12 Şubat 2010

Hafıza Geliştirme: Anahtar Sözcük (Çağrışım) Yöntemi

Kapının anahtarı her zaman askıda dikey olarak durur. Bu anahtarlardan bazıları kapıyı, bazıları ise kalbimi açar.

Kalbim demişken, geçenlerde aşk, yanardağımdan lav (love) şeklinde püskürdü.

Fakat o sularına kapıldığım kişi, kalbimi hart (heart) yapıp gitti. Bu aşk da burada bitti.

THE END

Yukarıdaki garip hikâyede, anahtar sözcük yöntemi kullanılmıştır. Anahtar sözcük yöntemi, yabancı dil öğrenmeyi kolaylaştırmak için düşünülmüş bir bağlantı taktiğidir. Öğrenmek istediğiniz kelimeleri hayali resimlerle yeniden uyarlayarak, hafızada yer etmesini sağlıyorsunuz. Uçuk, komik veya abartılı imgeler, öğrenmeyi kolaylaştıracaktır. Yukarıdaki örnekte bu durum; özellikle dikey duran anahtar, kalbi ısıran kızlar görselliğinde belirgindir.

Anahtar sözcük yöntemi, söylemekte zorlandığınız kelimelerde veya terimlerde de size yardımcı olur. Görsellik, insanın öğrenmesinde en etkili yöntemlerden biridir. Özellikle ilköğretimde çocuklara bir şeyler öğretmek için, genelde resimli kartlar kullanılır. Kelimeleri resimlerle bağdaştırabileceğiniz gibi, kitapları, dersleri ya da konuları, sanki bir film karesinde izliyormuş gibi canlandırarak okursanız, daha etkili şekilde öğrenebilirsiniz.

Emre Türker

Picture: Anahtar- flickr, Lav- flickr, Kalp- flickr

9 yorum:

  1. Resim yöntemi bende hiç işe yaramıyor maalesef. Görsel hafızam inanılmaz kötüdür, bunun yerine işitseli tercih ederim. Hatta ortaokuldayken yazılı öncesi konuları kasete kayıt eder, dinleyerek çalışırdım.

    YanıtlaSil
  2. okul zamanımda vardı çağrışım yöntemi kullanmadığıma çok yanmıştım şimdi kızımda denemek istiyorum ...

    YanıtlaSil
  3. görmek, dinlemek, yazmak ve kullanmak. o yeni kelimeyi tüm bu yöntemlerle kullandıktan sonra adımız kadar iyi biliriz o kelimeyi.

    ama cidden görüntü en iyisi sanırım. sınavlarda kimi zaman defterimi gözümün önüne getirim ve hangi sayfada nerde ne yazdığımı hemen hatırlarım. :)

    YanıtlaSil
  4. İlginçmiş, yeni bir şey daha öğrenmiş oldum. :)

    YanıtlaSil
  5. ne garip, bilmeden yıllarca bu yöntemi uuygulamışım. Ama şimdi hiç bir yöntem işe yaramıyor galiba, elinde 40 yaşındakiler için bir yöntem var mı?:D

    YanıtlaSil
  6. Küfkedisi… Demek kulak hassasiyetin daha iyi. Özellikle ses kayıtları, yurtdışında motivasyon amaçlı kullanılmaktadır. Bir de sanki aykırılığı seviyorsun gibi :) Görsellik için sıkça çevreyi gözlemlemeni, ayrıntıları yakalamaya çalışmanı tavsiye ederim. Güven ban ;)

    Funda… Umarım beklediğiniz başarıyı elde edersiniz. Sonuçta istemek, başarmanın yarısıdır.

    fotograf penceresinden… Yöntem çok :) Her bünyede uygun yöntem vardır. Bunu keşfettikten sonra gerisi kolay oluyor.

    james mayer… Bende de görsel sayfa çevirme olayı meşhurdur :) Lise yıllarında çok fazla ezberciydim. Konu anlatırken, ben sayfaları aklımda çevirirken, arkadaşlarım aynı anda kitap sayfalarını çevirirlerdi :) Çünkü konuyu şekillerine kadar ezberlemeden çalışmış saymıyordum kendimi :)

    SirEvo… Hayatta ne kadar süre yaşadığımız değil, ne kadar çok şey öğrendiğimiz ve öğrendiklerimizin ne kadarını paylaştığımız önemli :)

    guguk kuşu… Bol bulmaca öneriyorum sevgili guguk kuşu :) Zeka oyunları, bulmacalar ve özellikle sudoku… İnsan eğitimci olumca standart kalıplara sıkışıp kalıyor. Senin de bir akademisyen olduğunu sonuçta biliyorum. Merak etme, sen pratiği bırakmadıkça, yöntemler de seni bırakmaz :)

    YanıtlaSil
  7. Çok güzeldi :))
    Bak ek bir şey söyleyeyim sana Emre..
    İngilizce sözcükleri hafızada tutarken kesinlikle yazıldıkları şekliyle tutarız. Ya da Almanca ..Her neyse..
    Yabancı diller sonradan, eğitim kurumlarında öğrenildiğinden beynimizde öncelikle yazılış şekilleriyle yer alırlar ve asla değiştiremeyiz..
    Örneğin ''the girl...'', ''the book..''
    Gözlerini kapa ve söyle.. Gözünün önüne ne geliyor önce? Bir kız görüntüsü mü kelimenin yazılış şekli mi? :))
    Hangisi öncelikli?

    Teşekkürler..Sevgiler...

    YanıtlaSil
  8. Zeugma… Konuyu anlatırken, resim ve örnekler üzerinde oldukça düşündüm. Fakat senin de söylediğin gibi, yazılış ve okunuşlarla ilgili bazı tereddütlerim oldu. Açıkçası bazı komik şeyleri de düşündüm. Mesela “I Run (Ayran)” gibi, fakat kimse onun koşmakla ilgili olduğunu düşünmüyor, direk olarak ayrana odaklanıyor. Resimlerle bağlantı kurunca, daha iyi ama okunuşları ve yazılışları cümle yapımızla bir olmadığı için, üçüncü bir etken daha giriyor.
    Ben bu yöntemin abartılı görsellik kısmı üzerinde duruyorum. Yabancı dilde olmasa bile (genelde yurtdışında tutulan bir yöntem), bilimsel terimleri akılda tutmak için etkili olabiliyor.
    Sen de bu noktada düşüncelerime tercüman olmuşsun, teşekkürler Zeugma…

    YanıtlaSil