Yönetmen: Can Dündar
Süre: 100 dakika
Bir döneme altın harflerde tarih yazmış, unutulmaması için altına çizgi çekmiş bir adamın biyografik belgeselini, Can Dündar’ın nefesinden soluyoruz.
Atatürk’ün bilinen özellikleri dışında, bilmediğimiz ya da bugüne kadar öğrenmediğimiz, gözden kaçırdığımız ayrıntılarına da yer verilmiş. Yer yer yapılan canlandırmalarla gerçek tarihi görüntülerin birleşimi ve anlatımdaki üslup, gerçekten etkileyiciydi.
Önemli noktaların da altını çizmek lazım... Bir dönem savaş sonrası ekonomik kriz yaşamış tüm dünya devletleri içinde yer alan Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, dış yardım almaksızın kişisel gelirleri iki katına çıkarabilmeyi başarmıştır. İşte bu çok önemli bir noktaydı. Çiftçiliğe ve üretime, devrimlerde yatan gelişime, ülkesindeki insana verilen değere sahip çıkmış bu adam, “beni unutmayınız” derken bedenine değil, vatan için uğruna her şeyini koyduğu hayatına dikkat çekiyor. Kişi nerede olursa olsun, hangi şartlar altında yaşarsa yaşasın, bulunduğu konumun ne olduğunu bilmeli, değişim için çaba göstermelidir. Atatürk’ün inzivaya çekilmek ve ülkenin durumunu seyretmek istediği son anlarında boşalan yerinden istifa edilerek, beceriksiz yönetim ve sömürü ile ülkeyi yeniden çöküşe geçirmeye başlayan bir millete, “ben de sonuçta bir insanım” dersi veriyordu.
Belgesel içinde, savaşlara da büyük önemle yer verileceği düşüncesindeydim. Fakat bu kadar uzun bir anlatım olunca, kısa kesmeleri yadırgamamaya çalıştım. Yine de “bir dönemin başlangıcı olan Çanakkale Savaşı’na, daha fazla yer ayrılsaydı” demeden de duramıyorum.
Bu belgeselde iki bölüm eşitlenmiş olarak izliyoruz. Cumhuriyet öncesi ve sonrası… Süreyi bir zaman çizgisi olarak görmezsek, devrimler için gösterdiği çaba hakkında daha geniş yer verildiği söylenebilir. Zaten belgesel üzerinde çok fazla anlatım aranamaz. Çünkü yaşanılanların her biri kitap olabilecek önemdedir. Her bir savaşın ayrı hikâyesi vardır.
Mustafa Kemal’in hayatı, bir ilkeye ve bir hedefe baş koyma yolunda gösterilen azim konusunda, dünya çapında tanınan bir örnektir. Bu zamana kadar yapılmaya çalışılan en güzel belgeseli bize sunduğu için, Can Dündar’a teşekkürler.
Emre Türker
Atatürk’ün bilinen özellikleri dışında, bilmediğimiz ya da bugüne kadar öğrenmediğimiz, gözden kaçırdığımız ayrıntılarına da yer verilmiş. Yer yer yapılan canlandırmalarla gerçek tarihi görüntülerin birleşimi ve anlatımdaki üslup, gerçekten etkileyiciydi.
Önemli noktaların da altını çizmek lazım... Bir dönem savaş sonrası ekonomik kriz yaşamış tüm dünya devletleri içinde yer alan Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti, dış yardım almaksızın kişisel gelirleri iki katına çıkarabilmeyi başarmıştır. İşte bu çok önemli bir noktaydı. Çiftçiliğe ve üretime, devrimlerde yatan gelişime, ülkesindeki insana verilen değere sahip çıkmış bu adam, “beni unutmayınız” derken bedenine değil, vatan için uğruna her şeyini koyduğu hayatına dikkat çekiyor. Kişi nerede olursa olsun, hangi şartlar altında yaşarsa yaşasın, bulunduğu konumun ne olduğunu bilmeli, değişim için çaba göstermelidir. Atatürk’ün inzivaya çekilmek ve ülkenin durumunu seyretmek istediği son anlarında boşalan yerinden istifa edilerek, beceriksiz yönetim ve sömürü ile ülkeyi yeniden çöküşe geçirmeye başlayan bir millete, “ben de sonuçta bir insanım” dersi veriyordu.
Belgesel içinde, savaşlara da büyük önemle yer verileceği düşüncesindeydim. Fakat bu kadar uzun bir anlatım olunca, kısa kesmeleri yadırgamamaya çalıştım. Yine de “bir dönemin başlangıcı olan Çanakkale Savaşı’na, daha fazla yer ayrılsaydı” demeden de duramıyorum.
Bu belgeselde iki bölüm eşitlenmiş olarak izliyoruz. Cumhuriyet öncesi ve sonrası… Süreyi bir zaman çizgisi olarak görmezsek, devrimler için gösterdiği çaba hakkında daha geniş yer verildiği söylenebilir. Zaten belgesel üzerinde çok fazla anlatım aranamaz. Çünkü yaşanılanların her biri kitap olabilecek önemdedir. Her bir savaşın ayrı hikâyesi vardır.
Mustafa Kemal’in hayatı, bir ilkeye ve bir hedefe baş koyma yolunda gösterilen azim konusunda, dünya çapında tanınan bir örnektir. Bu zamana kadar yapılmaya çalışılan en güzel belgeseli bize sunduğu için, Can Dündar’a teşekkürler.
Emre Türker
Bu konuda sıznle aynı fıkırde degılım..
YanıtlaSilCan Dundar ı cok naıf bı ınsan olarak yazdıgı yazılar sıırlerle cok severek takıp eden bırısı olarak..
Bu fılmde bende baglantı koptu..
Cunku cok yanlı bı fılm oldugunu dusunuyorum..
Ve uzulerek keske cekmeseydı dıyorum..
öykü... Bence Atatürk için zamanında geçen tüm ayrıntılar ayrı bir film olur. Bazı şeylerin üzerinden çabuk geçilmiş. Haklılık payın var yani.
YanıtlaSilAğlayarak izledim! Gerçekten çok etkileyiciydi.Fazlasıyla.Senin de dediğin gibi,bilmediğim çok şeyi öğrendim.Ve bi'kez daha hayran oldum o'na..
YanıtlaSilSel... Benim çok dikkatimi çeken birşey vardı.
YanıtlaSil"Bu ülkeyi yönettim, bir kadınla baş edemedim" diyordu Atatürk, yani kadınları çözmek bu kadar zor işte :)