05 Kasım 2009

Bestseller Fanatikliği

Raflarda bestseller arayışı gerekli mi?
Asiliğimin en üst seviyesindeki üniversite yıllarında, bestseller (çok satan kitap) takındım vardı. “Reklâm bunlar kardeşim”, “kime göre büyük”, “Popüler akım gelip geçicidir, etkili olanları başka yerde ara” gibi bir sürü sloganvari düşüncelerle bu oyundan kaçmışımdır. Hatta “neden bestseller diyorsunuz ki, çok satan desenize” sözleriyle, dile yapışmış yabancılıktan milleti kendimce kurtarmaya çalışırdım.

Ne değişti?

Değişen topluma ayak diremek zordur. Ne kadar karşı koysanız da, görmezden gelinen konular sizi karanlıkta bırakabiliyor.

Öyleyse yapılması gereken, popülerlik ve değişim arasında, doğru olanı görebilmektir.

Asilikten bahsetmiştim. Sanal ortama ulaşmak için cızırtılı seslerle bağlantı kurduğumuz, ardından sayfaları görebilmek için saatlerce ekran ışığına kilitlendiğimiz dönemlerde, internet bir lükstü. Bu nedenle Türkiye için henüz faydalı değildi. Hal böyle olunca, kimse okuduklarına yorum yapamıyordu. Bazen yayın organlarının popülaritesine güveniyor, bazen arkadaş tavsiyesine uyuyor, bazen de kafamızın dikine gidiyorduk. Ben, kafamın dikine gitmeyi tercih ettim. Özellikle bilinmeyenleri ortaya çıkarmaya çalışırken, kitaplığım yarı çöplük haline gelmeye başlamıştı. Bu sırada fazlasıyla yıprandığımın farkına vardım. Ortada bir sorun vardı ve bunun sebebini tam olarak ben de bilmiyordum.

Yazarın kalifiye (Fr. - Nitelikli) olması, satıştaki bir romanın kalitesindeki tek etken değildir. Kâğıdın, cildin, montajın, dizginin, yabancı yayınlar için çevirmenin ve hatta editörün kalitesi de çok önemlidir. Eski bir "Küçük Prens" hayranı olarak, yayınlanmış birçok kitaba sahip sayılırım. Koleksiyonumdaki bazı kitapların sayfaları parçalanmış durumda. Bazı çevirmenlerin kalıplarıyla okumak tat vermiyor. Bazılarının sayfa düzeni de göze hitap etmiyor. Böyle olunca, doğal olarak “hangi küçük prens?” diyorsunuz. Çevirinin kalitesizliği, yazarın duygu bütünlüğünü bozuyor. Dil bilmek, çeviri için yeterli değildir. Edebi dil bilmek ve cümleleri iyi tanımak gerekir. Bu yüzden kitap seçerken, yazar kadar çevirmen de incelenmelidir. Deneyin, farkı zamanla anlamaya başlayacaksınız.

Bir kitap nasıl bestseller olur?

Birçok etken var. En bilinir kurallar; reklâm başta olmak üzere okuyucunun övgüsü, anlatımdaki kalite ve eserin güncelliğini koruyabilirliğidir.

Her bestseller iyi midir?

Belki evet, belki hayır. Beğeni kişiye göre şekillenir. Fakat çoğunluğun övgüsünü kazanmak, tepkilerden sıyrılmayı sağlar. Bir kitap alırken, şunlara dikkat etmeniz önerilir:

— Kitabı almadan önce, tarzı sizi etkiliyor mu? Bu soruyu kendinize sorun.

— Yorumların içeriğine bolca göz atın. Bu sayede kitabın bütünü hakkında önemli bilgiye sahip olursunuz. Fakat kitapçılardaki personelin sözünü tam kaynak almayın. Çünkü onlar, ellerindekini satmak durumundadır.

— Kitabın dünya çapındaki geçerliliğini araştırın. (Her “bir numara” gerçek değildir.)

