Yazar: Salih Suruç
Kitap Boyutu: 13,5 x 19,5
YAYINEVİ: TİMAŞ YAYINLARI
2. Basım. Mayıs, 2011.
İslam
aleminin peygamberi Hz. Muhammed hakkında pek çok bilgi sahibi olduk ya da
hakkında yazılanları okuduk. Fakat halifeler hakkında pek çoğumuz cahilizdir.
Bu bakımdan düşünüldüğünde, Hz. Ebubebir hakkında yazılmış bir kitap,
aklımızdaki boşlukları ve bilinmezlikleri doyurmuş olacaktır. Yazar Salih
Suruç, oldukça fazla kaynaktan yararlanmış ve bunları kitabın sonunda referans
olarak göstermiş.
Kitabın
ilerleyen bölümlerinde, Hz. Ebu Bekir’le ilgili, kitaplarda ve çevrede en çok
bahsi geçen ve bilinen olaylar anlatılmış. Bu olaylar, yaşamından kesitleri
öğrenmek için önemli ayrıntılardır. Çünkü onun hayatı ile ilgili, yazarın
anlatımına göre, özellikle gençlik yılları hakkında pek bilgi bulunmamaktadır.
Kitapta genel olarak İslamiyet’in doğuşu ve verilen mücadeleler bulunmaktadır.
Hz. Peygamber’in hayatı anlatılırken, onun yanında sürekli yer alması ve ona
bağlılığı nedeniyle kitapta, genel anlamda bir İslamiyet’e giriş bilgisi bulunmaktadır.
Yazar Salih Suruç, Hz. Ebu Bekir’in ne derece Hz. Muhammed’e bağlı olduğu ve
nelerden vazgeçtiğiyle ilgili olarak, fikirlerini, düşüncelerini ve yeri
geldiğinde yorumlarını da katarak, Hz. Ebu Bekir hakkında biyografik romanını
oluşturmuştur.
En
etkili bölümlerinden biri bana göre İslamiyet karşısında savaşan oğluna verdiği
cevaptır. Bu kısım şöyle geçiyor:
Bedir savaşında Hz. Ebu Bekir’in oğlu ortaya atılarak “Var mı benimle dövüşecek!” diye bağırıyordu. Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarında İslam ordularına karşı olan Kureyş’lilerin arasında yer alan Hz. Ebu Bekir’in oğlu Abdurrahman, Hudeybiye Anlaşması sonrasında Medine’ye gelip İslamiyeti kabul eder. Bir gün baba oğul oturmuş konuşurlarken Abdurrahman bir itirafta bulundu.
“Sevgili babacığım! O gün bana karşı
ortaya atılsaydın, vallahi sansa karşı elimi kaldırmazdım!”
İtirafından sonra da sordu:
“Ya sen sevgili babam?”
Hazreti Ebu Bekir’in hayalinde o an
sanki yenden canlanmıştı. Cevabıyla farkını ortaya koydu.
“Vallahi ben, sana kılıç sallamaktan
çekinmezdim.”(Suruç; 2011:143-145).
Kitabın
üçte birlik kısmı, Hz. Muhammed’in Hakk’a yürümüş olduğu kısımdan sonrasını
içeriyor. Zaten bizlerin de çok fazla bilgi sahip olmadığı yerler, buralar
diyebilirim. Halifeler arasındaki dayanışma, peygamberin ölümü ardından ortaya
çıkan karmaşalar ve bunların nasıl dize getirildiği, bir reisi cumhurun nasıl
mükemmel olabileceği gibi bilgiler öğreniyoruz. Halifelerin kim olduğu ya da
olması gerektiği, neden ayrılıklara düşüldüğü konusunda da kısa ama yeterli
bilgiler var.
Salih
Suruç kimdir? Bunu, kitabın başında yazılmış kısa biyografisinden yola çıkarak
anlatıyorum. Peygamberler şehri Şanlıurfa’nın Hilvan İlçesi doğumludur. Pek çok
dergi, yayınevi ve gazetelerde editörlük yapmış. Peygamberimizin hayatına
ilişkin çalışmasıyla 1988’de Pakistan’da “Siyer” dünya birincilik ödülünü
almış. Siyer nedir? Peygamber Hz. Muhammed’in hayatı hakkında yazılmış
romanlardır. Henüz onun siyer ödüllü kitabını okumadım ama okunacaklar arasında
yer alıyor. “Sadakatte Zirve Hz. Ebubekir” adlı kitabının dili basit ve
anlaşılır, sade anlatımı sayesinde sıkmadan sona kadar okuyucusunu memnun
ediyor. Eğer bu tarz bir kitap arıyorsanız, okumadan geçmeyin diyebilirim.
Emre
Türker
Kaynakça:
Suruç,
S. (2011). “Sadakatte Zirve Hz. Ebubekir”. İstanbul: Timaş Yayınları. (2.
Basım. Mayıs, 2011).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder