Nerden geldiği belli olmayan buz gibi bir tokat, ardından gelen şok.
Kimi zaman karıncalı, kimi zaman bulanık, kimi zaman belirsiz, kimi zaman sessiz.
Işıklar, tek tek sönüyor kâbusları gösteren gece kuşağı yapımları gibi.
Sessizlik içinde bir vızıltı, giderek artan bir uğultu ve dönüşüm yaşayan kulak çınlaması.
Dilin damağa yapıştığı an.
Ter bezleri çalışırken derecesini şaşırmış, soğuk terler atmakta.
Yalnızlık…
Toplum arasında yalnızlık.
Kimi zaman aşkın, kimi zaman dostun, kimi zaman beklentilerin pençesini yemiş bir yalnız.
Karanlık ne zaman aydınlanır,
Meçhul.
Emre Türker
Picture: deviantart
Korku ve yalnızlık şu sıra hayatımda fazlasıyla yer edindiğinden her bir satırı ruhum içine çekti resmen.
YanıtlaSilYüreğine sağlık.
K.C.S... Aslında her ikisi de denizdeki gel-git’ler gibi. Bir dönem biter, bir dönem başlar. Dalgalardan kaçmak değil de, dalgalar arasında suyun yüzeyine çıkma mücadelesi ve ardından bunu başarmak önemli. Ruhun tekrar özüne dönecektir.
YanıtlaSilharikaydı gerçekten :(
YanıtlaSilHayal Meyal... Teşekkürler hayal ;)
YanıtlaSilKaranlığın aydınlanmasını elektriklerin kesilip ne zaman geleceğinin bilinmemesine benzettim şimdi..
YanıtlaSilBu uzun ya da kısa sürebilir.
Ama mutlaka gelecektir değil mi? ;)
Zeugma… Evet zeugmacım, bir gelir bir gider. Denizin gel-git’leri, güneşin doğuşu-batışı kadar rutin ve sürekli olmasa da, arada bir uğrayan gizemli bir yabancı gibi… Ziyaretlerinin pek sık olmasını beklemediğimiz ziyaretçi :)
YanıtlaSil