Sadece davetlilerin katıldığı parti, üç kişilik ekibin muhteşem konseriyle açılmıştı. Işıklar söndü, sahne aydınlandı ve sabırsız görünen heyecanlı kalabalık, çığlıklarla karşıladı solistleri.
Kalabalığın içinde, çift kişilik davetlilerden biriydi onlar. Sahneyi iyi göremeyen bir yerde, sallanan insanların arasında, sanatçıları görmeye çalışıyorlardı. O gece, planlanmış değildi. İşten gelenler, iş tutanlar, kendini beğenmişler, aşıklar, arayanlar, arananlar, sanatçı hayranları ve geceyi değerlendirmek isteyenler, hepsi oradaydı. Hareketli ellerde maytapların parıldayan gelgitleri, kalabalık grubun sıcaklığını arttırıyordu.
Erkek ve kadın, onların arasındaydı. Kadın sahneye bakarken, erkek sevdiği kadının ellerinden tutmuş, neşeli tavırlarına hayran, kokusunu içine çekiyordu. En son birlikte eskittikleri parti, mutlu bitmemişti. Kadının ilk tedirginliği, bundan dolayıydı. Erkeğin tedirginliği ise, yaptıklarının acısıydı.
Kalabalık grup, sahneye yaklaşmak için onları sıkıştırmadan önce, birlikte sallanarak gemide yolculuk ederken denizi seyreder misali, huzurluydular.
“Yeterince gördük zaten” dedi erkek, “bundan sonrası, anılara sarılmış melodinin tatminkâr sesidir.”
“Haklısın” dedi kadın, “kendimizi bu tatmin olmayan bedenlerin öne geçme çabası içinde sıkıştırarak daraltmayalım. Artık gidebiliriz.”
Böylece, her yerden aynı duyulan muhteşem melodiye rağmen, yerinde mutlu olmayı başaramamış insanların negatif elektrikleri arasından sıyrılarak, oradan ayrıldılar.
Eve giderken, erkek içki almak istedi. Sonra düşündü. Bu parti, hatırında dinç kalmalıydı.
Erkek, kadının omzuna koydu elini. Kadının parmakları, erkeğin belinde.
Yıllara inat, mutlulukları biriktirmeye devam ettiler, acıları çöpe atarken…
O gece parti biterken, kalabalık grubun başlangıçtaki en öne geçme mücadelesi, arkadaki çıkıştan bir an önce kaçmak için itişmeleriyle son buldu. Sadece erkek ve kadın onların arasında değildi.
Emre Türker
Picture: deviantart
Boylece heryerden aynı duyulan muhtesem melodıye ragmen yerınde mutlu olmayı basaramamıs negatıf elektrık yuklu ınsanlar********************
YanıtlaSilbu cumle
o kadar hayatın her alanında var kı
sahıp olup ta sahıp olduklarınla yetınmeyen
dahası dahası dıye hırs dolup cevresıne olumsuz elektrık sacan onca cok ınsan..
O kadar aydınlısın ki sen, seni okurken siyahlarımı daha net görüyorum..
YanıtlaSilöykü… Malesef ki insanoğlunun en büyük olumsuzluklarından biridir doyumsuzluk,
YanıtlaSilSavaşlar, yıkımlar ve ayrımcılıkların temelinde yatıp, tepesinde kalkarlar.
Meyvenin güzelliklerini fark ettiklerinde, bahçesine sahip olmak isterler.
Öyle ki, dünya bile yetmedi onlara.
Evrende dağılmanın yolunu aramaya başladılar.
Yeni gezegenlerde, yeni yerlerinde, yeni doyumsuzluklar üretmenin yolunu aradılar.
AŞK… Teşekkür ederim. Eskiye nazaran, baktığım yerlerin tümünü görmeye çalışıyorum.
Bir balıkgözü misali, alanın bütününü kareliyorum.
Burnumuzun ucundakileri bile göremezken çoğu zaman.
Her dakikayı yakalasaydık eğer, ne cevherler çıkarırdık karanlıktan aydınlığa.
işte gitmek istediğim böyle bi konser olsun seninle...
YanıtlaSilay kopuğu(köpüğü)… :) Konserlerin ardı arkası kesilmez,
YanıtlaSilYeter ki, mantık değişimindeki bizler çoğalalım. Bileti kesmek kolay iş. :)