Öfkemizi vazgeçilmezlerden çıkarırız,
onların vazgeçilmez olduğunun farkına varmadan...
Anne ve babamız, küçük yaşlarda sözü dinlenmesi gerekenlerdir. Yaş ilerledikçe, burnumuzun dikine gideriz. Oflamalar başlayınca, onlara lakaplar takarız. Sesimizi yükseltir, avazımız çıktığı kadar bağırırız.
Sonra aşık oluruz. Sözleri özenle seçeriz. Uykularımız kaçar, rüyalarda onu görürüz. Gözlerinin rengini, kokusunu, öptüğümüz dudakların tadını hayal ederiz. Kısa ayrılıklarda büyük özlemler çeker, uğruna gözyaşı dökeriz.
Evleniriz. Öncesindeki canım cicimler kaybolur. Emirler başlar, kan kusulur.
Şiddet artınca, ayrılık rüzgârları eser. Kapılar açılır, kapılar kapanır.
Değer yargısını anlamak için kaybetmek mi gerekir?
Aileden toprağa göçenler olur. Eşler ayrılır, dostlarla şiddetli tartışmalar yaşanır ve yıllar sonra görüşmek üzere, birlikteliklere uzun süre ara verilir. Keşkeler, ondan sonra çalar kapıyı. İçeriye almak istemeyiz pişmanlıkları ama zaman acımasızlığını şiddetle çarpar yüzümüze.
Mezarlar ardında dua ederken, keşkeler başlar.
Boşanma imzasının ardından, keşkeler başlar.
Keşke deriz ve devamında gelen sözlerde, sevginin şairi oluveririz.
Sevgi, ayrılıklardan sonra şiddetini gösterir, şiddet acı verir.
Emre Türker
Picture: deviantart
Sonra o "keşke"ler bile yetmez olur. "Ne olurdu sanki" çaresizliğine dönüşür.
YanıtlaSilEbru… Çaresizliğe dönüşümler kötü,
YanıtlaSilerken fark edilmelerdeki değişimler iyidir insan için.
Bir balon olsak, içimizi sevgi gazıyla doldursak, uçsak sonra…
Dünyada bıraksak keşkeleri.
Acıyla sevgi genelde aynı zamanda gelir.. Gitmek bilmez, gitse de iz bırakır... Kötü.
YanıtlaSilKeşkeleri çok yaşadım,şu anda bile keşke yaşamak zorunda kalmasaydım diyorum ama olmuyor işte.Hayatın içinde o kadar çok bu kelimeyi kullanıyoruz ki ve kullanmaya da devam edeceğimize inanıyorum.Bu güne kadar en büyük keşkem annemi kaybettikten sonra oldu.Ona daha çok vakit ayırıp,onu sevdiğimi daha çok söylemek isterdim.Bazı keşkelerin telafisi oluyor ama bu gibi kayıplarda artık çok geç:((İçimizde ki acı gün geçtikçe büyüyor ve keşke artık dayanılmaz bir hal alıyor.Sevgilerimle
YanıtlaSilBugra… Ying Yang felsefesi gibi, " Her şey iki kutuplu ve birbirine zıttır, Kutuplar, cüzi oranda da olsa karşıtını kendi içinde barındırır.
YanıtlaSilbeyaz mendil… Çocuklar vardır, hata yaptıktan sonra bir daha yapmayacaklarını söyler ve ardından o hatayı tekrar yapar. Sonra yetişkin olmaya başladığında, tarih belli kalıpları değiştirir ama aynı sözü söylemeye devam eder, hatalar unutulur yeni hatalar yapmak için.
benimde öyle çok keşkelerle yüklü ki hayatım,ve her seferinde bu defa son,büyük keşkeler bırakmayacağım ardımda diye başlıyorum ama bazen oluyor ki o öfke denen şey söz falan dinlemiyor,yani ben ne keşkelerime nede öfkeme söz geçiremiyorum kimi zaman.
YanıtlaSilVe öyle haklısın ki hayatımızda öfkemizi çıkardığımız insanlar yanı başımızdakiler,her anımızda bize koşacak insanlar. sanırım bunun rahatlığıyla bazen çokta acımasız olabiliyoruz. Ama unuttuğumuz şey,bu dünyada hiçbirimizin kalıcı olmadığı ve işte o an geldiğinde de geriye kalan keşkeler...
Belki de onların müsamaha sınırlarının genişliğine duyulan güvendir bizi bu kadar kayıtsız kılan.. "NASIL OLSA"ile başlayan cümlelerdir belki de sebebi.. Gözümüzün önündeyken "nasıl olsa" dediklerimiz birgün gelip de artık "olmayınca" ozaman aklı başına geliyor insanın.. Ama o zaman da ÇOK GEÇ oluyor işte..
YanıtlaSilinsan herşeyi bilinçli yapar.Attığı her adımın farkında olarak.Yok kendimde değildim,herşey üstüste gelmişti de böyle oldu yalanları sadece avuntu cümleleridir verilen yanlış kararların ardından...Kendine keşkelerle dolu bir hayat kurmuş insanın mutlu olması zor.
