Birlikteliğimiz çok güzel başlamıştı. Bana getirdiği çiçeklerlerden oluşturacağım bir bahçe hayal ederdim. Her gün yeni sürprizlerle karşılaşır, bir sonraki adımda neler yapacağını düşlerdim. Buluştuğumuzda gözlerinin içi gülerdi. Ruhum çocuk gibi heyecanlı, saf ve mutluluk doluydu. Kısa süreli ayrılıkların ardından yanıma koşarak gelir, "Nerde olursan ol, hep yanında olacağım" derdi. Benden daha mutlu başka birini düşünemiyordum bile.
Ne oldu bilmiyorum. O sohbetlerimizin yerini, hararetli tartışmalar aldı. Artık eskisi kadar görüşmediğimiz gibi, buluşma zamanlarını da ertelemeye başladık. Sevgi dolu cümlelerin yerini, eleştirel oklar aldı. Çiçek bahçemiz çoktan kurudu. Karşılıklı çaylarımızı yudumlarken gözlerimize bakmaktan kaçıyor, dakikalarca söyleyecek kelime bulamıyoruz. Masalsı ilişkimiz sıradanlaştı. Böyle olacağını hayal bile etmemiştim. Bizi ayıran nehrin suları nerden geliyor?
Aşk, sıcaklığı korunması gereken bir kavramdır. Öyle ki, soğumaya yüz tuttuğu andan itibaren geriye dönmek, hiç kolay olmayacaktır. Yukarıdaki kısa sitem, değerli bir ilişkinin çarçur edilerek harcanışının son çığlıklarıdır.
İlişkiyi sıcak tutmanın yolları nelerdir? İlk başlardaki heyecanı nasıl koruyabiliriz?
1- Kadın ve erkek, birbirlerine karşı zaman konusunda saygılı olmalıdır. Erkek; maç seyretmek, dostlarıyla bir araya gelmek ve özel sohbetler yapmak isteyebilir. Kadın; alışverişe çıkmak, arkadaşlarıyla günün modasından konuşmak, romantik diziler seyretmek isteyebilir. Her ikisi de gayet olağan şeylerdir.
2- Aşkın en iyi ilacı, özlemdir. Hayatlarını sürekli birlikte geçiren, birlikte çalışan ve neredeyse birlikte nefes alanlar, heyecanlarını kaybedenlerdir.
3- Cinsellik, bir ihtiyaçtır. Cinsellik, insanın tabiatında vardır. Doğru yer ve zaman olduktan sonra, cinselliği konuşmaktan çekinmeyin.
4- Aynı mekânlarda buluşmak ve standart şeyler yapmak, ilişkiyi monotonlaştırır.
5- Kendinize özen gösterin. İlk buluşmalarınızda, saçınızı tarıyor, kıyafetlerin uyumuna dikkat ediyor ve hoş kokular sürüyordunuz. Eğer bunları devam ettirmiyorsanız, aranızdaki saygıyı kaybediyor olabilirsiniz.
6- Kıskançlık, az dozda güzeldir. Unutmayın ki insan istedikten sonra, her durumda aldatmayı başarabilir. İpleri biraz gevşetin. Aşk, kalbinizdeki bağla sağlamlaşır, zincirler vurarak değil!
7- Küçük sorunlar, büyük problemlerin kaynak noktasıdır. Eğer bunları görmezden gelir ya da üstünü kapatmaya çalışırsanız, er geç saklandıkları yerden çıkar ve sizi bulurlar.
Aşıksanız, bunun değerini bilin. Ruh ikizini bulmak için her şeyini vermeye hazır o kadar çok insan var ki! Gerçek aşklar parayla satın alınamaz. Eğer onu bulduysanız, kaybetmemek adına elinizden geleni yapın. Çünkü aşk, mutluluk adına en büyük gereksinimlerden biridir.
Örnek aşkın sizi bulması ve heyecanını koruması dileğiyle...
Emre Türker
Picture: deviantart
Bu yazı JOYDERGi için hazırlanmıştır.
Sevgili Emre, senin kanaatlerini önemsiyor olsamda AŞKa dair bu genellemeleridoğru bulmuyorum.. Bu işin bir formülü yok.. Yani bütün bunları yaparsak ilişki heyecanının korur mu? yapmazsak kayıp mı eder? Yok bu işin bir formülü inan bana..Yazmadım ama yazacağım.. AKUSTİK..
YanıtlaSilzaten ilişkiyi sıcak tutma çabaları içine girdiyseniz bitirme zamanı gelmiştir. ilişki ya sıcaktır ya soğuk. bunun ılık modu yoktur. ilişki soğuyorsa, sıcak tutmanın yolu yeni birini bulmak galiba (çok mu vicdansızca oldu?)
YanıtlaSilCache… İlişkilerin rengi diye bir kavram vardır. Aşkın kırmızısı, sarısı, pembesi gibi… Her renk kendine göre özeldir. Genelleme yapmak konusunda en zor kavramlardan biridir aşk. Bazılarınınki kırmızıdır ama açık renklidir, açık renkli olsa da herkese yakışmaz, yakışsa da diğerlerine benzemez gibi. Fakat inan bu kavramlar çoğunda ortaktır. Yapmazsan her şeyi kayıp mı edersin? Belki hayır ama ruhun canlılığını koruyamayabilir. Sürekli birlikte olan kişiler, özlemlerini kaybetmediğini iddia edebilir. Fakat alışkanlıkları özlem zannedenler de azımsanmayacak kadar fazladır. Olaya radikal yaklaşmamak gerek. Çok fazla kişinin ilişkisini yorumlamış biri olarak, sözlerimde doğruluk payı olduğundan yanayım. Öyle ki, yıllarca birlikte olan ve evliliklerinin tadının kaçtığını düşünüp ayrılanlar, standartlaşmış kalıplarının kurbanlarıydı. Şu konuda seninle hemfikirim. Bu maddeler olsa daha iyi olur ama o kadar çok karakter var ki dünyada, hepsine yakıştırmak zor. İstersen bazılarının önüne yüzlerce madde koy, onları yine de sıcak tutamazsın.
YanıtlaSilguguk kuşu… Biraz katı değil mi bu tutum? Birinden nefret ederken aşkından kavrulan, çok severken birden buz gibi soğuyan ilişkiler görmedin mi? Yaşanan aşklar için kimse kılını kıpırdatmazsa, aşk yine ilişkide aynı mı kalır? Dışarıda mükemmel görünen kaç erkek veya kadının, evindeki eşine karşı tutumu aynıdır? Evlilik öncesi, kadını çiçek bahçesine boğan erkek, evlilik sonrasına pijamalarını çekip kös kös oturursa, aşk kendiliğinden sıcaklığını korumaya devam eder mi?
Aşk, mal varlıklarınızdan daha değerlidir ki, varlıklarınızı korumazsanız, çırılçıplak ortada kalırsınız. Benzer örnekle; gelişime açık işlerde çalışırken güncelliğinizi korumazsanız, patronunuz size çok iyi bakmaya devam mı eder? Aşk, korunması gereken çok narin bir çiçektir. Onu acıtırsanız, kolaylıkla eski canlılığına geri dönemez. Bir aşkın üzerini başka bir aşkla kapatmaya çalışırsan, hem kendine hem de sana aşık olmaya hazır yeni kişiye haksızlık edersin.
aşk??ne yaptın sen yine yav:):)
YanıtlaSilbu sözleri söyleyen evlimi???:):):):)
bir yazar ve sunucu sohbet ediyorlardı
sunucu:efendim evlenmişsiniz ne güzel.
mutluluklar dileriz
yazar:teşekür ederim
sunucu:aşkın ömrü 3 yıl derler siz buna inanıyormusunuz?eşinize aşkınız üç yı sonra bitermi?evlilik aşkı öldürürmü?
yazar:ben eşime aşık değilimki
sunucu:??hönk
yazar:ben bir kez aşık oldum oda eşim değil zaten eşim olsaydı aşık olmazdım
evliysen aşık değilsin
aşıksan evli değilsin
sunucu:hala hönk hatta bönk...
gerisi yorumsuz:):):)
ilk günkü heyecanı beklemek anlamsız gibi geliyor bana diplomanı aldıgında hayran hayran bakarsın daha sonraları arada bir lazım olur ama ilk günkü baktıgın gibi bakmazsın.
aşk özlem, aşk acı ,aşk kavuşamama
acı yok,özlem yok,kavuşamama yok
eeee aşkta yerini usul usul ya kavgaya
ya ayrılmaya
ya da saygıya sevgiye fedakarlıga bir hayatı paylaşan iki sıkı dosta bırakır..
eski heyecanı aramak fazla beklenti içinde boğulup boğup kalmaktır..
yani bence
benim fikrim:):)
benim gördüğüm
yaşadıgım
ki istisna çiftler bu kaideleri bozmaz:)
onlara lafım yok alınlarından öperim gördüğüm yerde:)
asyaselda… Şunu anlıyorum ki, geothe’nin werther’indeki hayranlık uyandıran çağ başlatan aşklar, güncel stres altında iyice çürümeye başlamış. Sevgi oyunları içinde, hileler baş gösteriyor. Aşk kesinlikle ayağa düşmüş ve birlikte baş koyulan yastık, artık sadece uyumak için kullanılıyor.
YanıtlaSilNe yazık ki, kimsenin aşkı unutmak istediğini sanmıyorum. Ama o kadar çok kişi aşkı kaybedip yerine kontratlı ilişkiler yaşamaya başlamış ki, kimsenin inancı kalmamış.
Ben bunlardan değilim. Çünkü benim aşk ve dost kavramım çok ayrı. Şu sözlerle nokta koymak istiyorum. Bir aşkı kaybederken, tekrar geri kazanabilmeyi başarmışsan, sevgiyi korumanın yollarını çok iyi anlarsın. Yoksa başka türlü açıklayamam.
Sen de mi asyaselda demek istiyorum :)
Hep birlikte olalım,hep yanımda ol diye evleniriz.Ama sonun başlangıcı da bu bana göre.Çiftler birlikte dura dura o kadar kanıksıyorlar ki birbirlerini.
YanıtlaSilBirikemiyorlar,yavanlaşıyor yaşantı.
Aynı kitabı tekrar tekrar okumak gibi bir şey bu.
Bencede evlilik aşkı öldürüyor
YanıtlaSiluzun soluklu ilişkilerinde evlilikten pek bi farkı yok
ondandırki heyacan bitmiştir
hiç bi şekilde ilk heycanı bir daha yaşayamasın
yaşayarak tecrü ettim
karşılıklı belkide bunlar.karşılıklı kaybetmemeli
YanıtlaSilyıllardır kaybetmemek için çırpınmışsan ve önemsenmemişse zamanla sende köreliyorsun..
yani malesef artık bende hayalbemol:)üzgünüm
aşkı kaybedip tekrar geri kazanmak
YanıtlaSilbu sözü ikinci defa okudugumda daha iyi farkettim..
yok bunu başaramadım..diyeyim belki bu yüzden başkoyulan yastık sadece uyumak için..
ki artık yastıklar bile ayrı tek yastıklarda eskide kaldı..
sen elindeyse tadını çıkar sıkı sıkı sarıl ozaman:)
sabahtan bu yana ne tür dergiler okumalıyız a tıkılıyorum:)ama yokkkkkk
YanıtlaSilebvata… Belki ilginç olacak bilemiyorum ama Montaigne’nin Denemeler’i, Küçük Prens ve Werther gibi kitaplar, benim birkaç kez okuyup, her seferinde daha çok keyif aldığım kitaplardır. Bazı kitaplar öyle çok benimsenir ki, tekrar izlenimlerinde farklı şeyler yakalarsın. Aynı tutum, izlediğim filmler için de geçerlidir. Defalarca izlediğim filmler var. Aradan zaman geçtikçe, kitap ve filmleri tekrar ele alıyor ve güzelliklerini anımsayabiliyoruz. İşte bundan bahsediyorum. Güzellikleri bulmak, alışkanlık haline getirmeden özlemleştirmek, kendine özel zamanlar ayırmak… Büyük kaosların mükemmelliğe dönüştüğü anları gerçekten gördüm. Ne yazık ki, negatif örnekler çok daha fazla. Hayatın stresi, yaşam koşulları, geçim sıkıntısı, insanların tutumu ve 4/4’lük olmayan yapımız, bu negatifliğe tuz biber oluyor. Ben bunu tamamen tersine çevirmeye çalışıyor ve her anımda özenle uyguluyorum. Bunları da olumlu tecrübeler olarak yoruma katalım.
YanıtlaSilKumsal… Kumsalcım, belki de ilk heyecanının üstünde yaşarsın kim bilir? Evliliğin aşkı törpülediği bir gerçek. Zaten heyecanı yitirmemek için çabalamaktan bahsediyorduk. Eşinin adını duyduğunda, gözleri parlayan çok fazla insan var. Olumsuz yaşananlar geride kalsın, aşk hep sıcacık kalsın. Sonuçta formül arıyoruz. Aşk için teori yoktur. Hipotezler dünyasında geziniyoruz işte.
asya selda… Üç yorumun vardı :)
1- Ama sorunlu olan parça, sadece yaşanmışlarda kalan olabilir. Belki en büyük yanlışımız, hüzünlü sonlarla biten noktalarda, olumsuzlukları yaşamın somut gerçeği olarak hayata iliştirmemizdir.
Ben bu filmin sonunda, farklı bir son hayal ediyor ve mutlu sonları görmeni bekliyorum. Umut ve içtenlikle…
2- Belki başaramadın, belki de öyle gerekiyordu. Ama sonuçta güzel anlar da hatıralarda kaldı. Ben her anında sürprizi seviyorum ve mükemmelliği için hamurunu şekillendirmeye devam ediyorum. :)
3- Yazının keyif veren bir tarzda değildi. Belki yeni düzenlemesiyle bir başka sefere…
Can Dündar Diyorki,
YanıtlaSilEvlilik , inanmadığım halde içerisinde 17seneyi bitirdiğim bir kurum benim
için.. 17 senede (abartmıyorum) 40 çift arkadaşımın son verdiği
kurum ayni zamanda da...
Evliliğimin bu kadar uzun sürmesinin gizi belki de kuruma inanmamaktan
geçiyor.Evliliği toplumun dayattığı şekilde yasamamaktan.
Nedir bu dayatmalar?
Erkeğin muhakkak kadından yasça büyük olması , eğitim seviyesinin
erkeğin lehine ya da en azından eşit olması bunların sadece ikisi... Olmaz,yürümez diyor toplum...
Erkek yaşça büyük olmalı ki, kadına 'höt' dediğinde oturmalı kadın...
Ya da yumuşatıyorlar;
Efendim kadın erkekten önce çöktüğü içi(hani doğum felan)
küçük olmalıymış yaşı...
Eğitimde de böyle..
Kadının çok okumuşu bilmiş olurmuş,evdekalmakmış layıkı ...
EŞiM BENDEN 2 YAŞ BÜYÜK; ne 'höt' dememe gerek kaldı 17 senede,ne de benden önce çöktü...Yıllar içinde ben yaşlandıkça o gençleşti,
-'Ooo Can bey kapmışsınız çıtırı 'esprilerine muhatap dahi oldum.
EŞiM 3 ÜNiVERSiTE BiTiRDi; ben bi taneyi 9 senede bitirdim..
Ne o bana bilmişlik tasladı , ne ben ona ezik baktım...
Kulağa gelen müzik tekse de, onu oluşturan notalar farklıdır der
Halil Cibran...
Bunu unutmadık biz.
Ben konuşurken o dinledi,ben dinlerken o konuştu 17 sene. o öfkeliyken
ben, ben öfkeliyken o 'haklısın bitanem...'dedik,
Öfke bitip fırtına durulduğunda 'ama bir de böyle düşün' de dedik fikrimizi savunurken.
Farklı insanlar olarak görmedik birbirimizi, aynı amaç için savaşan
neferlerdik bu hayatta...
Asla bilmedik ne kadar para kazandığımızı, ortak cüzdanımızdan gerektiği kadar aldık. Ne kadar çalarsa çalsın masanın üstünde telefon, kim bu saatte arayan
karşı cins diye sorgulamadık da ama...Sevginin en büyük dostuydu bizim için 'güven'... Ve güvenin ardına saklanmış bir 'saygı' vardı daima...
Ne kavgalar, ne badireler atlattık 17 senede... Eee ülkeler neler gördü, biz çekirdek aile mi sütliman yaşayacaktık.. . Bir gün öyle bir girdik ki birbirimize, ben ilk kez odamın
dışında yattım bi gece, misafir odasında...
Gece yarısı kapı açıldı eşim; -Ne yapıyorsun burda?' diye sordu kapının eşiğinden,'uyuyorum' dedim buz gibi bi sesle...
Gitti, gelmesi 1 dakikasını almıştı elinde yastıkla... 'kay yana' dedi
daracık yatakta. 'ne yapıyorsun?'dediğ imde 'benim yerim senin yanın, sen gelmezsen ben gelirim' dedi...
Anladım ki o gece, en uzun kavgamız yat saatine kadar sürecek...
Ve bence doğrusu da bu...Özen gösterdik o günden sonra, evin her yerinde kavga ettik, yatak odamız hariç.. Kırsak da zaman zaman kalplerimizi, asla kin tutmadık birbirimize. .
Toplum kurallarıyla oynasaydık bu oyunu belki de 41 inci
çift olacaktık o listede... Ama oyunun kurallarını biz koyduk... Nede olsa bizim
oyunumuzdu, oynanan...
Evlilik; hesapsız içine dalınması gereken bi oyun bence...Topluma kulaklarını tıkayarak hem de... Ne benim, ne de bizim sözlerimizle. .. Sadece gönlünüzden geçtiğince ...Dediği gibi Ataol Behramoğlu'nun
'...Yaşadıkları mdan öğrendiğim bir şey var:Yaşadın mi büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün
Evrene karışırcasına.Çünkü ömür dediğimiz şey,
hayata sunulmuş bir armağandır.Ve hayat, sunulmuş bir armağandır
insana...
CAN DÜNDAR
Hayat kısa gelen bir battaniye gibidir. Yukarı çekersin ayak parmakların isyan eder. Aşağı çekersin omuzların titrer.Ama yine de, neşeli insanlar dizlerini karınlarına çeker,
rahat bir uyku uyumayı başarır.......
Düşlerimin Gerçeği... Can Dündar ne dediyse doğru diyor :) ve çok güzel anlatmış. Paylaştığın için teşekkürler.
YanıtlaSilAşkı ve ilişkiyi sıcak tutmak için bir defa aşkın kıymetini bilmek lazım..sevdiğin insan değerli olmazsa sevmesin değilmi? O zaman o değeri saygı ve sevgiyle göstermeli. Bunun karşılıklı olduğunu düşünü şimdi? Basit formüller bunlar ama uygulayabilen çok az insan var ne yazıkki. Taraflardan biri aşk harcıyor genellikle, ve siz bir dahaki ilişkiye korkularla, güvensizliklerle başlıyorsunuz ister istemez, saflığınız yok oluyor. Aşkı ve sevgiyi yaşatmak için bir defa kesinlikle birbiri için doğru insanlar olmak lazım..sanmamak lazım, yanılmamak lazım, yanılırsanız bu bir gün muhakka su yüzüne çıkar, o aşk yaşatılamaz olur.
YanıtlaSilO kadar çok şeyin bir arada olması gerekiyorki aslında..işte bu yüzden yürümüyor aşklar evlilikler. Bunlar siz öğrendiğinizde öğrenmeyen bilmeyen anlamayan birine denk gelirseniz gene işe yaramıyor, topal bir ilişki yaşatılamıyor. Bu konuda çok şey yazabilirim, ama ne desek boş
UFUK ÇİZGİSİ… Tecrübe, bir sonraki ilişkinin gidişatını beliyoruz. Kötü başlangıçlar, tereddütlere, iyi başlangıçlar cesarete yönlendirebiliyor. Belki de zıt değişkenler de yaşanabilir. İyi başlarken kötü veya tam tersi…
YanıtlaSilTecrübe, sonrasına iyi başlangıçlar yapmak için yöntemler barındırmalıdır. Açıkçası, sevgiye değer katmak için uğraşmak, çatlakları düzeltmek, fakat yine de olmuyorsa zorlamamak gerek Her çözüm, mutlu sonla bitecek diye bir kural yok. Bizler, elimizdeki değerler için iyi çaba göstermeliyiz. Söylediğin gibi, çok şey yazılıp söylenebilir. Çünkü her ilişki, kendine göre özellik taşıyabilir.
flört ederken evdeki faturalı kiraları çocuğun okulu vs düşünen yok anne baba var başında gerçkek hayata atılınca artık aşk başka bir şeye dönüşüyor geçim sıkıntısı ve yerini daha güçlü bir bağa bırakıyor sevgi.aşk güçlüdür parlak bir ışık gibi ama kabul edilmelidir ki geçicidir sevgi bir annenin sevgisini düşünün mesela hiç bitmez çünkü gerçkten sever sizi yani ışığı az görünür aslında aslında aradaki bağ daha kuvvetlidir birde tutuku denilen bir şey varki en parlak görünen odur ama o hepsinden daha kısa sürelidir.bu durumda aşkın ölmesi demek yanlış birşey değil aslında biribirine saygılı insanlar için çok daha güzel bir kavrama bırakır yerini.sevgi sevignize sahip çıkın.sevmek bu günlerde çok zorrrr gerçekten sevmek
YanıtlaSilAdsız… Sevgi, var olduğu sürece muhteşem bir duygu. Eğer bu duygunun içinde aşkın filizlenmesini sağlayabilirsen ve bu bir çeşit ilişkinin tükenmezi haline gelebilirse, çok güzel olacaktır. İlişkiyi diri tutun ki, ateşi hiç sönmesin. Zor olanı başarmak kadar keyiflisi yok.
YanıtlaSilBenim 1.5 yillik iliskim var cok mutluyduk son gunlerde cok farkli konusmuyor fazla eskisi gibi bakmiyor sogudun diyorum hayir diyor sogumusmudur
YanıtlaSiltek kelime ile yanıtlanabilecek bir durum değil seninki.
SilFakat aradaki farklılıkları anlamak mümkün,
ne kadar sebebi derinliğine incelenmesi gerekse de...