11 Haziran 2009

Kilitli Oda

Yazar: Paul Auster
Çeviren: Yusuf Eradam
Sayfa Sayısı: 128
Kitap Boyutu: 13,5 x 19 cm
Yayınevi: Metis Yayınları

Yedi yıl önceki kasım ayında, Sophie’den mektup almıştı. “Tanışmıyoruz” diye başlayan mektupta, kocası Fanshawe’in kaybolduğunu anlatıyordu. Fanshawe, çocukluk arkadaşıydı.

Bir gün New Jersey’deki annesini görmeye giden Fanshawe, eve geri dönmemişti. Sophie, henüz 3 aylık bebeği “Ben” ile ortada kalmıştı.

“Sophie’yi arayarak ne zaman isterse onunla görüşebileceğimi söyledim.”

Hikâye, bu açıklamasıyla gelişiyor. Fanshawe’in izini ararken yaşananlar, zapt edilemez tutku, kıskançlık, dostluk ve gizemli bir polisiye şeklinde devam ediyor.

Peki Fanshawe nerede? Bir amacı var mıydı? Düşüncesi kimlerin yaşamlarını etkiledi?
Yedi yıl öncesinden şimdiki zamana doğru soruları yanıtlarken, Fanshawe gibi garip bir dehanın biyografisini dinliyoruz.

Romandaki olaylar, anlatıcının ağzından kelimelere dökülüyor. Belki bir itirafname, belki de içsel çelişkinin dışa vurumudur denilebilir.

Kilitli Oda, yazarın New York Üçlemesi’ndeki 3. kitaptır. Paul Auster, New York Üçlemesi’ne burada açıklama getiriyor. Öykülerin birbiriyle bağlantısından bahsediyor. Zaten kitaplarında ortak isimleri belli yerlerde kullanarak, sanki bir bulmacanın ipuçlarını veriyor.

Emre Türker

3 yorum:

  1. bu paul austerın pek çok kitabında yaptığı bir şey aslında. yani geçmiş romanlarına dönük ortak adlar kullanmak.
    hatta çok üzerinde düşünüp, delirme aşamasına gelirsek okurken, sadece isimler değil, isimlerin taşıdığı rollerle ilgili roman içi ayrı bir hikaye bile çıkarmak mümkün oluyor.
    en belirgini de yazı odasında yolculuk kitabında.
    geçen karakterler newyork üçlemesindeki sophie-daniel-peter
    ay sarayındaki marco
    son şeyler ülkesindeki james - anna
    bunlar benim balık hafızamla yakalayabildiklerim. kimbilir daha ne bilmeceler vardır.

    YanıtlaSil
  2. winston wolf... Çok oturaklı bir yorum olmuş. Belli ki, kitap dünyasının hatırı sayılır ziyaretçilerinden birisin.
    Romandaki karakterler bir yerlerden ortaya çıktığında, "bu adam kimdi?" diyorum. Sonra aklım karşıyor ve konudan çok, figüran karakterlere yoğunlaşıyorum.
    "Yazı Odasında Yolculuklar" ı okumadım. Bir arkadaşımın söylediğine göre, yazarın tüm kitaplarını sindirip buna geçmek daha iyiymiş.
    Adeta tüm karakterler orada toplanıyormuş, yani senin de belirttiğin gibi.
    Kahramanları aklında tutman, beni gerçekten etkiledi. Çünkü Auster'in romanlarında bunu yapmak gerçekten zordur.
    Ben ki çoğu zaman hafızamda tuttuklarımla övünürüm ama anlatımın ve yorumun, edebiyatını açıklamaya yetiyor.
    teşekkür ederim winston wolf.

    YanıtlaSil
  3. severuk sayaruk:)

    YanıtlaSil