Bazı insanların becerileri karşısında şaşkınlığa uğrarız. Yetenekleri, hayret uyandırır. Hesap makinesi kadar hızlı işlem yapar, okuduğunu aklına birebir kaydeder, gördüklerini asla unutmazlar. Bu olağandışı farklılık, “acaba nasıl?” sorusunu beraberinde getiriyor. Acaba bu özellikler doğuştan mı gelir, yoksa kazanılır mı?
Beyin üzerine yapılan araştırmalar, son yıllardaki teknolojik gelişmelerle birlikte hız kazanmıştır. İnsanoğlu, üstünlük arayışları için yeni keşiflerin peşinde koşuyor. Üstünlüğü çözmek isteyenler, süper zekâları izliyor, yaptıklarını analiz edip düşüncelerini sorguluyor. Nihayetinde farkı çözümleyemese bile, ondan faydalanma yoluna gidiyor. İşte bu önemli noktadaki soru, “en üst fayda nasıl sağlanabilir?” olacaktır.
Üstün zekâlı insanların birçoğu, farklılıklarının nasıl meydana geldiğini bilmez. “Okuyorum, unutmuyorum, hepsi bu!” gibi yanıtlar verirler. Fakat içlerinden bazıları, yaptıklarını analiz etmeye ve sebebi çözmeye çalışır. Açıklayabildiklerini not alıp, onları paylaşmak ister. Fakat kazandırdıkları fayda, değişkenlik gösterir. Yani süper bir beyin, kendi toplumuna faydalı için çalışırken, başka milletlerin hayatını riske atmaktan çekinmeyebilir. Zekânın tehlikeli içeriği, genelde bu noktada sorgulanır.
Zekâ, zekânın gelişimi ve sağladığı faydalar hakkında çeşitli kaynaklar var. Bazen anlatım konusunda birbirleriyle çatışarak, tutarsızlık gösterebiliyorlar. Öyleyse hangi kaynak daha iyidir? Bu soru gerçekten önemli. Olması gereken özelliklere kabaca bakalım.
1- Bilgi: Yazarın konu hakkında ne derece bilgi sahibi olduğu önemlidir.
2- Dil: Düzgün anlatıma sahip olmayan yazı, okuyucusuna yarardan çok zarar verir. Bu nedenle ifade kabiliyetine sahip olmayan bilgin, düzenlemede yardım almalıdır. Anlatımda sıra ve tasarım, ayrı bir uzmanlık alanıdır.
3- Araştırma: Yayınlanmış kitap ya da makaleleri takip etmeli, kaynakları incelemelidir
4- Deneyim: Konu hakkında çalışmalar yapmalı, olası sonuçları analiz etmelidir.
Yukarıdaki maddeler, okunacak düzeyde kitap hazırlamaya yetebilir. Fakat bunlara ek olarak yazarın zekâ üstünlüğüne sahip olması, diğerlerine fark atacaktır. Neden mi? Çünkü üstün zekâlı, anlatımına hislerini ve ruhunu da katacaktır. Araştırmacı ise, sadece gözlem ve uygulamaya (empirik) dayalı açıklama yapabilir.
Süper zekâ, sonradan kazanılan değil, doğuştan var olan bir özelliktir. Beyinlere çip takabilecek yola ulaşmadıkça, gerçek budur. Ayrıca beynin kullanım yüzdesiyle ilgili oran, halen tartışma konusudur.
Süper zekâyla doğmadıysak, ne olacak? Bulunduğumuz konumu kabullenmeli miyiz?
Zekâ sonradan kazanılmasa bile, kapasite geliştirilebilir. “İşleyen demir pas tutmaz” sözü, harika bir atasözüdür. Ne kadar çaba gösterirseniz, o kadar kapasiteniz artar. Kapasiteyi ne kadar arttırırsanız, o kadar üstün olursunuz. Bilgi, sonradan kazanılan özelliktir. Hiçbir şey bilmeyen, zekâsıyla üstünlük sağlayamaz.
Öyleyse; zekâ, yetenek ve hafıza için araştırmaya, bilgi adına veri toplama devam edin. Her adım, size bir artı daha kazandıracaktır.
Emre Türker
Picture: flickr
Sağlam zeka sağlam vücutta bulunur :))
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı Sevgili Emre. Bu arada bloğuma hoşgeldin!
çoban yıldızı... Aynen öyle :)
YanıtlaSilTeşekkürler, sen de hoş geldin.
Zeka sonradan kazanılamaz ama bilgi sonradan kazanılabilir ve kapasite geliştirilebilir. Aynen öyle. Yüksek bir zeka seviyemiz olmasa da moralimizi bozup oturmayalım yani:) Sevgiler.
