30 Ekim 2009

Hesabı Kim Ödeyecek?

Birliktelikte klişeleşmiş, artık değişmesi gereken bir konu varsa, o da hesabın ödenme biçimidir. Gerek işyerinde, gerekse ilişkilerde standartlaşmış ödeme şekilleri, insan duygularını ister istemez etkiliyor.

İşyerinde, öğle vakti veya mola arasına çıkıldığı anda, kimi zaman hesap ödemek için atılımlar gerçekleşir. Bu sırada, bir sonraki gün cömert olanların ısrarcı teklifleri yinelenir. Daha sonraki günler, “kim daha fazla ödedi” gibi olumsuz ve rahatsız edici fikirler ortaya çıkmaya başlar. Aslında olması gereken, maddi bir problem yoksa ya da eşitlik söz konusuysa, herkesin kendi hesabını kendisinin görmesi gerektiğidir. Belli zaman aralıklarında, jest amaçlı teklifler olabilir. Fakat bunu tadında bırakmak gerek.

İlişkilerde, erkeklerin buluşma anlarındaki en büyük sıkıntısı, ödeme noktasıdır. Özellikle Türk erkekleri, bunu gurur meselesi haline getirerek, ödeme noktasına kadınları yaklaştırmaz. Üstelik kadınlar bir bölümü, buna başlarda itiraz ediyor gibi görünse de, sonuçta elini cüzdanına götürmemekten mutludur. Şimdi yaşadığımız güncel dünyayı bir düşünelim. Geçmişe oranla erkekler ve kadınlar, neredeyse benzer maaş alıyor. Kadın veya erkeğe göre değil, işyerindeki statüye ve başarıya göre ücretler değişiyor. Öyleyse, neden hala hesabı erkek ödemeli? Ortada gerçek aşk varsa, hesap isteme vakti geldiğinde kadın ağırlığını koyarak, ödemedeki eşitliği hissettirmelidir. İlişkilerde hesabı birinin ödemesinde bir problem yok, sadece hep aynı kişinin ödemesinde problem var.

Akraba ilişkilerinde veya yaş kavramlarında, ödeme noktası büyüğe doğru kayar. Belki de küçük olan daha fazla kazanıyordur. Belki yaşlı olan kazanmıyordur. Belki daha farklı şeyler de olabilir. Küçükten kasıt, erişkinlerdir. Yani aklı ermeye başlayıp, kazancını cebine koymaya başlayan. Her iki taraf da kazanıyorsa, birinin ödemesi gerekli kuralı geçerli olmamalıdır.

Para mevzusu, dünya çapındaki birçok ilişkiyi büyük tartışmalara sürükleyen bir problemdir. Maddi sıkıntılar başladığında, aile içinde olabileceği gibi, flört ilişkilerinde de bu kavram rahatlıkla konuşulabilmelidir. Ses yükseltmeden, anlayışla ve karşındakini anlamaya çalışarak. Belli sıkıntılar, birlikte aşılacaktır.

Yenidünyada “para her şeydir” kavramı gelişmeye başladı. Bu, aslında sonun başlangıcıdır. Sevgi, parayla ölçülemez. Para bir gün sahibini terk ettiğinde, kişi sevgiye yatırım yapmamışsa, yapayalnız kalır. Sendeleyerek dengesini kaybedeni ayakta tutan en büyük kavram, aşktır. Bunu sakın aklınızdan çıkarmayın.

Cömertlikle cimrilik, karıştırılmamalıdır. Tasarruf gereklidir. Yeri geldiğinde paylaşmayı, yeri geldiğinde saklamayı bildikten sonra, huzur sizi bir şekilde bulacaktır.

Emre Türker

Picture: flickr

12 yorum:

  1. Alman usülü en temizidir bence, bir kadın olarak en nefret ettiğim şey ise hesap ödeme konusunda ısrarcı erkeklerdir, neden yahu neden?

    YanıtlaSil
  2. Emre, bir de şöyle bir durum var.Ödemeye katılmak istediğinde bunun bir hakaret olarak algılanması.Bu da biz hatunlar tarafını zor durumlara düşürüyor.Bazen öyle tepkilerle karşılaşıyorum ki ne diyeyim? ne edeyim? bilemiyorum.
    Hesap ödemede rasyonel bir yaklaşımı oturtmak şart :)

    YanıtlaSil
  3. günlük hayatımızda sıkça karşı karşıya kaldığımız bi durum bu... sahi, hesabı kim ödemeli? :) bence ince hesaplar yapılmadığı örneğin sen bilmem kaç defa ödedin ben şu kadar ödedim diye sayılmadığı sürece bi sorun yok. tabi şu da bi gerçek sokakta "param yok ki sevgilim olsun" düşüncesinde olan bi sürü adam dolaşıyo. bakış açısını değiştirmek zor, biraz da kültürel bi konu... ben kendi adıma konuşayım. ısrarcı davranmam ben ödeyeyim illa diye, hele de tam ödenirken bu tavır hiç hoş durmuyor özellikle kadın ve erkeğin bi arada olduğu ortamlarda. ama en azından arkadaşlık ilişkilerinde maddi paylaşımlar konusunda çok verici ya da sömürücü olmamak gerekiyor.

    YanıtlaSil
  4. Özellikle sevgililik durumlarında herşeyi erkeğin karşılamasından hiç hoşlanmıyorum. Bir sürü duyguyu paylaşırken para mevzusunun sorun olması beni rahatsız ediyor. O an kim müsaitse o öder ya da biri yemeği öder diğeri sinemay gibi. Tek tarafa yük olmak çok büyük bir bencillik. Arkadaşlık durumundaysa Alman usulü en iyi çözüm.

