12 Ocak 2009

The Diving Bell and the Butterfly (2007)

Türkçe Adı: Kelebek ve Dalgıç
Orjinal Adı: Le scaphandre et le papillon
Tür: Biyografi / Dram
Yönetmen: Julian Schnabel
Süre: 112 dakika
Oyuncular: Mathieu Amalric, Emmanuelle Seigner, Marie-Josée Croze, Anne Consigny, Patrick Chesnais, Niels Arestrup, Olatz López Garmendia, Jean-Pierre Cassel, Marina Hands, Max von Sydow, Gérard Watkins, Théo Sampaio, Fiorella Campanella, Talina Boyaci, Isaach De Bankolé, Michael Wincott
Scaphandre et le papillon, Le orijinal adıyla Fransız yapımı film, Elle dergisi editörü Jean-Dominique Bauby’nin hastalandıktan sonraki yaşamını konu alıyor.

Arkadaşları tarafından Jean-Do diye anılan Jean-Dominique Bauby (Mathieu Amalric), gözünü açtığında karşısında doktor ve hemşireleri görür. Olanlara pek anlam veremez. Kendisiyle konuşan etrafındaki bu beyaz gömleklilere cevap vermeye çalışır, fakat daha sonradan dudaklarını oynatamadığını anlayacaktır.

Jean-Do, sadece sol gözünü hareket ettirebilmektedir. Diğer bütün organları felç olmuş durumdadır. Kendisine yardım etmesi için Henriette (Marie-Josée Croze) ve Marie Lopez (Olatz López Garmendia) adında iki kadın görevlendirilir. Henriette, konuşması için ona, çok kullanılandan az kullanılana doğru sıralanan bir alfabeyle çözüm arayacaktır. Marie ise, dil ve dudaklarının hareketi için çabalayacaktır. Jean-Do’nun çevresindekiler ile tek bağlantısı, sol gözünü kırparak vereceği cevaplardan öteye gidememektedir. Umutsuzluğa kapılan Jean-Do, hayaller kurmakta ve kendini sorgulamakta, bizler de onun sol gözünden ve düşüncelerinin sesinden olanları izlemekteyiz.

Jean-Dominique Bauby, 1952 – 1997 yılları arasında yaşamış Elle dergisinin editörüdür. 43 yaşına geldiğinde, tıpta çok ender rastlanan locked-in syndrome olarak bilinen bir hastalığa yakalanarak felç olmuştur. Jean-Do, sol gözünden verdiği müthiş çabayla kitap yayınlama hayalleri kurmuş ve bu çabasıyla Kelebek ve Dalgıç adlı romanını da hazırlamayı başarmıştır.

Editörün yaşamsal çabası oldukça etkileyiciydi. Doktorların Jean-Do için gösterdiği özveri ve görsel öğelerle desteklenen anlatmak istedikleri, filmi başarılı kılan en önemli etkenlerden biriydi. Fakat sol gözüyle harfleri okuma çabası ne kadar takdire layık olsa da, bunu izleyiciye her an yaşatmanın doğru olmadığı görebiliyoruz. Bu kadar fazla harflerin özüne inmek, bir yerde sıkıntı vermeye başlıyor.

Bir roman yazmak, herhalde hiç bu kadar zor olmamıştır. Jean-Dominique Bauby’i, bu konuda ayakta alkışlıyoruz. Her şeyden önemlisi, sağlığında başka bir kadınla beraber olmak için terk ettiği eski eşi Céline’in (Emmanuelle Seigner) sadakati ve sevgisi, Jean-Do’nun bir şeyler başarma çabasından bile daha öne çıkıyor.

Emre Türker

picture: impawards

4 yorum:

  1. Türkçeye Kelebek ve Dalgıç olarak geçtiği ve filmde ara ara dalgıç görüntüleri gördüğüm için , bi süre adama denizde bir şey olacak sandım . Ama sonrdan tabiki orjinal adını öğrendim . Sadece filmi izleyenler neden filmin böyle bir adı olduğunu büyük ihtimalle çıkaramazlar , çünkü eğer ben gözden kaçırmadıysam filmde sebebi geçmiyor . Çok merak ettiğim için kitabını buldum okudum , ve filmden etkilendiğimden çok daha fazla etkilendim (belkide kitapta çok daha fazla emek olduğunu bildiğimdendir) .
    Kitapta yazar şöyle diyor, bir anda felç olmasına istinaden "şimdi dalgıç giysisi içinde kalmış bir kelebek gibiyim , tüm duygu ve düşüncelerim içimde hapsolmuş durumda"
    ...
    fazla söze ne hacet ..

    YanıtlaSil
  2. deniz tapkan... Bir filmin kitabını okumak, izlenimde yakalanamayan birçok ayrıntının görülebilmesidir. Fakat bir yerde geçen cümle, "hayal gücü ve hafıza, dalgıç giysimden kaçabilmemin yoludur" gibi bir şeydi. Ama kitapta yazan daha açıklayıcı. filmde kelebeği atlamış olabilirler :)

    YanıtlaSil
  3. İşte bu!!Yazacak kelime bile bulamıyorum.Gerçekten kesinlikle izlenmesi gereken bi' film.Yeni taşınacağım blogumda ben de anlatmıştım bunu :)

    YanıtlaSil
  4. Sel, benim de favori filmlerim arasında.

    YanıtlaSil