18 Mart 2011

Bir Yıldız Kaydı Gönlümün Tam Ortasından

Bölüm 1
Aklımız başımıza geldiği andan itibaren, bir şeylere sahip olma çabasına girdik.
Biraz mal, biraz mülk…
Her zaman sağlık dedik ama,
Parayı düşünürken sağlığı unutuverdik.
Sahip olma içgüdüsüyle yanıp tutuştuk.
Tutkuya erene kadar başka bir şeyde gözümüz olmadı ama,
Kavuşmanın ardından yenileri doğdu anasının karnından…

Orta yaşlarda farklılaşmaya başladık.
Kimileri geçmişinden ders aldı, kimileri geçmişine dert yandı.
Aşkın tanımının değiştiğini gördük. Sevginin varlığına tanık olduk.
Hamdık, piştik.

Ve yıllar gelip geçerken, arkasından tutamadık.
Öyle hızlı kayıp geçti ki!
“Bizim zamanımızda” diyenlere kızarken,
Kızılanlar arasında yerimizi aldık.

Dinleneceğimizi düşünmeye başlamışken,
Bir de baktık ki,
Dünya artık bizim çevremizde dönmüyor.
Biz birer oyuncuyduk,
Sonrasında seyirci ve ardından yorumcu olduk.
Göçüp giderken bu topraklardan
Bir avuç toprak bile kalmadı elimizde.
Birileri gözyaşı döktü, birileri çiçek attı, birileri feryat figan…
Sonra da unutulduk.

Bölüm 2
Hayat öyle çabuk gelip geçiyor ki!
Bir şeylere üzülüyorsanız, yeniden düşünün.
Kaybettiklerinize dert yanmayın, eldekilerle yetinmeyi öğrenin.
Kazananların malını çekiştirmeyin, kazandıklarınızın farkına varın.
Sahiplik duygusu gelip geçicidir, tükenir.
Geçmişten ders alıp, an’ı yaşayın. Gelecek ise umudunuz olsun.
Hayaller her yaşta yeniden parlasın.
Her yaş, bir başka güzel olsun.

Öyle ki,
Anımsanan değil,
İz bırakanlardan olun.
Ve giderken,
Huzur yanınızda olsun…

Emre Türker

Picture: deviantart1, deviantart2, deviantart3, deviantart4
flickr1, flickr2

8 yorum:

  1. Doğduğumuz andan son nefesimize dek yaşadıklarımızın özeti. Keşke farkındalık çok daha erken olsa..

    YanıtlaSil
  2. Begonvilli Ev… Hamlık ve olgunluk. İkisi arasındaki dönem, hayatın anlamını ifade ediyor. “Ham”ken “olgun”luğu görenler, zaten perdeyi zirvede kapatıyor.
    Değerli düşüncelerin ve ince yorumun için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. bir yıldız kayar ama cogu kez bir yıldız görünüp parlayıverir (daha cok hamken) ya da ben oyle sanırım

    YanıtlaSil
  4. femme fatale…
    Bir yıldız vardır kayıp gider,
    Bir yıldız yerinde sabittir,
    Bir yıldız vardır, kayıp giderken parlayıverir ama sonunda karanlığa gömülür.
    Bir de öyle yıldızlar vardır ki, kayıp giderlerken parlar ve ışığı iz bırakır.
    Diğerlerinin de ışık kaynağı olur, efsaneleşir.

    YanıtlaSil
  5. hayatıma giren yıldızlardan hep iz bırakanları sectim diğerlerinim isimleri yüzleri unutuldu gitti. koskocaman bir yalnız erginim şimdi

    YanıtlaSil
  6. femme fatale… Doğru yoldan gittikten,
    doğru ortamı bulduktan,
    doğru hisleri yaşadıktan sonra,
    doğrunun kimin için olduğu değil
    senin için seçilmiş olması önemli.
    Kimi zaman yalnızlık iyidir, bazı anlar gözünde büyür ama
    Bir an sonra buldurur sana kapalı kapıların kilitlerini…

    YanıtlaSil
  7. Haklısınız, her yaşın ayrı bir güzelliği var fakat en çok rahatsız olduğum -ya da daha açık sòylemek gerekirse korktuğum- konulardan biri bu. Insan gençken yaşar gibi düşünüyorum. Yaşlandığımızda sevdiklerimiz yavaş yavaş bu dünyaya veda ederken, yalnızlık duygusu daha da artacak. Gerçekten yanımızda sandığımız dostlarımız bile bizi terk edecek belkide. Ya da -eğer varsa- çocuklarımız da bizden uzaklaşacak. Kimsenin gelecekle ilgili kesin bir garantisi yokken insanların yaşlanmaktan korkması mantıklı değil mi? Ya da daha açıkça yalnızlıktan..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşlanmaktan çok, aciz kalmaktan ve ölümden korkuyoruz. İnsan olarak bu çok normal. Fakat geride ne bırakıyoruz o önemli. Korkularla bir yere varamayız. Yetiştirdiğimiz nesil, bize hayranlık duyuyorsa, daha ne isteyebiliriz ki! Tabi vefasızlar da olacak, en acısı da belirttiğiniz gibi çocukların vefasızlığı. Hayatta yalnız başımıza ayakta kalma gücü önemli, bu gücü de hissetmek ve içimizde yaşamak ise, ruhun can damarı misali…

      Güzel bir yorum olmuş, teşekkürler.

      Sil