18 Şubat 2009

Control (2007)

Türkçe Adı: Kontrol
Tür: Biyografi / Dram / Müzikal
Yönetmen: Anton Corbijn
Süre: 122 dakika
Oyuncular: Sam Riley, Samantha Morton, Alexandra Maria Lara, Joe Anderson, James Anthony Pearson, Harry Treadaway, Craig Parkinson, Toby Kebbell, Andrew Sheridan, Robert Shelly, Richard Bremmer, Tanya Myers, Martha Myers Lowe, Matthew McNulty, David Whittington, Tim PlesterPunk müziğinde kısa süre içinde listeleri zorlamış bir grubun solisti hakkında hazırlanmış bir biyografi yapımıdır.

Ian Curtis (Sam Riley), sahnede kendinden geçerek şarkı söyleyen, kural tanımayan ve ağzına gelen her türlü sözü çekinmeden söyleyen bir kişiliğe sahiptir.

Arkadaşı Nick’in (Matthew McNulty) kız arkadaşı Deborah Curtis’e (Samantha Morton) göz koyan Ian, henüz okulu bitirmemiş olsalar da onu evlenmeye ikna eder. Evlilik sonrası, yükselişe geçmek isteyen Warsaw grubun solisti olarak sahne çalışmalarında bulunur ve katıldıkları yarışmada birinci olurlar. Bu arada evini geçindirmek için, iş bulma kurumunda görevli olarak çalışmaktadır.

Kazandıkları 400 pound ödülü, stüdyo çalışmaları için harcarlar. Grubun ismini Joy Division olarak değiştireceklerdir. Rob Gretton (Toby Kebbell), yaptıkları ilk albüm çalışmasıyla ilgi çekmeye başlayan bu gruba menajerlik teklifinde bulunacak ve onların tanıtım çalışmalarında görev alacaktır.

Her şey olumlu devam ederken, Ian Curtis’in epilepsi hastalığının ortaya çıkışı, evliliğe ısınamaması, depresif kişiliği, alkol ve uyuşturucu gibi problemleriyle de başa çıkmak zorunda kalacaklardır.

İlk konserlerine Manchester’da bulunan Electric Circus’da çıkan grup, Post-punk akımının ilk temsilcisi olarak bilinmektedir. Grubun biyografisini zevkle izlerken, müziklerini dinleme keyfine varacaksınız. Siyah beyaz olarak çekilen film, müzikseverlerin büyük beğenisini kazanacaktır. Gerçekten etkileyici bir yapım.

Emre Türker

2 yorum:

  1. bende plağı vardı, çok severim bu grubu, sevdim yazını mucx:)

    YanıtlaSil
  2. Ben de yıllar önce gramofon almıştım, sonra plak bulamamıştım :)
    O dönemler Kadıköy semalarında dolanırken, buluyorduk bir şeyler ama şöyle ele avuca gelen güzel plaklar, açık arttırmayla satılıyordu nerdeyse.

    YanıtlaSil