13 Şubat 2009

Nokta Atışı

Öğrencilerin sevmediği dersler, genelde konuların zorluk derecesinden kaynaklanmaz. Eğitimcinin davranışları, konuyu anlatış biçimi, içeriği sevdirmesi ve öğrencilerle olan ilişkisi, başarıya giden yolda daha önemli bir paya sahiptir.

Sıkıcı dersin sevimli profesörü, öğrencilerin hafif dalgınlığı ve uykulu hallerini fark ettiği bir anda, kendini de içine koyduğu hikâyeler anlatırdı.

En sevdiği hikâyesini dinleyelim:

Bir gün ava çıktık! Size av merakımdan bahsetmiş miydim? Her türlü av mevsiminin vazgeçilmez adamlarından biriydim. En çok geyik avına gitmeyi severdik. İşte günlerden o gündür ki, en büyük geyiğin kim tarafından avlandığı belirlenecekti.

Bizler bir tepenin eteklerinde pusu kurmuş bekliyoruz. Yukarıda da iri bir geyik, tepenin başında dikilmiş havaya bakıyor. Hayatımızda gördüğüm belki en büyük geyikti. Hemen silahıma sarıldım. Benimle birlikte herkes nişan almış bekliyordu. Silah sesleriyle birlikte büyük bir gürültü koptu.

Seslerin ardından iri geyik, tepeden aşağıya doğru yuvarlanmaya başladı. Herkes “vurdum” diye bağırıyordu. Biri başından, biri kıçından, biri karnından, biri de kulağından vurdum diyordu.

Hepimiz geyiğin başına doğru koşmaya başladık. Herkesi büyük bir heyecan sarmıştı.

Ama o da ne!

Orasına baktık, burasına baktık, sağa çevirdik, sola çevirdik ama gördük ki geyiği kimse vuramamış. Bizim koca hayvan, silah seslerinden dolayı panikleyip aşağıya yuvarlanmış.

En büyük geyik, zirveye oynar. Önemli olan yukarı çıkabilmek değil, orada kalabilmektir. Zirveye çıkanı indirmek isteyen bir sürü avcı vardır. Paniğe kapılan her geyik, bir şekilde aşağıya düşer.

Emre Türker
picture: deviantart

6 yorum:

  1. çok güzel bir hikaye bu..

    YanıtlaSil
  2. Aslında hep yukarılardadır gözümüz ama aksine en yukarısı hiçliktir.
    NEyzen Tevfik boynunda HİÇ yazılı bir tabelayla dolaşırmış.Arkadaşları bir gün ''ya neyzen zeki adamsın sana bir bakkal dükkanı açalım çalıştır'' demişler ''bakkal dükkanı açsak ne olacak'' demiş ''büyütürsün market yaparsın''her söylediklerine ''o olsa ne olacak sorusunu sorar ve ta onu cumhurbaşkanlığına kadar getirir'' arkadaşları. Neyzenin sorusu gene aynıdır '' cumhurbaşkanı olsam ne olacak?''
    artık daha yüksek bi yer bulamayan arkadaşları HİÇ derler. O da ''bakın ne yazıyor burada ben zaten HİÇ'im ne gerek varki o kadar uğraşayım'' der
    Sevgiler

    YanıtlaSil
  3. Bu arada bir müzisyen olarak bir konunun doğrusunu belirtmek gereğini duydum haddime düşer mi bilmem ama.
    Müzikte bemol terimi sesi yarım ton kalınlaştırmak-pesleştirmek için kullanılan bir terimdir.Bir ses için bemol kullandığınızda o sesi aşağıya çekersiniz.Hayalbemol o anlamda sizin söylemek istediğinizin tam tersi bir ifadeye dönüşüyor (hayalleri küçültmek) gibi. Şayet bemol yerine # yani diyez terimini kullansanız amacınıza daha uygun olurdu diye düşünüyorum
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  4. Ucandepik… Bu hikâye bize okul yıllarında çok anlatılırdı. Sonunu ben bağladım. Eğer okuldan biri veya profesör yazmadıysa, başka yerde yok, Orijinaldir :)

    Sevgili tutsak, hiçlik felsefesiyle de ilgilisin sanırım. Bu hikâyeyi bilmiyordum, güzelmiş. Biz zaten senin şu kervan olayını da çok tutmuştuk. Yazıyı yorumlaman mutlu etti.

    Ben müziği dinlerim ama derinlerine kadar detaylı bir bilgiye sahip değilim. Şöyle düşün, biz hep derinliği düşünürüz. Mesela düşüncelerin derinliğinde ne yatıyor? Konunun derinliği nereye gidiyor? Gibi birçok örnek verilebilir. Mesela “derinlik sarhoşluğu yaşamak, derinlerine gitmek” diye kelimeler de kullanırız. Aslında denizin derinlerine gittikçe, basınçtan düşünemez hale gelir, daralmaya başlarsın. Derinler, inanılmaz soğuktur. Ama biz derinlerdeki sıcaklıktan bahsederiz. Yani aklın çeşitli oyunlarıdır bu. Bir örnek daha vereyim. Manyak kelimesinin anlamını biliyoruz. Benim bir mail grubum var, sonu manya ile bitiyor. Oradakilerin hepsi yazı ve sanat aşkıyla gruba katılmış kişiler. Ayrıca manya diye bir şey de yoktur güzel Türkçemizde. Yabancı menşeli Mania kelimesinin Türkçe yoğrulmuş hali. Biraz Türkçeyi bozanlardan oluyoruz ama idare ediyoruz. Gerçek anlamı ile tamamen zıt bir grup.
    Sözlerimi maruz gör, haddine düşmez demek değil yazdıklarım. Sadece ben bemol kısmının aklımdaki bir ton yükselişiyle ilgileniyorum. Hayalbemol sözü, benim aklıma ve dilime en yatkın söz. Zaten böyle bir kelime literatürde yok. Dolayısıyla bunu ben oluşturdum. Sen de açıklama kısmının müzikle bağdaştığı yeri anlamazlıktan gel :) Birbirine bağlantısız dilimizde ne sözler var ama değil mi?

    YanıtlaSil
  5. Teşekkürler hayalbemol ben sadece aklımda olanı aktartarmak istedim yoksa eleştiri olarak düşünmemiştim. Sonuçta senin ürettiğin seçtiğin beğendiğin bir kelime konusunda kimsenin eleştiri yapmaya hakkı olduğunu da düşünmüyorum.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  6. Hayalbemol kulağa hoş gelıyo.ilk duyduğum andan beri.
    Buarada seni ufak bir mimle ödüllendirmek istedim.Umarım kabul edersin.

    YanıtlaSil