02 Haziran 2009

Dumanı Tütenlerde Bir Kadın

Dumanı tütenlerin mekânında, derinden bir nefesle ateş istedi kadın. Çakmağı uzatmak için değil de, tedirginliğine çevrildi bakışlar.

Kadının derdi neydi? Çakmağı uzatan adam, dostça sormuştu. “Nedir sorun?”

Uzaklardan çalışmak için gelmişti kadın. Sevdiği adam, çalışmaya geldiği şehirde yaşıyordu. Ayrılıklar sonrası ne çok barışmalar yaşanmış, kaçıncı bıkkınlığıydı bu kavuşmalar.

Güven sorunu yaşanıyordu. Rahatı seven kadın, hatlarını ortaya çıkartan kıyafetlerden sırf onun için vazgeçmişti. Fakat erkek, sorgu-suallerinden ödün vermemişti.

Can çıkar huy çıkmaz,
kısa ayrılıklarda terk edilen akıllanmaz.

“Sana değil, erkeklere güvenmiyorum” demişti sevdiği adam, kendisinin de bir erkek olduğunu unutarak.

Kadının ilişkiye mola verişleri, her zaman sebepsiz değildir. Test etmek için yapılan uzaklaşma sınavlarında, başarısızlıktan kalır erkek. Oysaki oyun kâğıtlarında kozlar açık oynanmalı. Hamle, iki kişinin karşılıklı bilinçlerinde ortaya konmalı. Oyun stiline birlikte karar verilmeli. Her iki taraf da mutluluğu hırsa dönüştürmeden konumuna sahip çıkmalı. Kıskançlık mutlaktır, fakat her şeyin aşırısı mide bulandırır.

Çözümsüz noktalar olduğu düşünülür. Problemin sonucunun olmadığı düşüncesi, insanın içindeki negatif iyonlardan kaynaklanır. Aşkın hakim kararı, mutlak birleşmedir diye bir teori kurulmamıştır. Bazen en iyi çözüm, ayrılıktır. Son ihtimal olsa bile.

Kararsız kadın, dumanı tütenlerin mekânından ayrılırken teşekkür etti dinleyenlere. Oyun kâğıtlarını cebine koydu, testlerini bitirdi ve çıkıp gitti kapıdan sanki hiç gelmemiş gibi.

Emre Türker

Picture: deviantart

7 yorum:

  1. emre neden hep bu ilişkileri küçük oyunlara çeviriyoruz.
    neden sınavlar yapıyoruz.
    neden bir formülde yerine koymaya çalışıyoruz.
    neden verilir bu aralar.
    neden bu oyunlar oynanıyor devamlı.
    hayat zaten bir sınav değil mi.. neden bir sınavın içinde başka bir sınav kağıdı daha dağıtılıyor..
    kimse çalışmaz o sınava asıl sınav başkadır çünkü. kimse geçemez o sınavdan. bırakalım, önce gerçek sınavın sonucu ne olacak bir görelim.
    neden bu sabırsızlık...

    YanıtlaSil
  2. nedense bunu bir yerden hatırlıyorum...

    YanıtlaSil
  3. LA78'ers... Hayatın sınavında aşamalı testlerden biridir ilişkiler.
    Neden sonuç ilişkileri, önceleri hipotezlerle anlatılır.
    Sonuçar, tecrübe edinenlerden alınır ama bu tecrübeler her zaman sınavı kazandırmaz.
    Kişiliği bulmak bir sınavdır aslında, hayatın içinde olduğu gibi.
    Önce kendimizi tanır, sonra ona uygun bedeni bulmaya çalışırız, puzzle'in eksik parçasını bulmaya çalıştığımız gibi.
    Bazı şeylere sahip olmak için, problemleri çözmek gerekir. Çünkü anlamak, doğuştan gelen bir özellik değildir.
    Kıskançlık bir problemdir çözülmesi gereken, fakat bazı kıskançlıklarda haklılık payı da vardır.
    İlişkiler, hayatın en büyük karmaşası, yaşam sınavından hemen sonra gelen 2. tercihtir.
    Bu sınavın belli kriterleri yok. Çözümler, yaşantının kesitlerine bağlı.
    Tüm bunlar, neden-sonuç ilişkisine bir anlamda cevap sayılabilir de, sayılmayabilir de...
    Sınavı biz yapmıyoruz aslında, yaşadığımız hayat bizi sınıyor.

    ay kopuğu(köpüğü)… Yazıyı mı, yoksa yaşanmışlığı mı?
    Bu tip olaylar, benzer yaşanmışlıklardır. Yazıya gelince;
    Bir arkadaşımın derdinden yola çıkılarak, dün gece üretildi.

    YanıtlaSil
  4. Bence ara vermekte fayda var,
    kıvılcımları alevlendirmek adına
    çok güzel bir paylaşımdı
    Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  5. Kumsal... Ara vermelerde fayda var ama
    İşin kötü yanı, bu aralardan sonra pek dönüş sahneleriyle karşılaşmıyoruz.
    Belki acelecilikten, belki erkeğin sabırsızlığındandır.
    Garip bir his, gerekli ama bir o kadar da rahatsız edici.

    YanıtlaSil
  6. yaşanmışlık Hayalbemol, illaki yaşanıyo işte..

    YanıtlaSil
  7. ay kopuğu(köpüğü)… Yaşanmasa, tecrübeyi nerden bulabilecektik ki?
    Kötü ile iyiyi, doğru ile yanlışı, bakış açısını. Yaşanıyor haklısın, acı da olsa yaşanıyor.

    YanıtlaSil