Parti öyle balo şeklinde değil, tavernada göbek attıran bir eğlenceydi. Bulunduğumuz mekân, İstanbul’un Emirgan semtindeki tavernalardan biriydi. Taverna müziklerinden normalde hiç hoşlanmam. Böyle anlarda kafama göre takılmayı bir şekilde becermişimdir.
Ev arkadaşlarımdan Konuşkan, Bay Nazik ve sonradan samimiyet kurduğumuz Kültür Mantarıyla aynı masadaydık. Limitsiz partiler bozuyor beni. Aslında bedavaya saldıran biri değilimdir ama çakırkeyif ortamlarda oltaya çabuk gelebiliyorum.
Şişenin biri gitti biri geldi derken, ipler koptu. Taverna müzikleri, artık bizim söylediğimiz anlamsız parçaların fonu olmaya başlamıştı.
Bir yerde bağırarak şarkı söyleniyor ve dans ediliyorsa, oradan uzak durmak lazım, yani bizim masadan…
Bir ara koptum ve “telli turnalar”ı söyleyen ünlü piyanist şantör abimize (isim vermeyelim ayıp olmasın),
- Bırak abi telleri turnaları (istek çalıyordu abimiz). Guns N' Roses’dan Don't Cry’ı söyle.
- ???
- Lan ne biçim sanatçısın, o zaman Bob Marley’den No Woman No Cry’yı çal.
Abimiz hız kesmiyor ve duymamazlıktan gelip telli turnaların tellerine kuşlar kondurarak şarkıyı değiştiriyor. Ah be abi, parti bitene kadar ne çektin bizden, affetmişsindir umarım.
Limitsiz olaylara fazla takılmayın. Belli bir süre hız kesmiyorsanız, artık içkiler garsona verdiğiniz bahşişlerle gelmeye başlıyor. Limitsizin de bir limiti vardır yani.
Partiden çıkış saati gece 3 civarı. Arabalara atlıyoruz ve o zamanlar adı Paşa olan ünlü eğlence merkezine gidiyoruz. Kapanışa yarım saat kala bizden giriş ücreti talep ettiklerinden, “para verdiğimize değmez” diyerek başka mekâna yelken açıyoruz.
Gece olmasına rağmen, Ortaköy yolunda trafik feci durumda. Kalabalık grubumuzda binecek araba çok olunca, yeri geldiğinde yürüyüp öndeki başka arkadaşın aracına geçip vakit geçiriyorduk. Bir ara bizden zannedip herhangi bir taksiye kafamı sokup BEN GELDİM, YER AÇIN SARHOŞA diye bağırınca, karı-kocanın gözleri pörtlemişti. Bu işi tam oyun haline dönüşüyorduk ki, trafik açıldı. Ortaköy’ün ilerisinde mal gibi ortada kalmıştık.
Önce yola yatmak gibi bir saçmalıkta bulunmuştum. “Beni bırakın siz gidin” sözlerimi anımsar gibiyim. Bay Nazik kolumdan tuttuğu gibi beni ticari taksiye bindirmişti. Şimdi tam yol ileri, istikamet Taksim Kemancı... (Arabalardan inmeseydik, direk oraya gidecektik zaten.)
Eğlence orada tüm hızıyla devam ederken, zaman dolmuş ve bar kapanmıştı. Sabaha doğru ayılmak üzere Dolmabahçe’deki çay bahçesine gidip, sıcak çay ve kahvelerle kendimize gelmeye çalışmıştık. İşin ilginç tarafı, saf bir okul arkadaşımızı yolda sallanarak giderken görmüştük. Adam partiden sonra nerede olduğunu çıkaramamış, kenarda bir yerlerde sızmış. Dünya küçük, bir şekilde bulmuş bizi.
Çılgın partiden sonra eve gitmeyi başarınca, iki gün deliksiz uyumuştum. Belki de zehirlendik de, uykuyla kanımızı temizledik. Bilmiyorum artık o kadar nasıl uyuyabildim.
Bazı yerler vardır tarzınız olmayan. İstemeyerek gittiğiniz o yerlerdeki eğlenceyi tekrar arasanız bulamazsınız. Bazen de “tam benim mekânım” dediğiniz yerler, kafanıza taş olarak düşebilir.
