20 Mart 2009

Işıksız Odaların Ekşimtırak Tadı

Genç yaşında evlendirilmesi, koca dayağı yanında yokluk içinde kuru ekmeğe talim ederek çocuklarını yetiştirme çabası, defalarca karanlık sokaklarda yalnız bırakılıp sessiz kalması, yüzündeki gülümseyişlerine engel olamamıştı.

Söylediklerinin gerçek olup olmadığına kimse karar veremezdi. Çünkü onun küçük mutlu hayal dünyası, acı dolu soluyuşlarıyla birlikte yaşardı. Ne zaman misafir gelse, olmayan paraya rağmen mutfağına bereket yağar, sihirli değneğiyle sofrasına mucizeler saçardı.

Koca sevgisi görmediği için tüm güzelliklerini çocuklarına yansıtır, aşkları eski Türk filmlerinde arardı. Acı dolu hatıralarının içinden mutlu parçaları ayıklar, anılarına bal katıp sohbetlere sos yapardı.

“Bir gün olsun, kolunun altında rakı şişesi yerine ekmek olsun” diye kocasını beklerken dualar eder, fakat sabahları kâbuslar içinde uyanırdı.

Bir gün evde yaşayan canavar, mekânı terk etmek istedi. Kocası kalp krizi geçirmiş, ameliyattan sonra dünyanın kaç bucak olduğunu hesaplamayı başarmıştı.

Alkolün evden kaçmasıyla birlikte tanrı misafiri sevgi, kapıyı çaldı. Kiracı konumundan onları kurtarıp, yeni evlerinde balkon sefası yapma fırsatı sundu. Mutluluk cerrahın usta elleri sayesinde, kederin genetik yansıması çocuklarının üzerinden alınarak, belediyenin artık merkezinde toprağa verildi.

“Rahata erdik” diyordu. Acaba erken mi konuşmuştu?

Ağrıları nedeniyle doktora gitmenin gereğini hissederken, hastanenin lüks olduğu tezi ilk defa o zaman çürütülmüştü. Görüşme uzun sürmüş, toplantıdan kriz kararı çıkmıştı.

Doktor olasılıklarında 3 ay biçilmiş yaşamsal değer, mutlu çırpınışlar içinde 3 yıla yayılmıştı.

Koltuğunda erirken, sadece “çekecek cezam kaldı mı?” diye soruyordu.

Acı dolu dakikalar, her geçen gün etrafında fark edilmemiş sevgi selinin çağlamasına dönüştü.

Günlerce bilinçsiz konuşmaların ardından, dakikalarını sessizliğe bıraktı. Gözleri kapalıyken, kutsal isimlerin adını saymaya başladı. “Beni bekliyorlar, çocuklarla beraber.”

Mutluluğa kavuştu. Çünkü sevgi dolu ruhu, acı dolu bedenini terk etti. Geride gülümser bir ifadeyle izin istemişti yaşamdan...

Emre Türker


picture: deviantart

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder