Yürürken zorlandığımızdan mıdır, yoksa arsızlığımızdan mıdır bu ayrımlar? İki adım attıktan sonra aralanan perdeden birkaç santim yukarıya ışık girince, meraklı izleyiciler ortaya çıkıyor. Kimi zaman tamamen açılsın diye beklense de, kısa anlar onlar için yeterli. Süreklilik arz eden çıplaklık, heyecanı sönmüş bir mangal ateşine benzer. O zaman kural şu: Ne tamamen açacaksın, ne de tamamen kapatacaksın.
Gizler, her zaman merak uyandırır. İçeride ne var? Testosteronu hareketlendiren dürtüler, cinsel açlığın başlangıç noktası. Kumaşın boyunun ne kadar kısa olduğu değil, ayrımın kaç santim yukarıdan açılacağı önemli. Çünkü uyuyan hayvan, bu anlarda ortaya çıkan flaşlardan uyanır.
Tiyatronun başlamasını bekleyen konuklar, öncesinde karanlıkla baş başadır. Sonrasında hafifçe açılan perdeden giren ışıkla, hoplayan, zıplayan, dans eden, şarkı söyleyen oyuncular ortaya çıkar. Kimi güler, kimi heyecanlanır, kimi üzülür, kimi kızar… Belki de ilk kumaş aralıkları fikri, bu aralanan perdeden ortaya çıkmıştır.
Zamanla şekillenen yeni fikirlerle, işin rengi değişir. Kumaş aralıkları cinsiyet gözetmeden, her yerde boy göstermeye başlar. Gömlek yakaları, ceketlerin arkası, pantolon paçaları vs. Heyecan, hafif telaşla bekleyen hastasına karşı, doktorun beyaz üniformasına bile sıçramıştır.
İlk perdenin aralanmasından başlayıp, heyecanın en üst seviyeye çıktığı noktaya kadar bu kumaş aralıkları, sanırım özgürlüğün sesiyle bağlantılı. Heyecan onun peşinde.
Emre Türker
Picture: flickr
Yirtmac ve dekolteye pek hos bir yaklasim olmus erkek gozunden :) Inan bana, biraz empatik, biraz duyarli ve akilli olabilen kadinlar bu dedigin 'yari acma' sirrini pek iyi bilir, pek de guzel kullanir! ;)
YanıtlaSilKöylü ve yaşlı bir adamın genç ve işveli karısını "yırtmışını yerim senin" diye sevişine tanık olmuştum, o günden beri ruhsal hayatım çalkantıda :)
YanıtlaSilAynen öyle :)
YanıtlaSilMini şort giymiş bir bayan bile bu kadar dikkat çekmez, heyecan uyandırmaz.
''Kumaş Aralıkları'' olayı bu kadar güzel açıklanamazdı :)
Kutlarım seni Emre ;)
Tüh ben yıllarca yürümekte zorlanmayalım diye icat edilmiş yırtmaç diye düşünüp geziyodum)) Meğerse bilmeden nelere neden olmuşuz;)
YanıtlaSilwuuu yırtmacın bu kadar cazibeli olduğunu hiç düşünmemiştim =))
YanıtlaSilEliza Doolittle… Kadının etkileyicilikte aktif rolleri, güzelliğinden daha fazla ön plandadır. Jest-mimik VE tavırlarla ne yapılması gerektiğini iyi bilir. Kadınların erkeklere oranla vizyon bakımından daha güçlü olduğu bir gerçek. :)))
YanıtlaSilnoranıngemisi… Hayatın dumur noktası :))) Güzel halkımın içinden ne laflar çıkıyor.
Levent Kırca’ya “o kadar espriyi nerden buluyorsunuz?” diye sormuşlardı. Levent Kırca’nın “aramıyorum, zaten toplumda yaşananlar bana her şeyi anlatıyor” diye söylemi, yeterince açıktı sanırım.
Zeugma… Kumaş aralıkları fikri, boş bir anımda beyaz kar tanelerini seyrederken ortaya çıktı. Ne alakaysa :) Zaten ateşin kendisi tehlikeli değil, ateşten çıkan kıvılcımların ulaştığı noktada bıraktığı etki tehlikelidir :) Bu iyi laf oldu be…
şirin'den esintiler... Ben de modanın renklerini seçenlerin elde kalan kumaşlardaki fazlalıktan seçildiğini duymuş ve o zaman şaşırmıştım :) Atomu parçalayan zihniyet, tehlikesinin farkında mıydı? Ya bu da fazla felsefi oldu, sustum…
cok tuhaf gunluk… Yırtmacın etkisi tartışılmaz :)
Wovvvv :))
YanıtlaSilBu özlü sözü de kaydediyorum hemen..
Süpersin sen ya :)
Zeugma... Valla özlü sözlerimi itinayla not aldığını bildiğimden,
YanıtlaSilbirşey söylerken daha falza düşünüyorum :)