25 Mart 2010

İş Görüşmesi İçin Gelmiştim!

"Görüşme sırasında herşey güzel gibi görünüyordu ama ne oldu anlamadım?"
İş arıyorsunuz. Tedirgin ve heyecanlısınız. Gelecek beklentiniz yüksek. Basamakları doğru çıkmakta kararlısınız.

İş görüşmelerinde yapılması gereken bazı ufak-tefek ayrıntıları, İş Görüşmelerinin Altın Kuralları başlıklı yazımda belirtmiştim. Siz her şeyiyle hazırsınız. Peki, görüşmeci hazır mı? Öyle ya, yetenek ve özellikleriniz, alım kararı aşamasındaki tek etken değil.

1- ) İş heyecanıyla görüşme salonuna giren Faik, kendisine seslenen Selma hanımın bulunduğu yöne doğru ilerliyor. Doğru selamlaşma, güler yüz ve el sıkışma ardından Selma, Faik’in kariyeri hakkında bilgi istiyor. Faik heyecanla kendini tanıtırken, işe olan isteğini göstermeye çalışıyor. Fakat Selma’nın aklı muhtemelen başka yerde olduğundan, söylenenleri dinlemiyor. “İşinizden neden ayrıldınız?” sorusu, Faik’in o sırada bölümün kapandığı ve işin başka firmaya devredildiği kısmının atlandığına işaret. Faik’in sadece “devam edilseydi daha iyi olurdu” son cümlesi duyuluyor. “İşinize gelmediği için ayrıldınız öyle mi?” diyen Selma hanım, tavrını sertleştiriyor. Faik’in anlattıkları, artık onun için önemli değil. Selma aceleci tavırlarla firmanın insan kaynakları sürecini anlatarak ayağa kalkıyor ve kapıya yöneliyor. “Biz sizi ararız” derken, gülümsemeyi ihmal etmiyor.

Selma mı işe uygun değil, yoksa Faik mi?

2- ) Müşteri hizmetlerine sorumlu aranırken görüşmeyi yapacak olan Ahmet bey, telefonla aranan adaylara saat belirtmez. “Sabah 8’den akşam 5’e kadar istediğiniz saatte gelebilirsiniz” der. Erkenden görüşme salonunda, bir başvuru izdihamı yaşanır.

İlk görüşmesini yarım saatte tamamlayan Ahmet bey, adaylardan Murat’ı yanına çağırır.

— Murat Yolkeser miydi?
— Murat Yolgezen olacaktı.

Pardon diyen Ahmet, yanlış CV’yi aldığını ancak okul bilgilerini okurken anlar. Doğru CV’yi bulması ardından, görüşme kaldığı yerden devam eder. Fakat Ahmet bey CV’yi daha önceden incelememiş. Yani Murat’ın görev için uygun olup olmadığına o an karar verecek. Murat konuşurken CV’yi incelen Ahmet, evet-hayır’lı yanıtlarla görüşmeyi kısa tutarak, pek soru sormaktan kaçınır. Çünkü CV’deki özelliklerin iş için yeterli olmadığına karar vermiştir. “Sizin bize sormak istediğiniz bir şey var mı Murat bey?”

Görüşme saati belirsizliği, CV’lerin incelememiş olması ve buna benzer birtakım amatörce işlemler, personel seçiminde başarıyı getirir mi? Mülakatların amacı, CV’deki özelliklerin geçerliliği ve kişinin psikolojik tavrını test etmek için değil midir?

Öngörüş, insan kaynaklarında çalışan işe alım uzmanlarının sahip olması gereken önemli bir özelliktir. Adayların bu işe ne kadar hazır olduğu, heyecanı ve arzusu, motivasyon derecesi ve güvenilirliği, muhtemel doğrulukta tahmin edilebilmelidir. Fakat testler uygulanmadan önce, uzmanın verimi, ön hazırlığı ve bakış açısı çok daha önemlidir.

Emre Türker

Not: Yukarıdaki mülakatlar, isim yapmış iki firmanın insan kaynaklarından derlemedir.
Picture: deviantart

7 yorum:

  1. Hadi canım çok uç örnekler dedim okurken. Hala insan kaynakları ile personel işleri arasında bocalayan, laf olsun diye insan kaynakları diye adını değiştiren şirketlerdir dedim. Taaa kii not kısmını okuyana kadar. Herşeyi geçtim her iki durumda da karşındaki insana saygı yok bir kere, daha en baştan kaybetmiş bir insan kaynakları anlayışı, çok yazık.

    YanıtlaSil
  2. Bu kavramların henüz oturmaya başladığı yıllarda patronun amcaoğlunu İdari İşler, halaoğlunu da İnsan Kaynakları Müdürü yaparlardı.

    Ülkede bu gerçek yaşanmaktayken biz ünv. sıralarındaydık. 1. Sınıfta aldığımız İnsan Kaynakları dersinde finalden tam puan almak için 8 sayfalık bir notu çalışmamız yetiyordu. Fakat bir anda eğitmenimiz değişti ve yurtdışında doktorasını yapmış vizyon sahibi bir öğretmene teslim edildik. 600 Sayfalık İngilizce bir kitap koydu önümüze!!

    Görüşme sırasında odadaki sehpanın konumu ne olmalı, odadaki çiçekler hangi seviyede durmalı, beden diliniz nasıl olmalı, öncesinde bu görüşmeye nasıl çalışmalısınız, adayların değerlendirilmesinde hangi yöntemi seçmelisiniz, insan kaynakları havuzu nasıl oluşturulur, ilan verirken hangi detayları vugulamalıyız v.s.