— Yayınevinin genel tarzını inceleyin. Bazıları göze hitap ederken, bazıları ruha hitap eder. Yani sadece cebini düşünen yayınevleri için kitabın kalitesi önemli değildir.

— Seçerken, çok fazla radikal olmayın. Gelişmek ve geniş düşünmek açısından, bazen farklı şeyleri de gözlemlemek gerekir.

— Kitapları laf olsun diye almayın. Onlar rafları değil, düşlerinizi süslesin. Birçok popüler kitap, sadece evde bulunsun diye alınıyor. Oysa öyle popüler kitaplar var ki, sadece güncel olduğu için zamanı geçtiğinde hiçbir değeri kalmıyor.

Etkisi kuvvetli, ruhunuza dost ve arayışınıza sonuç kitapların sizi bulması ve düşüncenizdeki rafları süslemesi dileğiyle…

Emre Türker

Picture: flickr

6 yorum:

  1. Muthis bir noktaya deginilmis yine...Ben de bestseller dusmanligi ile bestseller duskunlugu arasinda gidip geliyorum film ve kitap secimlerimde. Titanic'i ortaligi yiktiktan 3 yil sonra hasbel kader izleyip evet hakliymisim hicbir sey kacirmamisim demisligim de var, kitapciya girdigimde en once cok satanlar reyonunu bosaltmisligim da..Bir sure sonra iyi okur/izleyici, hangi bestseller sisirmedir, hangisi hakli bir populerlik kazanmistir, ve hatta hangi eser populer olmasina karsin sirf is olsun diye okunsa da aslinda cok derindir vb cikarimlari daha kapaktan yapabiliyor...

    YanıtlaSil
  2. Eliza Doolittle... Kitaplar da bir nevi eşyalarımız gibidir. Yani onlara göz atar, sayfaları inceler, niteliğini anlamaya çalışır ve yakışıp yakışmadığını hissetmeye çalışırız :) Dediğin gibi, bir süre sonra kapaktan baktığında, kumaş ustası gibi oluyor ve nereye varmak istediğini anlıyorsun.

    YanıtlaSil
  3. her zaman bestsellere hayır....
    kesinlikle ticari hareket edilerek yapılan reklam bence onlar.onun yerine kıyıda kalmış ama çok güzel kitapları okumak lazım.
    sorunda burada başlıyor.o güzel kitapları nasıl keşfedeceğiz?

    YanıtlaSil
  4. tuğba... Reklam faktörü için evet ama kesin bir sloganla karşı çıkmak biraz yanlış olabilir. Şu bir gerçek ki yazar, bir kitapta müthiş patlama yaparken, diğer romanlarında kötü bir kurgu ve beceriksizlikle ortaya çıkabiliyor. Onu listeye sokan eserin gölgesinde kalıyor. Farkı bir örnekte, Elif Şafak'ın Pinhan ve Mahrem'ini henüz isim yapmamışken okumuştum. O farklı bir yol çizerek isim yapmaya kalktı. Ben iddia ediyorum ki, Pinhan ve Mahrem'deki başarısını asla yakalayamadı. Bu farkı, benim gibi ilk eserlerini okuyanlar daha iyi anlayacaktır. Popüleriteye kayan yazar kişiliğinin çizgisinden taviz veriyorsa, bestseller olma yolunda kimliğini kaybetmiş demektir.
    Gelelim kıyıda köşede sıkışmış olan en iyileri nasıl bulacağımız konusunda, okuyan çevreyle fazla haşır neşir olursan, kimin nesi var az çok bilgi sahibi olursun. Ayrıca yazıda belirttiğim gibi, bloca yorum takip et. Kaliteli okuyucunun yorumlarında, başka eserlerin tavsiyesinden bahsedilir. Böylece ufkun açılır. Biraz araştırmak lazım.

    YanıtlaSil
  5. sağol ufkum baya açıldı:)

    YanıtlaSil
  6. tuğba... Ne demek rica ederim :P

    YanıtlaSil