YanıtlaSilsihirliyazilar… Elde var olanları en iyi şekilde değerlendirmek, artı kazandırır.
YanıtlaSilMoral bozulduktan sonra, ister otur ister kalk :) fayda etmez. Elde var olmayan için en iyi alternatifi kendine sağlayacaksın. Sana göre ve topluma göre ortaya çıkan deneysel sonuç, farkındalığa yol açar. Biraz karıştı ama kısaca toplarsak:
Hz. Muhammed’in (S.A.V.) sözün hatırlayalım. “İlim Çin’de de olsa, gidip alın.”
Ormada ya da ıssız bir adada medeniyetten uzakta doğup büyümüş bir insan isterse dahi olsun konuşmayı bile öğrenemeyecektir, değil mi ama?
YanıtlaSilÇok ilkel bir örnek oldu ama doğru yani :))
Napmışım ben yaa??
YanıtlaSilBütün yorumları buraya doldurmuşum :(
Zeugma... Sen benden çok yaşayacaksın. :)
YanıtlaSilNeden mi? Çünkü bu tarzda bir yazı hazırlığı içersindeydim. Biraz daha bilimsel ve sosyal olguyla açıklamayı bekliyordum. Neyse, ilgilenenlere reklam olsun :)
Kısacası ilkel değil, mükemmel bir örnek olmuş.
Yazını merakla bekleyeceğim Emre:)
YanıtlaSilGerçekten..
Ayrıca ilkel örneğimi ''mükemmel '' bulmana sevindim, ne yalan söyleyeyim :)
Tamam Zeugmacım, planlanan yazıyı öne alıyorum.
YanıtlaSilMuhtemelen bundan sonraki ilk konu olacak.
Gelistirilebilir kapasiteye ve her zamanki gibi billur bir akisla verdigin bilgi ve kaynaklara her zaman katiliyorum. Ayrica resme de bayildim! Ozlemisim :)
YanıtlaSilÖncelikle yazı için teşekkürler...Çok yerinde bir paylaşım olmuş....
YanıtlaSilVe yazdığın her şey çok doğru...
Benimde zeka ile ilgili eklemek istediğim bir anektod var iznin olursa:)
hani hep bazı ebeveynler başarısız(ders çalışmayan:)) çocukları için derler ya "aslında bizim oğlan çok zeki...ama eşşek ders çalışmıyor....çalışsa Albert az kalır :) " hangi albert dediğinizi duyar gibiyim...Cevap:"Eistein Albert Eistein:)" Neyse yani zeki çocuğun ders çalışmama tutarsızlığı...Çocuk zeki olsa sistemi sorgulamaz...ve en azından şu durum için çalışmanın gerekli olduğunu anlar ve dersine çalışır yani;) Ha bende çok çalışkan bir kız değildim..okuldayken hayatımda mesela tekrar yaptığımı hatırlamam...Ama liseyi okul 2.liği ile Üniversiteyi de bölüm 2.liği ile bitirdim....Çalışkan değildim ama sınıf 1.siydim....Annem de böyle saçma sapan kendini tatmin başarısızlık öykünmeleeri çıkarmazdı çünkü çalışkandım zaten ona görede....
Amma yazdım yaa....Teşekkür ederim...bunları yazma fırsatı verdiğin için...Sevgiler....
Eliza Doolittle… Bilgin bir çocuk figürü ararken, onurlu ve akıllı bir uzakdoğuluyla karşılaştım :) Yeri gelmişken, resimler çok şey ifade ediyor. Resim, yazıyla uyum sağlamalı ki, ne istediğini hissettirebilsin.
YanıtlaSilGörüşlerime katılmana sevindim, sempatik yorumun için teşekkürler…
Palyözi… Anekdotuna bayıldım. Eistein iyi bir örnek, hatta nice Eistein’lar var, fakat ismini duyma şansına sahip olmamışız. Özellikle Çinli filozoflar ve düşünürler, belki birçok bilim adamından daha fazla şeyi ortaya çıkarmış, ama pratik uygulamalarda isimlerini duyurmadıklarından, kaybolmuşlardır.
Şanslı birisin. Çünkü doğuştan yapı itibariyle pratik düşünceye sahipsin. Muhtemelen etkin dinleyebilme, yani duyduklarını iyi algılama ve analiz etme özelliğin var.. Çünkü derste anlatılanlar, hafıza rafların için yeterli olurken, tek okumayla da pekiştirmeyi sağlıyorsun. Bundan sonraki çalışma hayatında, iyi derecelerde varlık göstermeni diliyorum.