Şahsımıza yönelik en sık sorulardan biri, ilgi alanlarımızdır. İş başvurularında hazırladığımız cv’lerde, genelde geyik muhabbeti olarak kabul ettiğimiz bu soru, aslında kişilik anlamında önemli bir faktördür.
Çevremdeki kişilerin ilgi alanlarını fazla irdelerim. Yazanlara, yazmak için kimi örnek aldığını, hangi türde yazdığını, yazdığı türü tanıyıp tanımadığını sorarım. Okumayıp da lafta okuyanları, sorularım fazlasıyla boğabilirim. Çünkü son okuduğu kitaptan başlar, yazarın ruh halini anlamaya kadar giderim. Yaşamdan zevk almanın anlamı haline gelen bu tutkular, dikkatle seçilmelidir. Resimden hiç anlamayan birisinin resme ilgili görünmesi, kişiyi komik durumlara düşürebilir.
Her bünyeye uygun bir ilgi alanı mutlaka vardır. Benim hiç ilgi alanım yok diyenler, kendini tanımayanlardır. Küçük yaşlardan itibaren, kişisel ilgi alanları ve kabiliyetler keşfedilmeli, böylece kişinin kendini bulması sağlanmalıdır.
Bir zamanlar, akvaryumda balık beslemeyi denemiştim. O dönemler, aldığım balıkların fazla ömrü olmuyordu. Küçücük akvaryuma kabına sığmaz balıkları alıyor, sonra onların stresini fark edemeyip ölmelerine sebep oluyordum. Fakat şimdilerde gerçek manasıyla kendimi verdiğim bu huzurlu uğraşıda, hangi balık nerde yaşar, ortam nasıl oluşturulur, uygun yemler ne şekilde sağlanabilir, biliyorum. Artık internet, bize çok fazla kaynak sağlıyor. Fakat bazı kolaylıklar, bizi tembelleştiriyor. Sanal ortam, dünyanın en büyük bilgi kaynağı gibi görünse de, uygulamalar yaşanarak öğrenilir.
Hobi, kişinin bağımlılığıdır. Bu nedenle zoraki ilgi alanı olmayacaktır ama bazı şeyler öğrenilebilir. Örneğin, kitap okumak gerekliliktir. Birçok kişi okurken sıkılabilir. Doğru zamanda ve kişinin bünyesine uygun seçilen kitaplar, okumaya ilgiyi arttırabilir. Hiç kitaba ısınamayan kişi bile, aradığını bir dergide veya gazetede bulabileceği için, o yönde okuma sağlayabilir. Fakat bu gereklilik, kişinin hobisi olmayacaktır. Bu durum, ikili ilişkilere benzer. Farklı cinsiyetlerle her ortamda sohbet edebilirsiniz ama aşkı sadece biriyle yaşarsınız.
Emre Türker
Picture: deviantart
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder