02 Şubat 2011

Mutluluk Terazisinde Denge Kimin Elinde?

Mutluluk; hayat boyu aranan, idealler içinde beklentileri oluşturan, arayışlarda en çok tatmin edilmek istenen duygu. Hem maddiyat, hem de maneviyat içinde şüphesiz taçsız soyut kral.

Mutluluk arayışlarıyla ilgili birçok öykü vardır. Özellikle ibret verici yaşanmış öykülerden alınan dersler, bize mutluluğu hatırlatan önemli etkenlerdir. Mutluluk beklentileriyle yaşamasına rağmen insan, nedense hep mutsuzluğa doğru yönelir. “Neden mutsuz düşünceler taşıyorsun?” sorusuna verilen cevap, hep dışsal etkenler örnek gösterilerek geçiştirilir. Aslında insanın içinde biten ve hedeflendirilen bir duygudur mutluluk.

Birçok soruna rağmen gülümseyen insanlara, “ne kadar ruhsuz adamsın” veya “senin kadar vurdumduymaz görmedim” gibi eleştirel cümlelerin yönlendirildiği sık görülür. Oysa sorun ve sıkıntı içinde mutluluk arayışı, sıkışma hissini hafifleterek kişiyi güçlendirmektedir. Mutluluk duygusunu barındıran kişi, “neden mutsuzum” sorusunu kendine sormalı, hatta bunları maddeleyerek not almalıdır. Böylece yazıya dökülmüş huzursuzluklar daha kolay tespit edilebilecektir.

Nefes almak, bedensel anlamda hayatta olduğumuzun bir göstergesidir. Fakat ruhen canlılığın tespiti o kadar kolay değildir. Nefesin kesilmesi-bedensel, duygusal çöküş ise ruhsal tükenişi ifade eder. Örneğin çalışan bir insanın; pazartesi sendromu, hafta sonu veya hafta arası tatilini iple çekmesi, daha fazla maaş beklentileri, statüsel çekememezlik, ezme ve ezilme kavramları, telaş ve geleceğe karşı karanlık bakış açıları, duygusal çöküşe davetiye çıkaran durumlardır. Bu duygusal çöküşlerin birçoğu, toplumsal tetiklemelerle ve psikolojik açıdan dengesizliklerle insanın kendisi tarafından kurgulanmaktadır.

Toplumsal bakımdan, insanın en büyük meşguliyetlerinden birini oluşturan TV, özellikle toplumumuzun izlenimlerini daha iyi yansıtıyor. En çok izlenen programlar arasında; duygusal travmalar, huzursuz edici görüntüleri tekrar tekrar gösteren haberler ve çoğunluğunda gözyaşının eksik olmadığı yerli diziler yer alıyor. Daha eğlenceli, geliştirici veya eğitici programlar yerine, acılı, sancılı ve umutsuz yaşamları izlemek, bizi daha çok heyecanlandırıyor. Tarihimizi anlatan dizilerin içine entrikalar yerleştirildiğinde, onları daha unutulmaz kılıyoruz. Mutluluk dolu anlarımızı, bizi yakından ilgilendirmeyen safsata dolu tartışmalar, huzursuz edici anlar, acılar ve kinle bastırıyoruz. Böylece mutsuzluk kavramı, baskın olarak etkisini hissettiriyor.

Mutluluk bir maddeye bağlandığında, maddedeki artış dengeyi bozar. Mutluluğun devamı, ruhen tatminde gizlidir. Mutsuzluk ortaya çıktığında, sebebi önce tanımlamak, sonra anlamak ve denge açısından analizler yaparak, en iyi mücadeleyi ortaya koymak gerekir. Arayış bu yönde olursa, mutluluk her zaman avantajlı duruma geçecektir.

