23 Mart 2011

Sürü Psikolojisi ve Akran Etkisi

Ellerimde Ve Ayaklarımda İpler Var, Ben Bir Kukla Mıyım?
Sonucun ne olduğunu kesin olarak bildiğiniz halde, çevrenizdekilerin yanlışlarına kapılıp, doğru çizgiden uzaklaştığınız oldu mu?

Bu yapı, toplumda “sürü psikolojisi” olarak tanınan düşüncenin, mantıksal bir yanılgı halidir. Yani, herkes ne yapıyorsa ben de onu yaparım, durumun yanlış olması ve bunu benim biliyor olduğum sonucu değiştirmez.

Kurumsal şirketler, belli aralıklarda eğitim toplantıları düzenler. Orada konuşmacılar, eğer size yeni uygulamalardan bahsedecekse, bazen şöyle yorum isterler. “Şirketin bu düşüncesini yanlış bulan var mı?” Çok radikal gruplar olmadığı sürece, yanlış bildiğini açıklamada birçok kişi çekimser kalır. Çünkü “millet ne der?” ya da “yöneticilerim benim hakkında ne düşünür?” şeklindeki iç ses, eleştirinin dış sese dönüşmesini engeller. Fakat birkaç kişi, radikal kararlarla “bunlar yanlış” diyerek diğerlerine ön ayak olursa, yanlışı bulanların sayısı gittikçe artmaya başlayacaktır. Aslında provokasyon (kışkırma) da böyle bir şeydir.

Çevre etkeni, akran baskısıyla birleşirse, tesirini arttıracaktır. Akran, bir toplumdaki aynı meslek, yaş gibi etkenleri ifade eden kavramdır. Eğer bir grupla birlikte takılıyorsanız, o grubun sizi etkilemesi daha muhtemeldir. Bu durumu ele almak üzere, Asch isimli araştırmacı, 1955 yılında bir araştırma yapar. Asch Deneyi’nde (The Asch Experiment), bir masaya 5 kişi oturtulur. Onlardan, büyük kartlarla gösterilen iki doğru çizgiyi eşleştirmeleri istenir. A kartında bir düz çizgi, B kartında ise, biri eş olmak üzere 3 farklı çizgi bulunmaktadır. Bu arada 5 denekten 4’ü, deneyde anlaşmalı olarak hareket ederken, 5. kişi bu durumdan habersizdir. İlk olarak yanıt veren anlaşmalı 4 kişi, aynı yanlış cevabı hiç tereddütsüz olarak söyler. Bu durum 5. kişiyi oldukça rahatsız eder. İlk başta doğru yanıtı söylese de, sonraki sorularda ilk 4 kişinin yanlışına uymaya başlar.



Hayatta yanlış olduğunu bile bile, yanlışı destekleyenlerin sayısı oldukça fazladır. Örneğin; fanatiği olduğunuz bir takım, grup ya da lider, size göre yanlışı destekliyorsa, bu durum sizi rahatsız eder. Fakat onları desteklemeye muhtemelen devam edersiniz. Bireyler çevreye, doğru davranış ve beğenilme arzularıyla uyum sağlar. Ayrıca; çevrenin büyüklüğü, bütünsel düşünceler, verilen sözler ve vaatler de uyumu etkilemektedir.

Eğitimle birlikte edinilen bilgi, birçok durumda kişinin cankurtaran simididir. Çünkü bilgiden emin oldukça, yanlışı daha iyi sorgularsınız. Bireysel arzular ve iddiacılığı bunun dışında tutarsak, olayları sorgulamak, insanı olgunlaştırır. Öyle ki, durumun yanlışıyla ilgili çevreye verilen olumlu ispatlar, sizi toplumda vazgeçilmez bir konuma getirebilir. Böylece sürüye uyan değil, sürüyü yönlendiren, hatta yöneten konumuna geçersiniz.

Emre Türker

Picture: deviantart
karikatür: Selçuk Erdem

2 yorum:

  1. Daha önce asansörde geçen bir deneyi izlemiştim sürü psikolojisiyle ilgili.Benimde benzer şekillerde davrandığımı düşününce oldukça tuhaf bulmuştum.

    paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Asansör deneyi, aslında bu bilimsel deneyden çok daha eğlenceli.
    Seyretmek isteyen için linki tıklayın ==> YOUTUBE

    Hepimiz zaman zaman bu sürü psikolojisine kapılırız.
    Bu durumun, konuda açıkladığım gibi çevreden alınacak tepkilerle çok alakası bulunuyor.
    Teşekkürler düşüncelerin için.

    YanıtlaSil