Konunun ana fikri neymiş, gezip görüp yaşamadan önyargılı olmamak lazımmış.
Emre Türker
picture: deviantart
:)benden önce davranmışsınnn...bendee yazacaktımmmm...hiç sohbet etmediğin arkadaşla ilgili açıklama havada kalmışşş(yoksa ben mi meraklıyım:))
YanıtlaSilÇok renkli birisiniz:))Sizin maceraları okurken orada olmak isteği geliyor insana,yola yatmak değil de izlemek için:))))Sevgilerimle
YanıtlaSilBir de o gecelerin vazgeçilmez repliği " ben sarroj diilim" var : )
YanıtlaSilSENİN ŞU MACERALARINI okurken hep kendime yakın şeyler buluyorum.
YanıtlaSileskiye dair flash backler yaşıyorum kafamda hoşuma gidiyor..:))
koptugum yer taksıdekı cıftın ben geldımmm sarhosa yer acın dedıgınde
YanıtlaSilgozlerının portleme anı
:)) superdı cok guldum
Gezip görüp yaşamadan önyargılı olmamk lazım cidden doğru..
YanıtlaSilŞöyleki;
1 kaç sene evvel danstan arkadaşlarım AKM de "Madam Butterfly" adlı opera için bilet alacaklardı. bende "ne operası yaw manyakmısnız" demiştim..
Fakat arkadaşlar opera okadar güzeldiki ben operanın sonunda iki gözüm iki çeşme ağlıyodum :)
Arkadaşlarım kelebek noldu anam hani sen beğenmiyodun opera falan şimdi niye ağlıyosun dediklerini hatırlıyorum :)
Velhasılıkelam Opera güzel bişiymiş :)
gerçekten mi uyudun iki gün boyunca? yuhh diycem ama ya:))
YanıtlaSilben geldim yer açın sarhoşa hea :D :D koptum gülmekten..
YanıtlaSilgörmek isterdim seni ve arkadaşlarını öyle..
bu senin olay tıpkı üniversite bahar şenliğine serdar ortaç ve benzeri tipler geliyo diye isteksiz olan birinin ortamın heycanı ve şarkıların cukka cukka olması nedeniyle kopmasına ve eğlencenin dibine vurmasına benziyo..
ve nedense hepte böyle olur yaa :D
ben de ne zaman sıkılacağım diye gitsem böyle bir yere artık boşvermişlikten mi bilmem çok eğlenirim.
YanıtlaSilyesari… Sen de anlat yesari mezuniyetleri renk olur. Arkadaşlar arasındaki muhabbet, geyik muhabbeti işte nolcak :)
YanıtlaSilbeyaz mendil… bu tip partilerde kopmaya başlayanı takip ediceksin, her zaman onlardan iyi malzeme çıkar :)
noranıngemisi… ben sarroj dilim repliği çoğu zaman geçerlidir benim için :) Eğer kopma noktasına geldiğimi fark edersem, hemen eve kaçmaya çalışırım. Malum, sonu her zaman iyi bitmeyebiliyor.
BodrumSibel… Farklı yaşayan her bünyede bu tip maceralar vardır, yoksa sen de bizim grubun içindeydin de hatırlamıyor muyum nedir :)
öykü… Bu olaydan sonra araçtakiler eve gidinceye kadar camlarını açmamışlardır kanısındayım :)
Kelebeğin Ömrü… Opera sahnede güzel de, televizyonda bayıyır be :) Taverna müziklerini televizyonda program olarak 2 saat izlediğini düşünsene :) işkenceee
bi dost… Daha fazla da uyuyabilirdim de uyandırmışlardı beni :)
...RiGoR MoRtiS... Bu tip yerlerde ortamı asıl güzelleştiren, ortamdaki arkadaşlar oluyor. Tek başıma hiçbir barda eğlenmezken, kalabalıkta şenlenen biri olarak söylüyorum bunu. Tek gittiğim yerlerde, meyhane havasına dönüyorum.
tatlısukırosu… Olabilir, son çırpınış olarak, güzel yaklaşım :)
ROSE... Gidip dönmeler önemli değil, her yaşanmış mutlu anların hatırına, sonrasındaki kötü olayları affedebilirim. Önemli olan mutlu hatıraları anımsamak olsa gerek.