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir konuya değinmişsiniz,iyi de etmişsiniz.Dediklerinize aynen katılmakla birlikte,şahsen param olduğu sürece dostlarıma hesap ödetmek istemem.Tabi iyi niyeti suistimale girmediği sürece...

    YanıtlaSil
  6. noranıngemisi… Valla çok delikanlı bir laf nora :) Uzun süredir merak ettiğim bir şey var, bu gerçekten Almanların usulü mü? Vikisözlük’te, sadece herkesin kendi hesabını ödemesi diyor, Almanlarla ilgili bir açıklama yapılmamış.

    nane şekeri… Ağırlığını ortaya koyacaksın. Onun nasıl değişmezi veya hakaret olarak kabul ettikleri varsa, senin için de öyle olsun. Fakat yine de ortalığı ayağa kaldırıyorsa, bırak ödesin :)

    kelebek dr… Fakat öyle kızlar da var ki, “bana hesap ödetmeyeceğini bildiğim için ses çıkarmıyorum” veya “kahve için teşekkürler” gibi. Bu tarz insanların, dostlar arasında kullandığı argo tabiriyle beleşçilerden hiç farkı yoktur. Fakat erkekler arasında, bu ödeme işini farklı anlamlara bile çekenler var. Laf olarak açıkça kelimelere dökmeyelim ama, “karşılığını ödemek” gibi bir şey diyelim.

    küfkedisi… Bak o da güzel. Burada yazılanların geneli ortaklık yönünde ama inan ben tek taraflı durumu onaylayan sayısız kadın tanıyorum. Hesap konusunda erkeği çok zor durumu getiren kadınlar da tanıdım. Hatta birinin kredi kartı limitleri hep böyle doluyordu (Bence normal değil bu durum :) Neyse, eşitli k her yerde isteniyorsa, burada da eşitlik olmalı.

    Gidi Kuzgun Güdük Fare… O söylediğin şeyi ben de çok yaparım, elden geldiği kadar dostlarım benim daima misafirimdir. Zaten iyi niyetimizi suiistimal edenler için kullandığımız kelime, dost olmazdı değil mi?

    YanıtlaSil
  7. hayalbemol... ben önceden ısrarcı olurdum, özellikle erkek arkadaşlarıma(sevgilim veya değil) kendi hesabımı ödemem konusunda. ama gerçekten hiç hoş olmuyor, erkek diretiyor muhtemelen sen diretiyosun ve kasadasınız. hönk! kızlarda zaten -kendi adıma konuşayım- gerçekten yakın hissetmediğim sürece başkasının hesabını ödemem. ödediysem gerçekten aramızda lafı olmuyordur. hesabını yapmıyoruzdur. mesela ödediğim arkadaş, "dün de sen ödemiştin" demiyordur bugün yemeğimi/çayımı her neyse ısmarlarken. kadın-erkek ilişkilerinde de sanırım kültürel genel bi yaklaşım olduğundan, en azından kadının erkeğe özellikle para harcatma eğilimi olmasın yeterli bence. çok pahalı hediyelere de mütemadiyen karşıyım. gerilirim. ama erkek de parayı bi güç olarak görüyosa, müstehak ona... oh olsun. erkeklerin bu konudaki yorumuna gelince, "erkek MİLLETİ" dicem artık cidden bi öküz! istisnalar kaideyi bozmaz tabi, onları tenzih ediyorum.

    YanıtlaSil
  8. Toplumsal bir yara diyeyim ben buna..
    İyi ki el atmışsın Emre..Sana tamamen ama tamamen katılıyorum.Nerden çıkmıştır bu hesabı hep erkeğin ödemesi gerektiği??
    Bana kalırsa ya sırayla ödenmelidir (bir gün sen bir gün o) ya da Alman usulü olmalıdır,anında..
    Nezaket, incelik, görgü kuralları kapsamından hemen çıkarılmalıdır bu kavram..Herkes de rahat bir nefes almalıdır..
    Çok beğendim yazını..
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
  9. emin ol, ağırlığımı koyuyorum :)

    YanıtlaSil
  10. kelebek dr… Haklısın, bu durumu güç olarak gören erkekler, gücünü göstermeye devam etsin. :) Küçük bir espri, erkek ne kadar öküzde, kadın da o derece inektir :) Bu sözüm, herhangi birini gücendirmek ya da ortaya laf atmak için söylenmemiştir. Fakat biz inek lafını hep çalışkanlar için söyledik. Öküz ise hep kötü anlamda. Biraz kalıbı aşalım. İnek, ot gelmiş ot gider, düşünmez. Öküz ise güçlü ama sırtında yük taşımaktan başka bişeye yaramaz. Öyleyse çalışkan adam, ne inektir, ne de öküz :) İki tür de farklı anlamlarda kullanmalı. Hem onlar da bir canlı :) (neler saçmalattın bana kelebek :)

    Zeugma… Nezaket kuralları, bu ayrıntıyı düşünmemiştim. Gerçekten bu o kurallara dahil gibi görünüyor. Öyle ya, artık kimin güçlü olduğu ortada değil. Yani herkes bir yerde kendi gücüne sahip. Fedakarlıklar çift taraflı olmalı. Sevgiyi maddiyatta aramak yanlış.

    nane şekeri… Hiç şüphem olmadı, başarılar :)

    YanıtlaSil
  11. Valla Alman çok yakın arkadaşları olan bir arkadaşım Almanların cidden hiç hesabı ben ödiyim, bendensin triplerinin olmadığını söyledi, herkes kendi yediğini ödüyormuş. Bunu duyunca kökenini pek araştırmadım bende :)

    YanıtlaSil
  12. noranıngemisi... Araştırmaya gerek yok o zaman, herşey ortada :)

    YanıtlaSil