13 Mart 2011

Boşluk Hissi

“İnsan olmak zor geliyor. Belki de bu beden bana dar geliyor. Bir bitki olsam, yerimde sabit durmak bana acı verir miydi? Oysa ne farkım var ki bitkiden? Güneşi arıyorum. Fakat yerimden kopamıyorum. Okumak istediğim birçok kitap var. Hangisinden başlayacağımı bilemiyorum. Hepsini aynı andan okumak istiyor, fakat birine başladığımda kelimeler arasında gezinip duruyorum. Şimdi dışarıda birileri eğleniyor. Ben ise kendimle eğleniyorum. Hava soğuk ama ben ateşten yanıyorum. Oda karanlık, çaresiz, sessiz ve dipsiz…”

Bazen boş vakitler mumla aranırken, bazen mumla aranan o vakitler çileye dönüşür. Bunun en büyük sebebi, gündelik yaşamdaki toplam uğraşılarınızın, hayatınızdaki boşlukları yeteri kadar dolduramamasından kaynaklanıyor. Mesela çalışmaya duyarlı birinin işten ayrılması sonrasında yapacak bir şey bulamaması ve ne yapacağını şaşırması, buna örnek olabilir.

Boşluk hissi, karanlık bir kuyuya düşmeye benzer. Sürenin uzaması sorunun büyümesine sebep olur. Bir süre sonra bakar kör olursunuz. Kalabalık içindeyken yalnız kalmak ister, yalnız kalınca da isyan edersiniz. Dışa kapanır, kendi iç sesinizi dinler ve günlük yaşamdan koparsınız.

Boşluk hissi, bir süre sonra bataklık hissine dönüşür. Artık hissiyatınızdaki boşluklar çamurla dolmuştur. Ne kadar hareket ederseniz, o kadar içine gömülürsünüz.

Peki ne yapmalı?

Yüksek bir yere tırmanmak zordur. Eğer doğaya alışıksanız, spor yapıyorsanız, kondisyonunuz yüksektir. Fakat birkaç adım atmaktan bile acizseniz, muhtemelen o yüksek yere tırmanmak size ölüm gibi gelecektir. Boşluk hissi de böyledir. Ne kadar hantallaşırsanız, o kadar zorlanırsanız.

Boşlu hissi başladığı anda, yürüyüş yapmakta fayda var. Mümkünse güzel bir manzara izlemek iyi gelecektir. Belki bir müzik ya da spor dalıyla ilgilenmek, yeteneğinize uygun hobileri geliştirmek ve gelecek konusunda çıkış yolları bulmak üzere planlı düşünmek, sizi çözüme yaklaştırabilir.

Boşluk hissi, bazen bir dönemliktir. Aslında bu dönemi nasıl geçirdiğiniz önemli. Ya siz boşluğu atlatacaksınız, ya da boşluk sizi yutacak. Boşluğun yutmaması için, bazen kendi çabanız yetmez. Birilerinden yardım almakta fayda var. Dostlarınız çare olamıyorsa, profesyonel yardımı deneyebilirsiniz.

“Geçen bir belgeselde, bir hayvanın bataklıkta saplandığını gördüm. Bir timsah, bu anı değerlendirmişti. O bataklıktaki çaresiz hayvan, bana çok yakın geldi. Hayvanın hissiyatını yaşadım. Şimdi de timsahın pususunu hissediyorum ensemde.”

Emre Türker

Picture: deviantart, deviantart2, deviantart

5 yorum:

  1. *Tırnak içine aldığın ilk paragraf (kırmızı olan) alıntı değil sanırım, sana ait..Öyle güzel ifade etmişsin ki. Kendimi buldum her kelimesinde...

    *Yürüyüş mucize gibi bir olay. Özellikle de walkman ve fotoğraf makinası eşliğinde. Çoğu zaman yeniden doğmuş gibi hissettiriyor.

    * Son paragrafta anlattıkların etkileyici. Etrafımızda timsahvari hareket eden birçok insan var.
    Ama ensende hissetmemeye çalış. Kötü bir histir bu...

    YanıtlaSil
  2. Zeugma… Daha öncekilerde bildiğin gibi, bunlarda da yazdığım her cümle bana ait. Alıntı durumlarında alıntıları mutlaka ayrıntılarda belirtiyorum.
    Hissiyat, ancak örneklerde daha iyi ifade edilebiliyor. Çoğu tanımsal kelime, düşünceleri hissettirmeye yetmiyor. Keşke elde olsa da, bazı düşünceleri resmedebilsem. Maalesef sadece yazabiliyorum :)
    Örnekte ifade ettiğim boşluk hissini yaşamıyorum, özellikle şu an. Sadece düşüncede olabilecek şeyleri canlandırmaya ve kelimelere dökmeye çalıştım. Değerli yorumun için teşekkürler Zeugmacım.

    YanıtlaSil
  3. O kadar doğru açıklamışsın ki ne bir kelime eksik ne de fazla. Ilk kırmızı paragrafı da çok beğendim. Gerçekten iyi bir yazarsın.

    YanıtlaSil
  4. neden seninle aynı düşünüyoruz?

    YanıtlaSil