“Bir arabam olsun, başka bir şey istemem.” Genelde liseli çağlardaki erkeklerin ağzından sıkça duyulan bir cümledir. Arabayı aldınız veya aldırdınız. İstekleriniz bitti mi? Belki içinde iyi bir ses sistemi olsa, süper olurdu. Yeterli mi? Ya sürekli almanız gereken benzin! O ne olacak?
Yetinmeyi bilmeyen bir canlıyız. Zevkler ve renkler, bizi bir şekilde buna zorluyor. Böylesi hem iyi, hem kötü…
Kötü tarafı, doyumsuzluk mutsuz eder. Elde etme hırsı büyüdükçe, daha hırslanırsın. İlgilendiğin bir şeyin başkasında olması kabul edilemez. Sabırsızlık artar ve huzursuzluk içini soyut bir kemirgenle yer bitirir.
Yetinmeyi bilmeyenin iyi tarafı, mükemmele duyulan tutkudur. Özellikle bu, hayal gücünde oldukça iyi bir taraftır. Besteciysen, sözleri müzikle uyumlu hale getirmeye çalışırsın. Bir süre sonra daha iyisini duymak, hatta önemli yıldızların ağzından şarkılarını dinlemek istersin. Eğer yazı yazıyorsan, ortaya çıkardıkların önce seni, sonra çevrendekileri tatmin etmelidir. Sonra yazdıkların bir kitapta toplanmalı, hatta çeşitli dillere çevrilerek dünya tarafından tanınmalıdır. Bunun için yerinde duramaz, hep daha iyisini elde edebilmek için var gücünde çalışırsın.
Başarı da öyledir. Yükselmek isteyen birinin hedeflerinde zirve diye bir şey yoktur. Çünkü her varış noktası, yeni bir başlangıca açılan kapıdır. Ulaşılan noktanın son olduğunu kabul etmek, idealleri bitirmek anlamına gelir.
Özetle;
— Doyum noktasıyla açgözlülük, birbirine karıştırılmamalıdır.
— Her doyum noktası, yeni bir açlık başlangıcıdır.
— Hırs, düşük dozlarda alınırsa, koşulların daha iyiye dönüşmesi mümkün olabilir. Sonuçta başarmak için kıvılcıma ihtiyaç vardır.
İşin pozitif yönü, elde ettiklerimiz veya eldekilerle mutlu olmayı bilmektir. Yoksa daha iyisine ulaşmak yolunda, tebessüm ve sevgi unutulacaktır.
Emre Türker
Yetinmeyi bilmeyen bir canlıyız. Zevkler ve renkler, bizi bir şekilde buna zorluyor. Böylesi hem iyi, hem kötü…
Kötü tarafı, doyumsuzluk mutsuz eder. Elde etme hırsı büyüdükçe, daha hırslanırsın. İlgilendiğin bir şeyin başkasında olması kabul edilemez. Sabırsızlık artar ve huzursuzluk içini soyut bir kemirgenle yer bitirir.
Yetinmeyi bilmeyenin iyi tarafı, mükemmele duyulan tutkudur. Özellikle bu, hayal gücünde oldukça iyi bir taraftır. Besteciysen, sözleri müzikle uyumlu hale getirmeye çalışırsın. Bir süre sonra daha iyisini duymak, hatta önemli yıldızların ağzından şarkılarını dinlemek istersin. Eğer yazı yazıyorsan, ortaya çıkardıkların önce seni, sonra çevrendekileri tatmin etmelidir. Sonra yazdıkların bir kitapta toplanmalı, hatta çeşitli dillere çevrilerek dünya tarafından tanınmalıdır. Bunun için yerinde duramaz, hep daha iyisini elde edebilmek için var gücünde çalışırsın.
Başarı da öyledir. Yükselmek isteyen birinin hedeflerinde zirve diye bir şey yoktur. Çünkü her varış noktası, yeni bir başlangıca açılan kapıdır. Ulaşılan noktanın son olduğunu kabul etmek, idealleri bitirmek anlamına gelir.
Özetle;
— Doyum noktasıyla açgözlülük, birbirine karıştırılmamalıdır.
— Her doyum noktası, yeni bir açlık başlangıcıdır.
— Hırs, düşük dozlarda alınırsa, koşulların daha iyiye dönüşmesi mümkün olabilir. Sonuçta başarmak için kıvılcıma ihtiyaç vardır.
İşin pozitif yönü, elde ettiklerimiz veya eldekilerle mutlu olmayı bilmektir. Yoksa daha iyisine ulaşmak yolunda, tebessüm ve sevgi unutulacaktır.
Emre Türker
Peygamber efendimiz (sav) insanoğluna iki vadi dolusu altın versen üçüncüyü ister demiş.Yaradılışımız böyle.Hep bir sonsuzluk isteğimiz var...Yazın çok eğlenceliydi.Yüreğine sağlık...
YanıtlaSilucandepik… Çok güzel bir örnek. İnsanın karnını doyurmak kolay, gönlünü doyurmak zordur. Senin de örneğin çok anlamlıydı, teşekkürler.
YanıtlaSil"yetinmeyi bilir misin sana verdiği kadarıyla hayatın?" okurken bu sarkı geçti hep aklımdan.
YanıtlaSilcidden cok anlamlı yazı da yorumda.
sevgiler..
ay kopuğu(köpüğü)… Şarkının sözü çok anlamlıymış. Tamamını dinleyeceğim. Ne de olsa, son yıllardaki türeyen şarkıların sözlerinde anlam bulmak zor.
YanıtlaSilYazının başındaki olaya takıldım ben, oraya değinmek istiyorum doyum konusundan ziyade,
YanıtlaSilLisede arabam olsun başka birşeye gerek yok diyen erkekler hakkında... Ki bence de büyük bir çoğunluğu oluşturmakta. Ben öyle değildim gerçi, neyse..
Şimdi ne kadar farklı baktığıma gelecem... Lisede olsam çocuk dese ki "arabam olsun yeter" derdim ki gösteriş yapıyor, o yaşta özel araba çok mu gerekli falan da filan da...
Bugün düşünüyorum da, gösteriş kimin umurunda, yahu o araba benzinle gidiyor, dünyanın en pahalı benzininin olduğu ülkede hem de, e bunun motorlu taşıtlar vergisi? İki senede bir muayenesi... Kırmızı ışıkta kazara geçerken yakalanma ve ya yanlış yere park gibi "bonus" ceza giderleri de cabası... E neyine senin araba le? velet !
Haha ya gerçekten büyüdüm, ya da maddiyatçı birşeye dönüştüm... Bence ikisinin ortası, sonuçta ev bark geçindirmek için ikisi de gerekiyor malesef.
Çok uzatmışım yahu, teşekkürler, kendimle yüzleştim şöyle bir, daha yazının ilk cümlesi yetti hatta hehe.
Supernaut... Anlaşılan sen yetinmeyi bilmeyen değil, biriktirmeyi seven tutumlu biriydin. İlk cümleden bir yazı dizisi çıkarmışsın, o da güzel :) Haklısın; benzin, vergi vs. düşününce, araba aşırı lüks olmaya başladı. Çok gerekmediği sürece, özellikle büyükşehirlerde trafik de göz önüne alınınca, özel araca gerek olmayabilir.
YanıtlaSil