Vakit çok geç oldu. Birazdan güneş yüzünü göstermeye başlayacak. Yatağında dönüp duruyor, fakat uyuyamıyorsun. Saatin akreple yelkovanı kafanın içinde tıkırdıyor. Uykudan önceki bir kâbusu adeta canlı yaşıyorsun. Neler oluyor?
Uykusuzluk, eminim ki birçoğunuzun başına gelen, elinizi kolunuzu bağlayan bir durumdur. Uykusuzluk, gün kavramını bize zehir eder. Gözlerimiz açık olmasına rağmen, algılama yeteneğimiz zayıflar ve başarımız bilinçsiz olarak engellenir. Düşüncelerimizdeki bu yorgunlukla, kendimizi olduğu kadar çevremizi de rahatsız ederiz.
Canınızı sıkan nedir? Sevgilinizle kavga etmiş olabilirsiniz. Belki de ertesi gün çok önemli bir sınava gireceksiniz. Öğleden sonra iş görüşmeniz var ve işi alamazsanız, değerli kariyer fırsatını kaçıracaksınız. Yalnız sorunlarla sınırlı da değil. Tatile çıkmanıza az kaldı. Memlekete dönüp sevdiklerinizle beraber olacaksınız. Belki evlilik yıldönümünüz yaklaşıyor ve sevgiliniz size sürpriz yapacak. Aklı tırmalayan örnekler çoğaltılabilir. Bu kavramlar içimizde yer eder ve bazen sonuçlanıncaya kadar, bazen de sonuçlandıktan sonra bile kendini yineler. Düşüncelerin tekrar tekrar bilinçaltında gösterimi, sıkıntıya davetiye çıkaracaktır.
İşi eve, evi işe taşırken, yaşamımızdaki olumlu gidişata zarar veririz. Bunu yaparken de, çoğu kez bilinçsiz hareket ederiz. Bazı insanlar sıkıntıyı huy edinmiştir. Ne kadar güzel şeyler yaşasa da, sonunda mutlaka sorun arar. Bu tip ruh bataklığı, klasik “çok gülme ağlarsın” lafı gibidir. Kendinizin felaket tellallığını yapmayın. Bu size bir şey kazandırmaz.
Paranızı kaybetmiş olabilirsiniz. Aşık olduğunuz kişiyle ilk günden işler yolunda gitmemiş de olabilir. Ne fark eder ki! Saatlerce düşünün ama paranız geri gelmeyecek. Unutmayın ki, yanmış resimlerin küllerinden çerçevenize fotoğraf çıkaramazsınız.
Çözüm…
Kendinizle ciddi olarak konuşun. Sorulacak soru şudur. Parayı kaybettim. Şimdi ne olacak? Ahlar, vahlar beni tatmin eder mi, yoksa rezil mi eder? Sabahlara kadar uyumazsam, sabah erkenden ödülümü alabilir miyim?
Düşüncelerinizi boşaltın. Ellerinizi gevşetin. Omuzlarınızı serbest bırakın. Derin nefes alın ve kendinizi telkin etmeye başlayın. “Bugün bitti. Şimdi dinlenmeliyim. Düşünme zamanı değil. Uyumalı ve erkenden kalkıp, hayatıma devam etmeliyim. Hazırlıklarımı yaptım. Artık düşünmeye gerek yok. Sabah dinç kalkacak ve her şeyi yoluna koyacağım. Sorunlar bizler için var. Hata yapmadan doğruyu nasıl bulabilirim ki!”
Düşüncelerinizin bir elektrik fişi olduğunu düşünün. Akşam yatmadan önce ışığı kapatırken, onun düğmesini de çevirmeyi unutmayın. Yatmadan saatler önce atıştırmayı bırakın. Belki ılık bir bardak süt, bitki çayı veya sıcak banyo iyi gelebilir. Midenizi tıka basa doldurmayın. Bilinen bir gerçek var ki, dolu bir mideyle rahat nefes alamazsınız. Oksijene yer açın.
Hayatta her şeyden önce sağlınızı gelir. Huzursuzluklar, sizi daha kör noktalara doğru sürükler. Gözlerinizi kapayın ve gevşeyin. Rahatladıkça huzur derinlere işleyecek ve uyuyacaksınız.
İyi geceler…
Emre Türker
Picture: deviantart
suan bende uyuyamadıgım ıcın bu yazı bana cok uymus.kafama bır sey takıyorum ve uyuyamıyorum :(
YanıtlaSilharika bir yazı..
YanıtlaSil"Bazı insanlar sıkıntıyı huy edinmiştir.ne kadar güzel şeyler yaşasa da sonunda mutlaka sorun arar." işte bundan etrafımda okadar çok varki.
kaçacaksın bu tiplerden, yoksa bir gün bizide kendileri gibi yaparlar..
teoride çok iyi bildiğim buna rağmen kendi üstümde bir türlü uygulamaya geçiremediğim öneriler:)
YanıtlaSilsıkıntıyı huy edinenler kadar zararlısı yok. hayatları stresten ibaret ve malesef benim etrafımda da çok var. ne kadar teselli etmeye çalışsam da dinlemiyorlar bile ve yine bildiklerini okuyorlar. böyle insanlar genelde her şeyi olan,mutlu,huzurlu insanlarda daha çok var bence. bir nevi şımarıklık :)
YanıtlaSilDolunay... Umarım kurtulmana yardımcı olur. Bazen uykusuzluk sağlığı bozduğu gibi, sağlığın bozuk olmasından da uykusuzluk doğabiliyor. Böyle durumlarda doktorun kapısını tıkırdatmak gerek. Belirtmediğim bir şey daha vardı, yeri gelmişken ekleyelim. Okumak! Bazılarının okumak uykusunu açtığı görülmüştür ama çoğu kez okumam ninni gibi gelir insana. Uykudan önceki kelimeler hem zihnini güzelleştirir, hem de uykuya davetiye çıkarır. Bu da bir yöntem.
YanıtlaSilKaRaMeL... Sorunlu çevremize elimizden geldiği kadar yardımcı olmak, dostluk ve arkadaşlık gereği. Fakat etrafında çoğalanların alışkanlığıysa bu huzursuzluk, onlardan uzaklaşma zamanı gelmiş demektir. Bazen de kendini düşünecek ve başka ortamlar arayacaksın. İlk başta, insan kendi hüznünü çözecek, bu önemli bir detaydır.
daphne... Biraz inanmak istemediğimizden, biraz da alışkanlık haline getirdiğimizden kaynaklanıyor. Sabah kalkar kalkmak ilk işin olumsuzlukları çöpe atmak olsun. Sanki bir şeyi çöpe atıyor gibi kutunun içini aç ve "sizi çöplüğe gönderiyorum" de. Saçma gibi görünüyor ama işe yarayabiliyor :))
desperately-in-love… Can çıkar huy çıkmaz derler. Huy edinme özelliği, daha çok küçük yaşlarda kişiliğimize işliyor. Ailenin çocuğunu bilinçsiz olarak hatalı yönlendirmesi, bunda bir etken sayılır. Belirttiği şımarıklık, genel anlamda bahsettiğim çocukların yanlış yönlendirilmesine büyük bir örnektir. Sonuna kadar katılıyorum.