Yazar: Franz Kafka
Çeviren: Ahmet Cemal
Sayfa Sayısı: 100
Kitap Boyutu: 12,5 x 19,5 cm
Yayınevi: Can Yayınları
1915 yılında yayınlanmış “Dönüşüm” adlı eser, Kafka’nın anlatımındaki zirveye olarak kabul edilir. Kitapta, küçük burjuva çevrelerine farklı bakış açısıyla eleştirel yaklaşılmaktadır.
Değişim ismiyle de piyasaya çıkmış çevirileri bulunan kitap için çevirmen Ahmet Cemal, önsözünde şu açıklamayı yapıyor.
“Kafka’nın Die Verwandlung başlıklı anlatısı, bizde hep “Değişim” adıyla çevrildi ve öyle bilindi. Oysa Almaca’da Die Verwandlung, bir değişimden çok köktenci bir olguyu, tümüyle değişip başkalaşmayı dile getiren bir sözcüktür; burada gerçekleşen bir değişim değil, bir dönüşüm’dür.”
Kitabın kahramanı Gregor Samsa, evin geçiminde ailesine katkıda bulunmak için gaddar bir patronun yanında çalışan işçidir. Gregor’un çalışma hayatında izne yer yoktur.
Sabahın erken saatlerinde bunaltıcı düşlerden uyanan Gregor, dev bir böceğe dönüşür. Yeni şekline uyum sağlamaya çalışırken asıl düşündüğü şey, ailesine yapacağı açıklamadır. Odasının kapısı kilitliyken, henüz değişimi tamamlanmamış sesiyle, kapının diğer ucundaki kız kardeşi Grete, anne ve babasına son sözlerini söyleyecektir. Çünkü değişim sonrası Gregor’un sesi, vızıltıya dönüşecektir.
Fantastik kurgusuyla dramatik yaşamı trajikomik şekilde anlatan Kafka’nın hikayesinde, ince espriler bulunmaktadır. Kitabın ana fikrini kavrayabilmek için; çeviri önsözünü, nişanlısı Felice’ye yazdığı mektupları ve başkaca yazışmaları dikkatle okumak gerekir.
Emre Türker
franz kafka ile ilk tanıştıgım kitap
YanıtlaSilardından daha büyük bir zevkle okudugum ve özellikle şu günlerde daha tanıdık gelen bir sistemi anlatan davayı ve ardından amerikayı.
anlatımını sevıyorum okurken kaç sayfa okudugunuzu anlayamıyorsunuz..
saat 4 te köy minübüsünün getirdiği
kargomda bulunan dönüşüm ve jerzy kosinski nin boyalı kuşunu ertesi sabaha soluksuz okuyup bitirmiştim..
şimdi tekrar hatırlamış oldum ve tozlu kitaplıgımdan alırım belkı elıme...
ne çok olmuş okuyalı diye düşündüm... bu aralar yazdıkların beni çocukluğuma, ilk gençliğime götürüyor. henüz okumamış olanlar için "mutlaka okunmalı" dedirten kitaplar listesi gibsin.
YanıtlaSilÇok ağır bir roman ,sürekli iç dünyan ile hesaplaşmak insanı yoruyor.Ama yine de sonuna kadar okudum.Veba adlı kitabı daha çok hoşuma gitmişti.Sevgilerimle Beyazmendil
YanıtlaSilasya Selda… Kafka’nın Dönüşüm’ünü 2 kere okumama rağmen, diğerlerine henüz fırsat bulamadım. Tavsiyelerini dikkatle dinledim. Boyalı kuşu okumuştum, tekrar ele almakta fayda var.
YanıtlaSilBizler, okuduğumuz kitaba bir daha dokunmuyoruz. Böyle durumlara karşı, eskiden okumuş oldukları romanları arkadaşlarımdan anlatmalarını istiyorum, anlatamıyorlar. Öyleyse, seyredilen güzel bir film tekrar izlenebiliyorsa, romanlar da tekrar okunabilir. Böylece güzel şeyler akılda pekişir.
