Çok zeki, hırslı veya çalışkan biri, yaratıcı olarak tanımlanabilir mi?
Tony Buzan, “Yaratıcı Zekânın Gücü” adlı kitabında bu kavramı şöyle tanımlamış: “Yaratıcı Zeka; yeni fikirler geliştirme, sorunları orijinal yollarla çözme ve hayal gücü, davranışlar ve verimlilik açısından başkalarından üstün olma yeteneğidir.” Yaratıcılık özelliklerini ise, akılcı, esnek, orijinal, geniş fikir ve sezgi gibi tanımlarla anlatıyor. Alan J. Rowe’nin “Yaratıcı Zeka” adlı kitabındaki tanım ise şöyle: “Yaratıcı zeka, normalde genel zeka diye ele alınan zekadan farklıdır. Yaratıcılık, nasıl düşündüğümüze ve yeni ya da farklı bir şeylere erişmek için duyduğumuz güçlü tutkuya odaklanır.” Onun özellik tanımlamaları hemen hemen aynı. Sezgisel, yenilikçi, hayal gücü ve esinlendirici. Tüm bu tanımların ardından, şu üç maddeye odaklanabiliriz. Orijinallik, akılcılık ve esneklik…
Psikolojide yaratıcılık, zekâdan farklı değerlendirilir. Zekânın daha çok çözüm gücüyle, yaratıcılığın ise probleme farklı bir bakış açısı ve riskle bağlantılı olduğu söylenir. Laura Uba ve Karen Huang, yaratıcılığı geliştirmek için şu yolları önermiş:
1- Sonucu düşünmeden, duygulara kapılmadan, yaptığınız işe odaklanın.
2- Merakı tetikleyici şeyler yapın. Örneğin; herhangi bir kitabı alıp ters çevirerek okumaya çalışın, somut görüntülerden farklı olarak soyutu canlandırın ve gerçek nesneleri abartılı düşünün. Mesela, kitap içindeki resimlerin hareket ettiğini düşlemek gibi.
3- Yaptığınız herhangi bir işte, duyu organlarınızın tamamını kullanmaya çalışın.
4- Herhangi bir fikri, bakış açınızı genişleterek eleştirin. Daha önceden görmediğiniz yolları keşfe çıkın.
Fen derslerinden şunu öğrendik: “Hiçbir şey yok olmaz, yoktan da var olmaz” Yaratıcılık, yaratma yeteneği yani yoktan var etmek demektir. Bu tanıma bakınca, kelimenin anlamı tartışılır. Yaratıcılık, daha çok icat ve üretkenlik kelimelerinde aranmalıdır. Çünkü akıl ve fikir zaten vardır. Hayal gücü ve farklılığı üreten beyindir. Fikri ortaya çıkarıp kullanan ve işleyen insandır. Fakat tanım ne kadar hatalı görünse de, böyle kabul görmüş. Bu yüzden açıklamalarda orijinal bilgiyi kullandım.
Emre Türler
Kaynakça: Laura Uba ve Karen Huang – Psychology, Tony Buzan – Yaratıcı Zekânın Gücü, Alan J. Rowe – Yaratıcı Zeka
Picture: flickr
İyi bir paylaşım, teşekkürler.
YanıtlaSilYine cok guzel bir ozet giris olmus bu engin konuya Emre, sagol...
YanıtlaSilYaratici zeka, hele de Goleman'in EQ kitaplariyla birlikte okundugunda, insani pek guzel ve farkli aydinlatiyor...
Eliza Doolittle… Daniel Goleman’ın Duygusal Zeka’sını yıllar önce keşfetmiştim. Hayatıma anlam katacağına inandığım bazı kitapları tekrar okurum, duygusal zeka da onlardan biri. Tekrar okunacaklar listesine aldım.
YanıtlaSilÇok güzel bir paylaşım, teşekkürler. İnsanın yaratıcı olası geliyor :)
YanıtlaSilYaratıcılığın IQ seviyesi yüksek olmakla hiç alakası olmadığını düşünenlerdenim. En yoğun olarak ''Hayal edip uygulayabilme isteği ve gücü'' diyebiliriz bence de. Bir şeyi kafasında hayal edip, yani tasarlayıp herkesten farklı yollarla yapabilme ve yeni fikirler geliştirebilme becerisi.
YanıtlaSilBaşka bir deyişle ''Analitik zekaya sahip olma ve bunu maksimum düzeyde kullanma''.
Bakmak ve görmek diye ayrım var ya, onun gibi.Herkesin gördüğü şeyi görüp onunla ilgili farklı şeyler düşünüp uygulamaya koyma ve bunu somut bir halde ortaya çıkarma, sunma, kendine hayran bırakma olayı :))
''Reklamcılık'' vb. mesleklerin şiddetle ihtiyaç duyduğu olgu.
Çok güzeldi yine konun Emre, tam benlik.İlgiyle okudum ve bahsettiğin kitapları da bulacağım.
Teşekkürlerimle :)
Aslı. Teşekkürler. Hepimizin içinde bir üretken anlayış var, hadi şimdi başla o zaman :)
YanıtlaSilNot: Yeni bir şey bulduğunda haberimiz olsun :)
Zeugma… “Bardak doluysa, içine daha fazla bir şey koyamazsın.” Yeni bir sıvı eklemek için, bardağı boşaltmak gerekir. Yaratıcı zeka bununla ilgili. Bir şeyler üret, onu kullan ve sonra yeni şeyler için zihnini rahat bırak. Stresin hakim olduğu toplumlarda farklı şeyler ortaya çıkarmak zordur. Çünkü öyle boş şeylerle doludurlar ki, yeni üretilecek şeyleri gereksiz ayrıntılar olarak görürler. Kısaca “Nereye bakarsan, orayı görürsün.”
Güzel yorum için teşekkürler Zeugma.