Yıllar önce bir otobüs kuyruğunda sıra
beklerken, sırayı ayırmak üzere kullanılan demir şeritlerin üzerinde
yorgunluktan oturmuş ve o demirlere ayağımı dayamıştım. Benden yaşça büyük bir
adam, “oraya elimizi sürüyoruz ayağını
dayama” gibi bir laf söylediğinde, belki psikolojik-fiziksel yorgunluktan,
belki de gençliğin verdiği bir asilikten olsa gerek, adama gereksiz bir
sertlikle olumsuz yanıt vermiştim. Oysa bu yaptığım eylemden dolayı kendim de
oldukça rahatsız olmuştum. Aradan yıllar geçmesine rağmen, o adamın karşıma
çıkmasını ve ondan tekrar tekrar özür dilemeyi isterdim, ama bu mümkün olmadı.
Hayatımızda belli anlar vardır iletişime
geçtiğimiz ve biz bunu tekrar geri döndüremeyiz. Hem zamansal olarak, hem de
mekânsal olarak bir film şeridine yaptığımız gibi geri alamadığımız durumlar,
almasını bildiğimiz takdirde bize hayat tecrübesini verir. Bazı pişmanlıklar bu
tecrübelerle çok farklı bir hal alabilir. Bu bize iletişimde çok önemli bir
noktaya işaret eder.
“Hiç bir insanı istemeyerek de olsa aşağıladınız mı? Bunu yaptıktan
sonra böyle bir amacınız olmadığını söyleseniz ve özür dileseniz de yaptığınız
yorumun etkisi hem kendi aklınızda hem de aşağıladığınız insanın aklında yer
eder ve kolay kolayda geçmez. O anda kurduğunuz iletişimi gerçekte tersine
döndüremezsiniz. Zamanda geri gidip diğer insanlara aktardığımız mesajları
silemeyiz. Bu nedenle iletişim kurarken çok dikkatli olmalıyız. İki düşünüp bir
konuşmalıyız.” (Küçük, 2013:14).
Bu alıntı, kaynakçada belirttiğim ilgili
kitaptan İletişim İlkeleri konusundaki “iletişim kaçınılmazdır, geriye
döndürülemez ve tekrar edilemez” adlı alt başlıkta geçmektedir. Yaşanan olayı
en güzel anlatan kısım olması nedeniyle alıntıladım.
Yaşanmadan önce hayatımızdaki an’lara
çok dikkat etmek gerek. Bazı an’lar vardır ki, hayatımızı tümden değiştirebilir
ya da tümün içinde derin bir etki yapabilir. İşte o an’lar, umut edelim ki
hayatımızda kalıcı olumsuzluklar barındırmasın.
Emre Türker
Kaynakça:
Mestan, K. (2013). “İletişim Bilgisi”. (Ed:
Orhon, E.N. ve Eriş, U.) Eskişehir: Anadolu Üniversitesi, Açıköğretim Fakültesi
Yayınları. 1. Bölüm. Sayfa: 14).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder