Hayata sunduğumuz çoğu sevgi, karşılıklıdır. Anneye, arkadaşlara, öğretene, öğrenene, siyasi bir partiye, takıma vs.
Kimi zaman maddidir bunun karşılığı, kimi zaman manevi. Manevi karşılıklar, maddi karşılıklardan daha doyurucudur. Maddi nitelikler ise çabuk tükenir. Oysa manevi sevgiler, sunuldukça çoğalır. Dağıtılan sevgi, içten içe büyür.
Sevgimizi sunduğumuzda, karşılık göremediğimiz an, tebessümlerimiz söner. Yeniden alevlenen duygular, eskisi kadar canlı değildir. Sevgi bu nedenle karşılık bekler, karşılık bulana kadar…
Sevmek, yapısı itibariyle platoniktir. Fakat uygulamada yatırımcı oluverir. Yani verdiklerini kat kat geri ister. Eğer sevgi kazandırmıyorsa, başka yatırımlara yönlenir.
“İyilik yap, denize at” demişler. Anlayacağın; birileri bir şekilde seni bilecektir. Beklediğin karşılık, manevi yönden doyurmalı. Kalbiniz halen yumuşaksa ve sevgiyi doyasıya hissetmek istiyorsanız, birilerine, bir şeylere veya bir yerlere sürekli yardımınız dokunsun. Bu yerler, toplumda düşenlerin elini tutanlar olsun. Eğer uzatabiliyorsanız elinizi, onlara direk sevginizi teslim edin. Eğer uzanamıyorsanız, maddiyatınızı uzatarak onu büyüyen maneviyatlara dönüştürün. Sevgiler, lafta cambaz olmasın, uygulamada usta olsun.
Unutmayın, çevrenizde ne kadar seven insan görürseniz, o kadar mutlu, o kadar sevgi dolu ve o kadar huzurlu olursunuz. Karşılıksız sevmeyi öğrenin, özelikle de çocuklardan…
Emre Türker
bu konuda biraz karışığım bu aralar bu arada fotolara bayıldım
YanıtlaSilsevme işi çok kişisel.. sen ne kadar seversen sev kasa toplamı hep :sevildiğin kadar..
YanıtlaSilmine… İçinde bulunduğun sevgi durumu; yaş, zaman, içerik ve karakter gibi sebeplere göre farklılık gösterebilir. Normaldir. Sevgiler…
YanıtlaSilαnтiραяα∂ιgмα… Duruma göre… Toplamda birikimler, gelenler kadar gidenlerle de bağlantılıdır. Kısasa kısas denmez ama denge durumunu da yadırgamak, yok saymak mümkün değil. Eşitliğin her ucu, maddi ve manevi ağırlıkların etkisinde kalarak sonuçlanır.
İstediğin kadar iyilik yap, denize at, birileri seni bilene kadar devreye o kadar çok çirkin yüz giriyor ki bırak iyilik yapmayı, insanda yaşama isteği kalmıyor çoğu zaman bemolcüm...
YanıtlaSilÇocukların masum yüzleri ve henüz bozulmamış saf kalpleri her şeyi unutturacak kadar güzel, haklısın.
İnsanı pozitif inançla doldurup empoze eden çok güzel bir yazı bu.
Herkes bu şekilde düşünebilseydi neler olmazdı ki?
Zeugma… Doğru söze ne denir ki! Hayatta değer kavramına önem verip, her olumsuzun içinde bir olumlu yön bulmaya çalışsak da, ruhumuzu demir kafeste sıkmaya çalışan etkenler daima var bu yaşamda. Yaşam bir çiledir, fakat ne kadarını atlatabilip, ne kadarını değerlendirebildiğimize göre belirlenir huzurlu dakikalar.
YanıtlaSilÇocukları çok fazla inceliyorum. Hayal gücünün bozulmamış kaynağı onlar. Değerlerin saf hali…
Herkes doğru düşünse, herkes beyaz olsa, siyahın ne olduğunu bilemezdik. Belki de bu karalar, beyazları daha iyi seçebilmek içindir. Beyazlar hep seninle olsun zeugmacım.