduğunu hissettirebilmek...istersen seni seviyorum de istersen onu severek kur tüm cümlelerini....
Adam… Cinsel arzular tutkuları, yakınlık ve görüş arzuları ise duyguları tetikler. Açıkçası her ikisi de birliktelikte vazgeçilmezliği meydana getiren unsurlar. Cinsel yönden tatminkar olamayan taraf, arzularını dışarıda arayabilir. Aynı şekilde sohbet olarak tatminkâr olamayan, dostluklarını arttırabilir. İkisinin aynı çizgide mükemmel uyumda yürümesi zordur.
YanıtlaSilsessiz kelimeler… Tabiî ki aşk güzeldir. İnkar eden, ancak acı çeken olabilir
şirin'den esintiler... Hayatım boyunca seni seviyorum kelimesinden asla sıkılmayan ve söylemekten çekinmeyen biri olarka, yazıya eleştirel yaklaşmıştım. Aynı görüşteyim, sevgimi ifade edemediğim, oyunlar içinde kanmaya çalıştığım ilişkide kendimi bulamam. Aşk, kurallar bütünüyle oynanmamalı.
Palyözi… “Değer verip değerini göstermemek” diye bir cümleyi çok duyarız. Bu biraz pazarlama tekniğidir. Yeni dünya satış dünyası ve bunu duygulara da lanse ettik. Değer verip değerini göstermemek ve peşinde sürüklemek, egonun derinlerde bir yerde bastırılmamış duyguların bastıma şekli olabilir.
Eskiden insanlar duygularını sözleriyle de anlatmalı, kendini ifade edip karşısındakini soru işaretleriyle bırakmamalı diye düşünürdüm.
YanıtlaSilŞimdilerde ise etrafımda dolaşıp duran birçok sevgi, duygu, beğeni cümlesinin ne kadarı gerçek acaba diye düşünür oldum...
İnsanlar sevilmek için severmiş gibi yapmayı adet edindi edineli lafların da içi boş ne yazık ki.
Sokak Kedisi… Biraz kişilik analizi yapabiliyor olmak gerekir. Körü körüne kapılma, kelimelerin anlamındaki hissiyatı tanıma ve sıcaklık ifadelerini anlama önemli. Ben, beklenti içinde olmadan sevmekten yanayım. Ölenle ölünmez diye biraz sert ifade vardır ya, kesinlikle doğrudur. Duygularını ifade et, yaşa, fakat sona erdiğinde geri dönüşüm gerçekleşmiyorsa, hayatını zehir etme…
YanıtlaSilAslında bu tamamen kişiye ve karşındakine bağlı. Ben "Seni Seviyorum" cümlesine çok önem veren ve herkese kolayca söylenmemesi gerektiğini düşünen biri olduğumdan bu sözü sevgilime söylemek için epey zaman geçmesi gerekmişti. Aynı şey karşımdaki insan için de geçerli. Hatta bundan daha fazla yıpratılan ve içi boşaltılan "Aşkım" kelimesi ise 2-3 sene beklemek zorunda kalmıştı.
YanıtlaSilİlhan Bilaloğlu… Elbette kişiye bağlı. İçinden o kelimeyi söylemek geçmiyor olabilir. Karşı tarafın da seni bu durumda zorlaması anlamsız. Fakat iki taraf için de çizginin eşit olması, karmaşayı önler. Mesela sen aşk kelimelerini aylar sonra kullanmak isteyebilirsin ama o hemen söylenmesini ister. Bu durumda problem başlayacaktır.
YanıtlaSil''Seni seviyorum'' cümlesi aynen dediğin gibi bayatladı Emre. Ben zaten ömrü billah ısınamamışımdır bu cümleye :))
YanıtlaSilBir kere 6 heceli bir cümle..
Fransızcası 2 hece ve pek hoş..İngilizcesi ona keza..Türkçemizde alternatif olarak ne getirilebilir ki??
Herhalde dilbilimciler de bulamadılar ki henüz yok :)
Ve bence hem içerdiği, algılandığı duygusal boyutuyla, hem de cümle söyleniş biçimi olarak gerçekten de sıktı..
Şahaneydi konu..
Teşekkürler Emre:))
Zeugma… Seni seviyorum’la başın dertte gibi görünüyor :)
YanıtlaSil“Aşk ifade edilme şekline göre değil, samimiyetine göre değerlendirilir” görüşü uygun olacağına göre, geri planda yaşattığı duygular daha önemlidir. Seni seviyorum’lar duygusal bağlılığın ötesinde, kimi zaman yalvarma, kimi zaman duygu sömürüsü, kimi zaman bastırma olarak bile kullanılabiliyor. İşin içine aşk girdiği zaman, konudan çıkmak gerçekten zor…
İçimden söylememinin geçmemesi de "Acaba biz bu kelimenin anlamını tam olarak doldur da mı söylüyoruz"a dayanıyor. Kelimenin anlamını boşaltmak istemeyen yapar. Ama tabi kelimeler insanlara çok tatlı geliyor. Kendi yapamadıkları şeyleri, sahip olmadıkları sevgileri bu sefer kelimelerle doldurmaya çalışıyorlar ve bunu yaparken de bedeli kelimeler ödüyor, onların içi boşaltılıp anlamsız hale getiriliyorlar.
YanıtlaSilİlhan Bilaloğlu… İç ses ile dış ses tutarlı olsa, söylemek istediğin bedel ödenmezdi. Fakat gerçeği olduğu gibi göstermeyen bir aynadan bakıyoruz kendimize, ayrıca oynanmış fotoğraflarımızı beğeniyor, doğallığı terk ediyoruz. Hal böyleyken, “seni seviyorum” kelimesinin içi boş ve anlamsız oluyor.
YanıtlaSil