YanıtlaSilemre var yaa. yarım yamalak yazdığım düşüncelerimi o kadar güzel derleyip toparlıyorsun ki sanki içimden geçenleri okuyorum ve şu yazıları gördükçe ben niye yazayım ki emre yazıyor nasıl olsa diyorum..
YanıtlaSilellerine sağlık.. çok güzel yazmışsın..
Ohhh iyikide yapmışım anasını satayım dediklerim keşkelerimden çok oldukça yaşamaya devam...
YanıtlaSilKısa ayrılıklarda büyük özlemler çeker, uğruna gözyaşı dökeriz.
YanıtlaSildoğrudur tüm yazılanlar gibi.
her zaman bişiylerin değerini kaybedince anlarız , keşkeler başlar. Keşkeleri hissetmeyi bitirdiğimiz yer de de iyi ki yapmışım deriz.
İnsanoğlu bu.
ŞuŞu... Doyumsuz bir canlı olduğumuz gibi, keşkelere de doymayacağımızı düşünüyorum.
YanıtlaSilGeriye dönsek, en baştan başlasak, hataların tekrarını yapmaz mıydık? Sözde evet, ama ya pratikte?
İlişkilerde ayrılıp tekrar barışanlara bakıyorum. Can çıkar huy çıkmaz misali bir süre değişmiş gibi görünen karakterler, sonradan eski kalıbına geri dönüyor.
Belki, kaybettiklerimizi geri kazanma şansımız olsaydı, acılar doyumsuzluğumuzu bastırabilirdi, belki...
bölünmüş... Doğru. Nasıl olsa mekânımıza geri döneceğiz ve orada kalacağız.
Sinirlensek bile, onlara bağırıp çağırınca odamıza çekileceğiz ve bir süre sonra yeniden bir araya geleceğiz.
İşte bu düşünce bizi gerçekten gamsızlığa itiyor.
Mecburi vedaların ardından; bir gün evden çıkıyoruz ve geri döndüğümüzde yalnız kalıyoruz.
Duvarlar bize bakıyor. Ev boş. Kendimizi yargılıyoruz yine kendi huzurumuzda.
Banu ALBAYRAK... Sürekli tekrarlanan ve alışkanlık haline gelen bilinçli davranışlar, kişilik bozukluğunun işaretidir.
Bizler kendi kişiliğimizi değil, başkalarının düşüncelerini eleştiririz.
Haklı olduğumuzu düşündüğümüz konularda, karşı tarafın düşüncelerini hesaba katmayız.
Eğer kendimizi test edip sonuçlarını değerlendirebilirsek, belki keşkelerden kurtulur, mutluluğa adım atabiliriz.
Doğrudur: keşkeler yeşerdikçe, mutluluk kara kuyuların en dibinde yer alacaktır.
LA78'ers... :) Düşüncelere ayna olmak, bak bu hoşuma gitti.
Aynı kalıpları düşündüğümüzde ve onları kaleme döktüğümüzde, kaçırdıklarımızı görmüş oluruz.
Yani yazmalısın diyorum, yaz ki kaçırdıklarımız kalmasın, boşluklarımız dolsun, düşündüklerimiz yansısın.
Teşekkür ederim beğeni içeren sözler için.
pelince... :) Güzel, espirili ve terazimizi ölçen bir düşünce.
Bir an önce terazilerimizi önümüze koyalım ve bir tarafa "Ohhh iyikide yapmışım anasını satayım"
diğer tarafa "keşkelerim" koyalım. Anasını sattıklarımız fazlaysa, oh ne ala :) Gülümsettin beni...
principessa… İnsanoğlu mükemmel bir canlıdır,
fakat yaradılışındaki bu mükemmellik, yaşantısına yansımıyor malesef.
keşkelerim hep aslında o an istediklerimdi benim sonra düşünüp keşke dedim :)
YanıtlaSilama bu keşkeler beni o an cok mutlu etmiştir belkide bu yüzden keşkelrimi yererken
aslında bana eskileri hatırlattığı için:)
kimseye çaktırmadan severim
(kendi iç sesime bile:):))
keşke tüm keşkeler böyle sevilse değil mi ben şanslı keşkecilerdenim:)
bu arada oguz atay teşekür etti bana
senin gibi bir kitap aşığınan kitaplığında yer alacağı için...
dimi. düşünüce insan ne kadar mukemmel bi yaratık. herşeyden önce o vucüt nasıl öyle kusursuz işler hiç aklım almaz.
YanıtlaSilderine inince tuhaf bi mukemmeliyet mevcut.
ama hareketler .. yapılanlar .. söylenenler..
anlamam ki birbirini seven 2 insan ne olurda anlaşamaz ? derim derim niye anlaşamam ..
asyaselda… Şanslı keşkeci :) Gerçekten ilginç bir yaklaşım.
YanıtlaSilKeşke herkes senin kadar mutlu keşkeci olsa :)))
oguz atay’ı okuyacağım, güzel anlatımın için teşekkür ederim.
Principessa… Belki de olumlu yönü görebilmek için anlaşılmaz yaşıyoruz.
Bizler hata yapmadan doğruyu bulamayan canlılarız.
Teoriler bile, yüzlerce hatanın sonunda ortaya çıkmıştır.
Sonuçta doğruyu bulduğumuzda mutlu olacaksak, bize de hatasız kul olmaz demek düşer.