Sohbetlerde sıkça söylenen “Parayı Sevmiyorum” cümlesine alışığız. Paranın mutluluk getirmediği, mutlu gibi gösterdiği düşüncesine sahip olanlar, ortalamanın üzerindedir. Yeryüzünde, parayı sevenler zenginlerden, parayı sevmeyenler fakirlerden mi oluşuyor?
Sevmediğiniz bir işte çalışmak istemezsiniz. “O işi sevmiyorsan, bırak gitsin” diyenlerle, “aman devir çok kötü, işine dört elle sarıl, piyasada iş yok” diyenler arasında kalır, karar vermekte zorlanırsınız. Varlıklı biri “parayı sevmiyorum” dediğinde, kendisine “parayı bırak gitsin o zaman” sözlerini yönelten olur mu? İki örnek arasında bir zıtlık görebilirsiniz, doğrudur. Çünkü mal varlığını yükseltmeyi başarmış biri, muhtemelen bir çalışan değil, girişimcidir. Girişimci; üretken fikre sahip, piyasada kaybetmekten korkmayan, kaybettiğinde ise kolayca pes etmeyen biridir. Ayrıca parayı sevmiş ki, devamı için çaba göstermiştir. Öyleyse ne onun "parayı sevmiyorum" demesi, ne de birinin ona "parayı bırak git o zaman" demesi normal görünmüyor.
Ünlü yatırımcı yazar Robert T. Kiyosaki, genel olarak zengin insanların parayı çalıştırdığını, geri kalanların ise para için çalıştığını belirtmektedir. İnsan psikolojisi üzerine yapılan araştırmalarda,
“parayla saadet olur mu?” fikri araştırılmış, genel anlamda paraya sahip olanların diğerlerine göre daha mutlu yaşadığı gözlenmiştir. Fakat bu kıstaslar, sadece parayla ilgili değildir. Paraya sahip grup; sağlık, mutluluk ve yaşam standartlarını yükseltme konusunda sürekli bir arayış içerisindedir. Kitaplar karıştırır, eğitimine yatırım yapar, seminerler takip eder, öğrenmeye açıktır ve aktiflerle yaşar. Oysa paraya sahip olmayan grup, biraz boş vermişlik anlayışına sahip, okumak ve araştırmaktan uzak, aşırı duygusal ve pasiflerle yaşayan biri olarak dikkat çeker. Sağlık, mutluluk, güler yüz, empati ve standartların yükseltilmesi, çoğu zaman parayı sevmeyenler tarafından “kendini beğenmişlik” olarak ifade edilmektedir.
Öncelikle şunu ayırmak gerekir. Gösteriş farklı şey, daha iyisine sahip olmak farklı şeydir. Paranın karanlık yüzü, gösteriş merakında saklanır. Eğer para; insanları ezmek için kullanılıyor, zevklerin en uç noktasında kendini belli ediyor ve duyguları bitiriyorsa, işin rengi değişiyor demektir. Bu nokta, örnek alınması gereken nokta değildir. İnsanlık kaybedilmediği sürece, paraya sahip olmak güzeldir. Çünkü güzel olan şey, paylaşımla büyür. Eğer kazanıyor, ilerliyor ve sonra bunu paylaşabiliyorsanız, yaşam standartlarını yükselterek, hem kendinizi, hem de başkalarını mutlu edebilirsiniz.
Paranın güç kazandığı bir toplumda parayı sevmezseniz, para da sizi sevmez. Hedeflere ulaşmak için o bir amaç değil, araç olmalıdır. Eğer parayı araç olarak kullanırsanız, nereye gideceğinizi iyi bilirsiniz. Fakat parayı amaç olarak görürseniz, nereye gideceğinizi şaşırır, oyun içinde piyon durumuna düşerek ilk hamlede yıkılırsınız.
Emre Türker
Picture:
flickr