Sevgi Ortaya Çıktığı Anda; Bir Gün Değil, Her Gün Özeldir.
A— Ne bu surat?B— Yok bir şey
A— Bir kusur mu işledim?
B— Yooo
A— Eeee!!!
Yukarıdaki diyalogda, bir kadın ve bir erkek arasında, gizli bir kırılma hissine dayalı tartışma yaşanıyor. Kadınlar, erkeklere oranla kelimelere değil, duygulara daha fazla anlam yükler. İstediği şeyi direk söyleyerek ifade etmez ama erkek tarafından düşüncesinin anlaşılmasını ister. Beklentisine cevap alamazsa, yani düşündükleri erkek tarafından çözümlenemezse, yukarıda örnek cümleler yaşanır ve o anlar uzar gider. Bu düşünce analizine göre; A kişisi erkeği, B ise kadını temsil etmektedir.
Özel günler, kadınlar tarafından daha fazla benimsenir. Özel günlerde özel anlar yaşanmak istenir. Kişiye özel olması önemli değildir. Yeri geldiğinde, kendisiyle bir şekilde ilgiliyse eğer, topluma özel günleri de hayatında değerli kılar. 14 Şubat, işte böyle bir gündür.
Roma Katolik Kilisesi’nde Valentine ismindeki bir din adamına atfen düzenlenmeye başlanmış bu gün, ticari alım-satım sirkülâsyonunu arttırma amacı da güderek, dünya çapında genele yayılmıştır. Ticari amacın başlangıç aşaması ise, 1800’lü yıllarda Amerika'lı Esther Howland'ın 14 Şubat’ta gönderdiği ilk kutlama kartıyla ortaya çıkıyor. Geçek anlamda Sevgililer günü, aslen ticaretle uğraşanların bayramıdır. Bu düşünceyle hareket edersek, alış-veriş içinde yer alıp para akışına yardım edenler, yani güne özel ticarete hizmet edenler, onların sevincine ortak oluyor.
Erkekler dikkat! Özel günleri unutmak çok tehlikelidir. Kadınlar, özeli unutulmuş bir günü asla unutmaz. Çiçeklerle kutlanması şart değil. Hatırladığınıza dair birkaç kelime, sıcak bir öpücük, adına düzenlediğiniz herhangi bir sempatik an (e-mail ile şiir, balonlarla süslenen oda vs.), gerçekten seven bir kadına yetecektir.
Aşkın, tutkunun ve ardından otaya çıkan sevginin günü, tek bir gün değil, her gün özeldir. Hediye alıp vermek, hayatın her anında güzel ve özeldir. Fakat onu belli günlere sıkıştırarak monotonlaştırmayın. Gerekirse kendi özelinizi kendiniz belirleyin.
Her şeyden önemlisi, kadının yüz ifadesinden, gözlerinden ya da kelimelerinden, ne hissettiğini anlamaya çalışın. Anlayamadıysanız, sorularla kadından çeşitli ipuçları yakalamaya çalışın. Yoksa dünyayı da satın alsanız, önünde paspas da olsanız, büyük ihtimalle kırık bir kalbin karşısında fayda etmeyecektir.
Emre Türker
Picture: deviantart
Ben de özel bir gün belirlenip o günün yapay ritüellerle geçirilmesine karşıyım. Hele konuyu reklamlarda ele alış biçimleri çok itici geliyor bana. ''Alın size Sevgililer Günü, bu günde mutlaka hediyeleşin, ama mutlaka bizim ürünümüzü alın, şunları şunları yapın, diğer günler torbaya girdi çünkü.''
YanıtlaSilDialog süper olmuş. Evet aynen o şekilde kuruluyor cümleler (:
YanıtlaSilsevgililer gününden ve sevgililer gününü kabul etmiyoruz biz o gün bunun yerine şunu kutluyoruz yaklaşımlarınadan da ayrı ayrı hoşlanmıyorum.hem cinslerimin bugüne neden bu kadar saplandığını pek kestiremiyorum.sevgiliysen her an güzeldir ve paylaşmaksa özel bir anı illa niçin 14 şubat dayatması?!niye tek o gün,bu kadar mı sıradan bir ilişkiler patlaması var dünya da?!
YanıtlaSilHerşey şekilsel yaşanıyor malesef.
YanıtlaSilAdam yıl boyunca hor görüp, yerli yersiz kırıyor kadını. Kadın bezmiş, üzgün, mutsuz. Ama sevgililer gününde adam alıyor bir gül, ritüel bu ya; kapanıyor hepsi...
O kaba adam incecik, mutsuz kadın ise mutlu oluveriyor. Bir gecelik ve beklenti odaklı ama farketmiyor onlar için, şekli var ya...
Begonvilli Ev… Reklâmla satışın önemi bilindiği için, özel günlere fazla yer veriyorlar. Bu nedenle yıl boyunca ne kadar çok genele doğru özelleşmiş gün olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Açıkçası sevgililer günü, beklenen bir gün olduğu için sürprizlerin genel itibariyle sürpriz olup olmadığı tartışılır. Fakat herhangi bir günde ani gelene hediye, teşekkür veya değer üzerine verilmiş bazı kalıplar, o anı daha çekici ve sürprizi daha şaşırtıcı kılar.
YanıtlaSilK.C.S… Cem Yılmaz’ın stand-up’ında “Pınar noooldu” esprisi gibi bir şey bu, yaşanması her zaman muhtemel bir durum :)
Arsızkedi… Sevgililer günü geldiği anı bekleyerek heyecanla sokakta buluşma veya bir yerlerde oturma, bana da pek sıcak gelmemiştir. O günün özelliği, anlık heyecanlar için harcanan paranın daha fazla olması, kısaca cepten daha fazla para gitmesidir :)
Sokak Kedisi… Derin bir eleştirel yaklaşım olmuş yorumun.
Toplumumuzda kadının yıllarca eşitlik düzeyine ulaşması, kolay olmamıştır. Halen istenen seviyeye de ulaşabilmiş değiliz. Oysa ilk Türk toplumlarında kadının yeri, erkek kadar önemliymiş. Sonrasında değer yargıları birtakım baskı ve değiştirilmiş fikir dayatmalarıyla, anlam kaymasına uğramış.
Bana göre kadın, duyguları iyi kullanabildiği için, akla ve yönetime daha hakim bir varlıktır. Erkeğin bedensel gücüne karşılık, her zaman duygusal bir baskı oluşturmayı başarabilmiştir. “Gizli hâkimiyet” diyorum ben bu duruma :)
Kadınlara da dikkat çekseydin ya bemolcüm :) Onların da hepsi melaike değildir bence...
YanıtlaSilKendi dikkat ediyor da karşılığını göremiyorsa o ayrı ama..
Zeugma… Kadın-erkek konusu öyle ayrıntılı ki, hepsini aynı yerde incelesek, konu çok uzuyor :) bir ara onu da dile getiririz Zeugmacım :) Kadınlar tabiî ki melaike değil, hatta şeytanı bol canlılar :)))) O yüzden diyorum ya kadınlardan korkulur, ama dikkat diye :)
YanıtlaSil"Özel günler"e sinir oluyorum.
YanıtlaSilHer "bilmemne günü"nde hediye almak/vermek çok sinir bozucu.
Evim, gençken verilen ve yer kaplamak dışında hiç bir işe yaramayan "hediyelerle" dolu...
SİNİRLİ… Biraz asabi ve isyankâr yorum olmuş :)
YanıtlaSilİrili ufaklı işimizi görmeyen hediyeleri, zaman aşımıyla işini görenlere dağıtabilirsin.
Sonuçta o, takdim sonrası senin özelin.
Özel günler güzeldir. Fakat toplumsallaşmış özeller ise düzene hizmet eden bir araç olduğundan, özelliği tartışılır. Senin burada hoşnutsuzluğun, toplumsal düzenin özeli olsa gerek. Sevgililer, babalar, anneler, nineler, dayılar vs günleri gibi :)
Yaşadığın her gün özel, bazı günler duruma göre diğerlerinden daha özel :)
Evet Hayalbemol, sinir olduğum "toplumsal düzenin özeli"dir.
YanıtlaSilSaygılarımla.