13 Nisan 2009

Huzuru Törpülenmiş Hayat

İçimdeki şeytanla mücadele ederken, düşüncelerimi sorgulama aşamasında henüz çıkabilmiş değilim. Hangi sakinleştirici bedenimi rahatlatır, bilmiyorum.

Rahatlamak için çıktığım kapalı alanların ardında, sinir uçlarımı kemiriyorum. Geçmişin ayak izlerini takip etmek değil amacım, bastığım yerleri sular aldı götürdü. Yaşanmışlıkla, yaşananlar arasında sıkışıp kalmışken, yükseklerden atladığımı düşlüyorum. Yerle bir olmaya ramak kala, ayaklarımdaki lastik bağlar yukarıya çekiyor beni. Gülümsediğim alanlar daraltılmış, mutluluk adına küçücük odalar bırakılmış.

Çömeldiğim köşeden şimdi ayağa kalkacağım. Kollarımda destek olmasa, kaç adım daha ilerlerim, bilmiyorum. Sevenlerin damarlarıma enjekte ettiği huzur, geçici mi, yoksa kalıcı mı? Yolun sonunda beni ne bekliyor, bilmiyorum. Belki birbiri ardına kapılar açılacak ve sonrasında benliğim alıp başını giderken, kimseye hesap vermeyecek, hesap soracaktır.

Sahte gülümsemeler,
Sahte selamlar,
Sahte duygular,
Her şey sahte.
Orijinal samimiyet aranıyor, fakat bulunamıyor.

Gezip tozduğumuz, içip gülümsediğimiz sokaklar kararırken, evimin yolunu tutuyorum. Boğazın serin sularında, aklım bir karış havada, kokusunu özlediğim sevgiliye koşuyorum. Kanatlarındayken, sakinleşiyorum. Her sabah yeni günü karşılarken, cesaret veren tek şey, aşk oluyor.

Hayatta sevgi varsa, gerisi yalan-dolan…
Para sizi geçici mutluluklarla kandırırken,
Gerçekleri unutuyorsunuz.
Nefes almak için daha fazlası gerekli değildir.
Yaşama bağlayan hazineler,
Umudu destekleyen sevginin kanatlarını omuzlara yükleyenlerdir.

Emre Türker
Picture: deviantart

8 yorum:

  1. Hangi sakinleştirici bedenimi rahatlatır bilmiyorum...
    Niye bu kadar zor yada yoksa sorular bilmediğim konulardan mı çıkmış?
    Bu denklem kaç bilinmiyenli?
    İnsan herşeyi bilmeli mi?..

    YanıtlaSil
  2. Böcek... Her uyandığımız gün, yeni bir problemin başlangıç noktası
    Hangi denklik, cevapları eşitleyecek olumlu sonuçlar doğurur,
    Hangi dalgalar kıyıya vurduktan sonra çekilirken tekrar gelmeyeceğini vaat eder,
    Hangi çıkmazlardan u dönüşü yaparken kaldırımlara teğet geçersin,
    Bilinmez. Bazen bildiklerini bile bilmiyormuş gibi yapmalı, hatta hiç bilmemeli…

    YanıtlaSil
  3. herşeyin üstüne geldiği durumlardan bi tanesi :(((

    yine kendimi okudum gibi oldu...
    insan hiç bişeyi bilmeden yaşasa daha bi mutlu olcak sanki..

    YanıtlaSil
  4. Hayatta çok gel-gitler yaşarsın..bazen gülüp geçersin, umursamazsın,görmezsin, göremezsin,kimi zaman da eyvallah.! dersin ama,
    gel gör ki..
    yalan dolanları, sancılarıyla ve hatta güzellikleriyle kendine çoktan bağlamıştır seni,bırakıp gittiğinde ise haykırmak istersin...!!

    YanıtlaSil
  5. ne kadar hasrestle çığlık atılsa da huzur aslında hiç kucaklamayacak sanızrım bizi.. çocukluğun refahından büyüme hayallerine geçişte başladı huzur tüketme seansları.. şimdi istesek de geri alamaz, başkalarının huzurunu ödünç alamayız.. yalnızlık hasretiyle yanıp tutuştuğumuz kalabalık geceleri ansızın terk edip gittiğimiz gün yitirdik her şeyi.. artık ne sevgili gelir geri, ne huzur, ne gerçek dostlar..
    kendimden yola cıkarak konuşuyorum ki teselliler de o parayla satın aldığımız geçici mutluluklar kadar sahte, yalın kalıyor.. o yüzden tek teselli cümlesi bile ağır geliyor.. mahzuru yoktur umarım..

    YanıtlaSil
  6. hayatta sevgi varsa gerisi yalan dolan..
    kesinlikle sevgi ve ölüm gerçek gerisi boş

    YanıtlaSil
  7. en iyi sakinleştirici kitap okumak:P..bana en iyi gelen,kadeh kadeh şarap eşliğinde,kitap okumak:)yakında alkolik ve kalın mikroskop camlı gözlüklü biri olarak gezicem,haha!:))

    YanıtlaSil
  8. HaYaL MeYaL… En iyisi, akıllı kalabilmek için deliliği oynamak. En iyi oyuncu olarak, sahnede ve kendini vererekten.

    KaRaMeL… Kaç haykırmanın ardından tahminlerim hep boşa çıktı bu yarışta.
    Her kolonu özenle doldurulmuş düşüncelerimin bir fiyaskosu bu.
    Haykırmak, ardından gelir.

    DEZ… Yaraya bir tuz zerreciğini de birlikte dökmüş olduk. Mahsuru yok, üstü zaten hayatta bize kalacaktır. Mutlu olmak için, sakıntı yaşamak gerekiyor. Bazen bu sıkıntılar, hayatın alışkanlığına dönüşünce, evrimleşiyor duygularımız.

    meltem… Kesinlikle haklısın, ah bir de içimizi kemiren sinirsel titreşimler olmasa…

    shenem… Şarap ve kitap. Bir süre sonra ilaç gibi oluyor.
    Sonrasında yeni bağımlılıklar çıkıyor ortaya mutluluk adına.
    İçmeden olmaz, okumadan anlaşılmaz diyorsun.
    Dikkat et aman ha :)

    YanıtlaSil