20 Mayıs 2009

Yol Karanlık, Gitme Yolcu

Bir rüzgâr esti çenesinden saçlarına doğru. Etraftan hayret içeren sesler ve haykırışlar yükselirken, gülümsüyordu. Kimse göremiyordu yüzündeki ifadeyi gecede. Yolculuk kaç metreydi ve sona ne zaman ulaşılacaktı? Yalnız o biliyordu başrol oyuncusu olarak bu kısa filmdeki rol aldığı süreyi.

Ayrılık vardı. Terk edilişti son veda. Bilmem kaç kez sevişmişti onunla, bilmem kaç kez öpmüştü sıcak dudaklarını. Sebepsiz gidişlere anlam veremiyordu ama toplam sürede biriken tatlı anlar geldi birden aklına. En popüler kişiyi sevmişti ve en ulaşılamaz olanla dans etmişti eğlencelerde. Elini son kez tutarken değil, ilk kez öperkenki halini hayal etti düşünce bulutunda.

“İşe yaramazın tekisin, seni doğurduğum güne lanet olsun” diyordu onu dünyaya getiren kadın. Bu sözler, kundaktayken onu sarıp sarmalamadığını, oynarken peşinden koşmadığını, kokusunu içine çekip doyamadığını göstermezdi. Ne hatalar yapmıştı, ne çok acılar çektirmişti o kadına ama hüzün dolu son sözler, sadece bir anlık hiddetin sonucuydu. Aslında mahallenin en kıskanılan çocuğuydu o. Ne istediyse alınmış, ne arzu ettiyse önüne serilmişti. Doğum günleri geldi aklına ve pastasını keserken, o müthiş kadının gözleri parlıyordu. Sevildiğini hatırladı sonra…

İşten çıkarıldığı gün, evine dönerken, ne yapacağını düşünmüştü. Acaba tekrar başka bir işte görev alabilir miydi? Aslında o gün, sabah telefonunu kapattığında, onu aramışlardı. Yeni bir iş, yeni bir umut için olası görüşmede, ilk sıradaydı.

Gidenin ardından kimler ağlar? Verilen tepkiler sevginin bittiğine işareti midir? Her karanlığın içinde bir ışık var mıdır? Her şeyden önemlisi, zaman geri alınabilir mi?

Bunların tamamını, hatta burada olmayan birçoklarını sordu kendine.
Sonra ayakları dokundu suya ve gittikçe ıslandı vücudu.

Bir baloncuk yuttu,
Sonra bir daha ve bir daha…
Ama ayağına bağladığı ip, onu aşağıya çekmeye devam ediyordu.
Ve pişmanlığına çare olmadı geri dönüşümsüz yolculuğu.
Sulara gömüldü bedeni, gözlerini son kez kapatırken hayata.

İntiharın ardından, geriye karanlık ve yoğun kalabalığın bakışları kaldı köprüde.

Emre Türker

Picture: deviantart

16 yorum:

  1. Bir gariplik var sanırım, sayfana bakmasam göremicektim yeni yazılarnı.. güncellememeiş blogger yeni yazının yayınını..

    ve posta gelince ,çok hazin..
    Artık dönemicek oldugunu hissettiği andaki pişmanlığı hiç kmsenin hiçbir olay karsısnda yasamaması ümidiyle..

    YanıtlaSil
  2. nєнιяѕєℓ... Ben de sonradan fark ettim ama nihayet geç de olsa güncellemiş blogger yazımı, belki de senin sesini duydu :)

    O anı düşündüm, karar verdikten sonraki hisleri,
    belki pişmanlığı, belki de rahatlamayı, kimbilir?
    Sonuçta giden için bitiyor hayat ama geride kalanlar için farklı bir acı başlıyor.

    YanıtlaSil
  3. İnsan kaybedecek hiç birşeyim kalmadı dediği noktada nelerden vazgeçebiliyor değil mi?

    Kalanlar..Devam edecek hayat..
    Ya giden...
    canımı yaktı...

    YanıtlaSil
  4. münzevî... Çoğu kez, aynı noktaya geldiğimiz olur hepimizin.
    Vazgeçmez, neyin cesaretidir ki? Asıl cesaret, ayakta kalmaya çalışmakla olur.
    Ne yazık ki, hepimiz düşüyoruz bu çelişkilere.
    Kimileri uyguluyor, kimileri kendine gelip uyanıyor bu kabustan.
    Kimileri de uyanamıyor...

    YanıtlaSil
  5. yazıların beni çok etkiliyor Emre, sen yazdıkça okumak yerine acaba Emre yazmış mı diye bakıyorum daha çok "izlediklerim" listesine:)
    intihar temalı bir senaryo yazmaya kalkıştım ve fekat finaller engel oluyor...eğer bir gün bitirebilirsem ilk okutacaklarımdan birisin görüşlerine önem veriyorum

    YanıtlaSil
  6. Franche... Çok incesin, beni benden aldı yorumun.
    Senaryonu merakla bekliyorum, bu değere layık görmen beni ayrıca mutlu etti.
    Elimden geleni, hatta fazlasını vermeye hazırım, büyük bir mutluluk ve içtenlikle.

    YanıtlaSil
  7. Teşekkür ederim:)
    bu arada: http://legendsofmiatheprincess.blogspot.com/2009/05/bana-blogunu-soyle-sana-kim-oldugunu.html
    ;)

    YanıtlaSil
  8. Franche... Bir dönem, büyük karmaşa yaşıyordum ve o zamanlardan birine denk gelmiş ve kaçırmışım muhteşem yorumunu, sevgi, başarı, huzur, güzellik adına ne varsa seninle olsun.

    YanıtlaSil
  9. Kelebeğin Ömrü... Türk Sanat Müziği musikisi tıngırdadı sanki kulağımda.
    Bazen, bu soruların yanıtı gerçekten zordur.

    YanıtlaSil
  10. Çok güzel anlatmışsınız yoğun duyguyu.Allah kimsenin başına vermesin.her zaman umudumuz daim olsun.bu arada beni izlemeye aldığınız için geç de olsa teşekkür ederim.inanılmaz mutlu oluyorum izlendiğimi gördükçe.daha yeniyim ama umarım siizn kadr gzüel yazılar ayzabilirim yeteneğim olmamasına rağmen:D

    YanıtlaSil
  11. kamikaze… Yazmak, düşünceleri geliştirir bir şekilde.
    Kalemi tuttukça eller(klavyeyi güncel bir dille), akıl üretim için zorlar bünyesini
    Ve düşündükçe gelişir hisler.
    Yazılarımı beğenmene sevindim,
    İzlemekle mutlu ettiğim ise, ikinci sevincim.
    Azminin kalıcı olması dileğiyle, sevgiler…

    YanıtlaSil
  12. benimdee :)
    hemde yazıyı okurken valla ellerim farkında olmadan yazı diyebilirim...
    Sorunun yanıtına gelince bence
    kalmak dahada zor ...

    YanıtlaSil
  13. Kelebeğin Ömrü... Severken evet.
    Alışkanlıkla ve bu alışkanlıktan kurtulma çabasında kaçmaksa yaşananlardan,
    kalmak zor.
    Zaten severken, neden gidersin ki?
    Gerçi kalan, belki gitmeye sebep olandır.
    Kimbilir!!!

    YanıtlaSil
  14. Kelebeğin Ömrü… Beni güldürmeyi başarıyorsun :)
    Acıları ortaya çıkarmak gerek, tatlının damaktaki etkisini yakalamak için.
    Bizimkisi bu tarz bunalımları görmek, düşünceyi değiştirmek adına.
    Diyeceksin şimdi, bir böööö lafından neler çıkardın sen diye :)

    YanıtlaSil