    Şok olmuştuk :)

    Sonraları farkettim ki işletmenin geleceği açısından en önemli departmanmış da bizim ve insanlarımızın haberi yokmuş ne yazık ki...

    Paylaşımınızdaki tüm satırlar hala yaşanıyor demek ki, ne fena :(

    Neden ilerleyemiyoruz diye düşünmeye bile gerek yok, siyasi olarak dahi en atlanmayan mesele hızla kadrolaşmak olduktan sonra...

    YanıtlaSil
  3. Artık iş görüşmeleri millatta kaldı diyolar ama bilmiyorum. Artık psikolojik testler yapıomuş kaliteli mekanlar :)

    YanıtlaSil
  4. Küfkedisi… Konuyla iş anlamında ilgili biri olarak, yaptığın yorum önem taşıyor. Kişiliklerin 10-20 dakikada ciddi anlamda analiz edilemeyeceği bir gerçek. Sonuçta artık neler yapılması gerektiği de bir taktiksel anlam içeriyor. Fakat insana verilen değer, fazlasıyla önem taşıyor. İnsan, en önemli sermayedir bir şirket için…

    Sokak Kedisi… Zaten CV incelemesi ilk aşama. Önceden, iş görüşmeleri “evet iyisin yani, onu da yaptın, bizim ki de böyle bir şey, gel şu parada anlaşalım” gibiydi. Şimdi stratejiler tamamen farklı. Para anlaşmaları, işe girişlerde artık ikinci planda kaldı. Yakında her birey, vasıfsız olabilir. Çünkü vasıf, yaşla doğru orantılı, bilgiyle katma değeli artıyor. Sanayi, meslek erbaplığını makinelere devrediyor.

    İnsan kaynakları uygulamaları sürekli tartışılmaktadır. Çünkü sınav aşamaları, 4’lü 5’li elemeler, grup mülakatları ardından yapılan seçimlerden hüsrana uğramış birçok firma var. Zaten bu hüsran, ikili görüşmelerde ortaya çıkıyor. Açıkçası işe alınanlardan önce, işe alacak personelin seçiminde titiz davranılmalı. Yoksa balık baştan kokuyor.

    Büşra Bayram… İsim yapmış firmaların iş görüşmeleri, bahsettiğiniz psikolojik veya yazılı sınav ve testlerin ardından gerçekleşiyor. Bunu ya bir danışman firmasından geçenlerin ardından, ya da kendi satın aldıkları paket programlarla uyguluyorlar. Zaten belli aşamaya kadar her taktiği bilmek ya da öğrenmek durumundasınız. Başka türlü, görüşme aşamasına bile gelmek zor.

    YanıtlaSil
  5. bide bunun torpil kısmı var.hani okadar alım yapılır başvurduğun yerde ama önce torpilli olanlar alınır sonrası şans meselesi ..bu konudada bi yazı yazsan ya hayalbemoll:)

    YanıtlaSil
  6. Burası Türkiye ve kaç kişi doğru yerde ki zaten..
    İş görüşmesindeki Selma Hanım ve Ahmet Bey bulundukları pozisyona layık olmayan ve büyük ihtimalle arkasında''Yakinimdir'' yazılı okkalı birine ait bir kartvizit dahilinde orada görevli kişilerdir.
    Zaten saymaya kalkarsak koltuklarda oturup da işi sadece bir imza atmak olan kaç kişi görevini hak etmektedir..Haksızlıklar silsilesidir hepsi.. yarıdan fazlası bu şekildedir..
    Çok yazık gerçekten..

    YanıtlaSil
  7. KaRaMeL… Açıkçası torpil durumlarından kurtulmak pek mümkün değil. Ben bunun “tavsiye” olan kısmını doğru bulduğum zamanlar da oluyor. Mesela biri size “gerçekten güvenebileceğin biri var mı?” diye soruyor ve siz de tüm ciddiyetinizle “şu adam tam biçilmiş kaftan” diyorsunuz. Bugün medya dünyasında işler genel anlamda böyle yürüyor. İkinci duruma “şans” demeyelim de “aradan sıyrılmak” ya da “samanlıkta aranan iğne olarak çıkmak” desek daha doğru olur. Bir zamanlar bir şirkette 13 kişi göreve başlamıştık. Bunların 11’i tanıdık vasıtasıyla işe girmiş. Yani biz 2 kişi çabamızla yerimize ulaşmışız :)
    Sevgili KaRaMeL, her zaman bu durumlar olacaktır, biz içimizdeki doğruluk inancını hep koruyalım. Eninde sonunda o bizi olması gereken yere götürür.

    Zeugma… Bugün birçok yerde, mesleğe alternatif meslekler çıkıyor. İnsan kaynakları, psikolog ya da sosyologların uzmanlık alanlarından biridir. Şimdi insan kaynakları yönetimi de bu bölüme uygun olarak ortaya çıktı. İşte bunlara alternatif olarak, bir de diplomasız uzmanlaşma var. PDR uzmanlığı (Psikolojik danışman ve rehber). Bu uzmanlığı almak için sadece kursları bitirmeniz veya seminerlere katılmanız yeterli. Kişisel gelişim uygulamaları da, psikolog ve psikiyatrların klinik çalışmalarına alternatif…
    Burada amacım eleştirmek değildir. Anlatmak istediğim şu, kimin nereden mezun olduğu sanayi toplumunda pek önemsiz kaldı. Artık her durumda biraz kurs veya çabayla, birçok mesleği seçebiliyorsunuz. Bunun yanında, uygun işe uygun insanı seçmek gittikçe güçleşiyor. Görevini hak edecek adam bulmak da ona keza zorlaşıyor. Artık en iyiler değil, en fırsatçılar ve en uyanıklar ön planda. Maalesef öyle…

    YanıtlaSil