Geçenlerde bir rüya gördüm. Her zamanki gibi, evime giden yolda yürüyordum bir gece vakti. Sokaklar hiç olmadığı kadar ıssızdı. Sağ tarafımda bulunan iki evin arasından, şimdiye kadar hiç fark etmediğim dar bir sokak dikkatimi çekmişti. Esrarengiz yoldan esrarengiz bir yabancı olarak, içimde bir merak, kalbimde heyecanla yürümeye başladım. İlerledim bilinmezliğe doğru bilmediğim bir dar sokakta ve yalnız başıma. Karanlık sokakta, tek bir sokak lambası aydınlatıyordu etrafı. Gecenin o vaktinde, sağanak halinde yağmur yağıyordu ve sular seller götürüyordu etrafı. Biraz daha ilerledim esrarengiz dar sokakta.
Kaldırımın her iki yanında, sayısını hatırlayamadığım kadar çok, ellerini bana uzatan zavallı insanlar görmüştüm. Ben dar sokakta ilerledikçe, yağmur şiddetini daha bir arttırıyordu. Uzanan eller "yardım" diye inliyordu. Onlar uzandıkça ben kaçıyordum. Şimdi daha bir hızlı yürüyordum. Sayısı bitmek bilmez bu zavallı insanlar, yolun sonuna doğru birer birer kaybolmaya başladılar ve ben, yürümeye devam ettim.
Sokağın sonuna yaklaştığımda, şimdiye kadar gördüklerimden belki de en mükemmeli denebilecek bir kadın çıktı karşıma. Genç ve güzel olarak hatırladığım bu kadın, yanan tek sokak lambasının tüm ışığını, sanki kendisine doğru çekiyordu. Ellerini bana doğru uzatarak gelmemi işaret etmişti. Hiç düşünmeden ilerledim mükemmel kadına doğru. Ben mükemmel kadına yaklaştıkça, o benden bir adım daha uzaklaştı. Bir süre sonra, tam da tutmaya yakınken bana uzattığı ellerini, ansızın kayboluverdi mükemmel kadın gecenin karanlığıyla beraber. Ben yağmurdan sırılsıklam ve yapayalnız kalmıştım sokağın tam da orta yerinde.
Uyandığımda derin derin nefes alırken buldum kendimi ve bir süre sonra nefesimin temposu, yavaş yavaş düzenli soluk hareketlerine dönüştü. Kendime geldiğimde, en çok o mükemmel kadının hayal olduğuna üzülmüştüm. Bu düşüncelerimin arasında gezinirken avare, ansızın gülümsedim. Bunca sıkıntının ardından, bunca uzanan ellerin ardından, desteksiz hayallerim geldi aklıma.
Emeği düşünmeden kazanmayı, tokluğa şükretmeden açlığı, gereksiz harcamaların ardından parasızlığı, aşkın güzelliklerini yaşamak yerine ilişkilerdeki aranan eksiklikleri, bunun gibi pozitiflikten uzak her türlü negatifliği, nerde olursa olsun mutlaka arar buluruz. Yolda gördüğümüz ya da televizyon kanallarında seyrettiğimiz yüzlerce acılı insana, "bu insanlık ölmüş be kardeşim" diye bakar, o sırada defalarca tekrar edilen hesap numaralarını hiçbir zaman kaydedecek kalem bulamayız. Sadece şikayeti biliriz biz. Nasıl yardım edileceğini değil, işimize gelenleri görürüz yaşadığımız ve havasını soluduğumuz güncel hayatımızda.
Rüyamı düşünüyorum da, gerçek hayatta olsaydı eğer, kişiliğini bilmediğim bir kadın mı verecekti bir an için huzuru-gülümsemeyi-mutluluğu, yoksa karşılıksız verebileceğim yardım mı? Aşkın tarif yok, kimisi için yapılan tüm fedakarlıklar, bir gün boşa çekilmiş kürekler gibi gelebilir bizlere. Yaşamak için uzattığımız her elin, ruhumuzda kazandırdığı çok kıymetli bir yatırım hesabı vardır aslında ve bunu harcamakla bitiremeyiz. Hatta öyle bir hazinedir ki bu, verdikçe daha çok kazanırız. Mutluluklar paylaşımdan uzaksa eğer, boş duvara gülümsemişsin kime ne?
Emre Türker
picture: deviantart
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder