Sayfa Sayısı: 380
Kitap Boyutu: 13,5 x 21
Yayınevi: MARTI
Malawi
Kasungu’da ailesiyle birlikte yaşayan William Kamkwamba’nın, yaşadığı bölgede
açlık ve hastalıklarla mücadelesi sırasında, eğitimi ve çalışmalarıyla ilgili
olarak azmini konu alan harika bir otobiyografi.
“Çalıştım
ve başardım” diye özetlediği hikâyesinin perde arkasında, daha çok bölge
halkının yaşadığı sorunları, hükümetin kendi halkına el uzatmadığı/uzatamadığı
ve sorunları görmezden geldiği, bu ve tabiat koşulları nedeniyle Afrikalı
halkın açlıkla büyük mücadelesi ve açlık nedeniyle ölüme terk edilen insanları
okuyacaksınız. Son bölümlerde icatlarıyla ilgili daha fazla açıklamaya yer
veriyor. Bu hayat hikâyesinde; mutluluk, acı, bağlılık ve azim gibi pek çok
kavramı bir arada bulmak mümkün. Konuşma havası içinde geçen ve bölümlere
ayrılmış kitap, oldukça rahat okunuyor. Dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan
insanların arasındaki refah farklılıklarını daha iyi anlamamızı sağlayan
kitaptan yeterince alınacak dersler var.
Afrika,
zamanında kölelik gibi insanlık dışı bir olayı görmüş, bedenler hayvan gibi
pazarlarda satılmış, siyah ten rengiyle aşağılanmış bir topluluğun yaşadığı
kıta. Gerçi mevcut durumda da Afrikalı halk, geri kalmışlık nedeniyle merkez
ülkelere karşı halen bir köle gibi yaşamaktadır. Din ve dil, bu baskılar
sonrasında halka işlenmiş ve yaşadıkları köleliğe göre seçimler yapılmış.
Kitabın derinliğinde bunu da hissedebilmeniz mümkün. Afrika’da eğitim veren
okullarda, dil eğitimi de dikkat çekici. Bu kadar sefalete ve eksik kaynağa
rağmen, iyi derecede İngilizce bilgisine sahip olabilmeleri, dil konusundaki
yetersizliğimizi düşündüğümde, ilgi çekici bir durum.
Afrika’da
yaşanan açlığı okuduğumda, pek çok şeyi bahane ederek yiyeceklere “ne biçim bu
yemek” gibi genel nitelendirmeler yaparak eleştirilerimizi düşündüm. Otellerde
kovalar dolusu çöpe giden yiyecekler aklıma geldi. William Kamkwamba’nın
otobiyografik kitabında, lağım kenarlarında kalmış muz kabuklarını aç kaldığı
için yiyen ve bu nedenle hastalanıp feci şekilde yaşamını yitiren insanları
örneklediğini okuyunca, bölgeler arasındaki bakış açısı nedeniyle oluşan
farklılıkları düşündürücü buldum. Fakat güzel olan şey, William’ın bu
olanları gayet açık şekilde ve normal bir yaşam tarzında anlatması ve bu durumu
ağır dram içine almamasıdır. Yani yaşam koşulları içinde yapılabilecek en iyi
şeyin nasıl olması gerektiğini çok güzel açıklıyor. Delilik ve dahilik
arasındaki ince çizgiyi bu kitapta kesinlikle daha net göreceksiniz. Okumanızı
tavsiye ederim.
Emre Türker
Yazarın
kendi blogu: williamkamkwamba