Emre Türker

Picture: flickr

12 yorum:

  1. Mutluluk denen duygunun ne olduğu, nasıl geliştiği, terazideki o dengenin kimin elinde olduğu ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi sevgili Emre. Verdiğin çarpıcı örnekler daha da anlamlı kılmış ve son derece profesyonelce bir yazı çıkmış elinden.
    Birkaç kez okudum. Ve hatta çıktısını alıp bir yerlere asmalı diye düşündüm.
    Bir şeylerin bir kağıda yazılıp daha kolay neden tespiti sağladığı ve çok etkili olduğuna sonuna kadar katılıyorum. Bunu ben kendimle ya da tanıdığım bir kişiyle ilgili ''olumlu/ olumsuz yönler'' şeklinde bir kağıda listeleme yaptığımda; listenin hangi tarafta uzadığını, sorunların hangi noktalarda gayet net görülebildiğinden biliyorum :)
    Bir de en olumsuz zamanlarımda bile başkalarına gülümseyebilmemi ''ruhsuz olmadığım''şeklinde teyit ettim sayende ve mutlu oldum. İşte bir mutluluk nedeni daha :)
    Ellerine sağlık.Ve mutluluk motive eden yüreğine teşekkürler...

    YanıtlaSil
  2. bazen mutlu olup olmadığımı anlıyamıcak kadar şuursuz olabiliyorum .

    YanıtlaSil
  3. ve Bazen de mutsuz olup olmadığımı anlıyamıcak kadar şuursuz...

    YanıtlaSil
  4. Hala herşeye gülebilecek kadar kendimde olduğum için şükrediyorum.Mutluluk;küçük şeylerde gizli.Ne kadar klasikleşmiş olsada evet öyle.Farkedebilmek gerek.

    YanıtlaSil
  5. Zeugma... Üzerinde pekiştirme uygulanmış ve örneklerle desteklenmiş, analiz edilmiş bu yorumun, beni de mutlu etti :) Analizler, her anlamda bize fayda sağlayabiliyor. Bu da, matematik ve mantığın tüm bilimler üzerindeki etkisinin önemini tartışılmaz kılıyor. Fazla derinlere inip olayı bilimsel boyutlara taşımadan özetleyecek olursak; dengenin sağlanması ve doğru sonuca ulaşılması, çıkan sonuçların ne derecede başarıyla uygulandığına bağlı.
    Mutluluk için ben çocukları izliyorum. Merak, deneme, ilgi… Oyuncaklarla buluştuklarında nasıl hayallere dalıyorlar, nasıl eğleniyorlar. Peki biz şu elimizdekilerle nasıl gülümseyebiliyoruz, onlarla ne kadar hayale dalabiliyoruz? Oysa o dönemlerde ne çok hayaller kurardık. Basit şeylerden nasıl mutlu olabilirdik…. Fakat… Artık teknolojiyle birlikte çocukları daha doyumsuz kıldığımızdan, onları da kendimize benzetmeye başladık. İşte bu çok tehlikeli.

    αnтiραяα∂ιgмα... Bir şişe suyun çalkalanması gibidir karmaşa,
    Duru halini görmek adına sabitlemek gerekir zemini
    Tıpkı düşüncelerimiz gibi,
    Kaosların çalkantılı döneminin süresi,
    ne kadar sakinleşebildiğimize bağlı
    Hissedemeyiz dışarıdaki havanın nasıl olduğunu başka türlü
    Ve hepimizde yaşanır bir dönem durulamayan suların baloncuklu hali

    Akşın… Klasikler çoğu zaman anlamlıdır. Evet, mutluluklar küçük şeylerde, yani açacak olursak manevi, sade ve doğal şeylerden aldığımız tatminlerde gizli. Gülümsedikçe mutlu oluyor, mutlu olmayı öğrendikçe sağlıklı ve huzurlu yaşıyoruz. İşin özü bu.

    YanıtlaSil
  6. Güzel ifade etmişsiniz.
    Aslında son yorumda dediğiniz gibi insan mutlu olduğunda hasta olmuyor. Kendini dinç hissediyor. Cıvıl cıvıl olmak deniyor.
    Bencede en kalıcı mutluluk, elindekinin değerini bilip elindekilerle mutlu olmakda gizli.

    YanıtlaSil
  7. Feel our Lifes… Değerli yorumun için teşekkür ederim. Elimizdekilerin değerini bilmediğimizde, yeteceğinden çok daha fazlasına sahip olduğumuzda, paylaşmadığımızda ve her şeyden önemlisi koşulsuz sevmediğimizde, mutlu olmak zor. Mutluluk açıklamaları çeşitlendirilebilir. Fakat, tecrübeyle ne kazandığımız ve ne kadarını uyguladığımız önemli.