Sen de kitabını tozlu raflardan al ki, sayfalar beklemekten sararmasın.
Evren… Beğendiklerimi ve arşivlerimi yeniden gözden geçiriyorum paylaşmak için.
Böylece anımsamış oluyorum güzel yazıları, hikâyeleri ve romanları.
beyaz mendil… Veba’yı da bir gün okurum umarım. Daha bitirilmesi gereken listede çok kitap var. Hepsine sahip olmak istiyorum ama bu gerçekten vakit alıyor. Elimden geldiğince gözden geçiriyorum.
Dönüşüm, anafikri düşünülmediği takdirde fantastik roman olarak da okunabilir.
Böylece daha ağır olmaktan çıkacaktır. Ben, Dönüşüm’ü okuduktan sonra yordum kendi içimde.
yorulmak mı?
YanıtlaSilben kafkanın kitaplarında hiç yorulmamıştım
sen oguz atay ı okuyunca ki okumuşsundur belkı iç dünyayla hesaplaşmayı ozaman gör:):):)
tekrar tekrar okumuştum dönüp dönüp:)
en sonunda numaralandırdım sayfalarımı ama yınede vazgecmedım oguz atayı okumaktan ve devam ettım:)
alakasız mı oldu bu franz kafka ile ilgili yazıya?
evet ama napayım yorulmak dıyınce aklıma oguz atay geldi:)
asya selda... Böyle uğraşılara, kitaba karşı aşk ve kalbinde yer etmiş kitapları yeniden okunacaklar listesine koyanlara, her an saygı duymuşumdur.
YanıtlaSilBu arada, alakasız olmadı, hatta çok iyi oldu.
Böyle yorumlarda farklı tavsiyeler buluyorum.
“Şimdi ne okuyayım?” çatışmasında, fikir veriyor.
Oğuz Atay’ı okumadım, ama öyle güzel anlattın ki,
Okumadım demek utandırdı beni. Merak ettim.
Alınacaklar listesine koyuyorum, okunacaklar listesinde ise önlerde yer açarım :)
Çünkü ben kafam estikçe kitap alan biriyim.
Öyle bir duruma geliyorum ki, aldıklarımı okumaya yetişemiyorum.
http://asyaselda.blogspot.com/search/label/kitap%20al%C4%B1nt%C4%B1lar%C4%B1
YanıtlaSilbakabilirsin oguz atay hakkında daha iyi fikir sahibi olacaksın ve emınım cok seveceksın ve ben coksevınecegım onu bır kısıyle daha tanıştırmış oldugum için.:)
Veba Albert Camus'a ait bir eser yanılmıyorsam Beyazmendil?
YanıtlaSilKafka'nın Dönüşüm'ü; kesinlikle ağır bir eser ve üzerinde düşünülesi...
asyaselda… merak etmeye başlamıştım zaten,
YanıtlaSilşimdiden beni kitapla tanıştırmış oldun.
Franche… Düşündükçe öyle gerçekten.
Basit gibi görünen fantastikliğin ardından büyük bir eleştiri yatıyor.
Sevgili Hayalbemol;
YanıtlaSilDaha geçen pazartesi arkadaşımla hayatını değiştiren kitaplar neler, var mı, sorularını cevaplıyorduk. Ben bir kitap okudum hayatım değişti diyemiyorum ancak Dönüşüm, Camusden duvar ve düşüş etkileyici ve sarsıcı nitelikte kitaplardır demiştim ve gezinirken rastlayınca blogunuzda yazmadan edemedim.
Sevgiler
AyeşeninKitapKulübünden
BİLLUR
Ayşe'nin Kitap Kulübü… İlk okumaya başladığımda sıkıcı bir sanat yapıtıyla karşılaşacağımı umuyordum. Sonra yanıldığımı anladım. Hatta ikinci kez okudum. Çünkü bu kısa romanın içinde ayrı bir anlam daha bulmak mümkün. Yine de herkesin beğenebileceği bir kitap değil. Çünkü kolay gibi görünen, ağır bir kitap.
YanıtlaSil