    YanıtlaSil
  8. Gerçekten konuyu çok iyi ayrıştırıp,çok doğru tespitlerde bulunmuşsun. Yazıyı okurken yer yer "aa evet hakikaten böyle oluyor" dediğim kısımlar oldu.Örneğin; sorunlarına rağmen gülümseyen insanlara yapılan olumsuz eleştiriler gibi. Kalemine sağlık.

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  9. K.C.S... Belli zaman aralıklarıyla, söylediklerimizi, düşüncelerimizi ve beklentilerimizi sorguladığımızda, elden kaçanları ve göremediklerimizi yakalayabiliyoruz. İnce noktalar böyle ortaya çıkıyor. Senin de yorumuna sağlık, teşekkürler.

    YanıtlaSil
  10. Merhaba,
    Bloğunuzu 1-2 gün önce keşfettim. Gerçekten yazılarınıza hayran kaldım diyebilirim. Merak ettiğim bir şey var. Belki özel olacak ama mesleğiniz nedir? Yani yazarlık yapıyor musunuz yoksa başka bir mesleğiniz var mı? Ben 14 yaşındayım ve yazarlığa ilgim var. Ama yetrneğimin olup olmadığı konusunda kuşkuluyum. Hem ailemde farklì bir mesleğe ynelmemi istiyor. Yani aslìnda merak ettiğim şu:
    Hem başka bir işe sahip olup hem de yazabilir miyim? Şu an fantastik türde hikayeler yazıyorum. Tabii diğer türlere de yönelebilirim ama hem işimi yapıp hem de yazabilir miyim, siz de bunu mu yapıyorsunuz merak ediyorum.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, yazılarım konusunda düşüncelerin için teşekkürler.

      Sorularına gelince:

      Yazarlık anlamında birtakım işlerim var. Mesela bir deneme kitabım var. Sonrasında bir de roman yazdım ama henüz satışa sunmadım (belki uzun süre satışa sunmayabilirim). Fakat yazarlığı bir meslek olarak edinmiş değilim. Oysa ilkokul 3. Sınıftayken, hep yazar olma hayalleri kurup “ben yazar olacağım” derdim. Yazar olmak, bir meslek sahibi olmaktan çok farklı. Özellikle Türkiye’de yazar olarak para kazanmak, ancak popülerlikle alakalı oluyor. Yazar olarak hayatınıza devam etmek için, para kaygınızın olmaması gerek. Eğer biri sizin yazmanız için para yatırmıyorsa, geliri kitaptan sağlamanız çok zor. Gazete köşelerinde ya da dergilerde sürekli bir köşeniz olabilir ama o da küçük bir ihtimal.

      Yazarlık bir yetenektir doğru ama aynı zamanda bir emek ister. Yani çok çalışmalısınız, çok okumalısınız, herşeyden biraz kapmalısınız, her düşünceyi yorumlamak için önemli isimleri biliyor olmaz, iyi yazarları tanımanız gerekir. Eğer başka bir işle de uğraşıyorsanız, yazmak için ekstra çaba harcamanız da gerekir. Yazmayı iki işi birden yapmak olarak değil de, önemli bir hobiyi ilgiyle sürdürmek şeklinde düşündüğünüzde yürütebilirsiniz. Sadece istemekle alakalı.

      Bu arada, başka bir mesleğim var. Fakat yazarak da para kazanmışlığım vardır. Halen de çeşitli eserler üzerinde çalışmalarım sürüyor. Fakat eğitimi de hiç bırakmış değilim. Yan iher yönden fazla yoğunum, bu da amaç yolunda geçilmesi gereken yollardan biri.

      Fantastik yazdığını döylemişsin. Fantastik türden yazılar zordur. Bol hayal gücü ister. Hayal gücünü zorlamalı ve ekstra çaba harcamalısın.

      Umarım istediklerini elde edersin, sevgiyle kal.

      Sil
  11. Bu kadar ayrıntılı bilgi verdiğiniz oçin gerçekten teşekkürler. Önerilerinizi dikkate alacağım :)
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil