17 Ağustos 2009

Çocuk İlgi İster

İki kişi severek ya da anlaşarak evleniyor. Canım cicim aylarının ardından, yuvaya renk katmak amaçlı veya içgüdüsel bir şekilde çocuk dünyaya getiriyor. Sonra o mükemmel varlık gelişmeye başlıyor. Konuşmaya, iletişim kurmaya, hareket etmeye ve etrafındakileri tanımaya çalışıyor. Bunlar gayet normal.

Ailelerin çocuklarına yaklaşımını bir gün içerisinde izlemeye çalıştık.

1. izlenim, dışarıdan değerlendirme: Belediye otobüsü içersinde bir bebek feryat figan bağırıyor. Annesi ağlayan çocuğunu susturmaya çalışıyor. Onun ne anlatmaya çalıştığını çözümleme aşamasındayken çevresinde oturan birkaç kişi, sinirli ifadelerle kadını ve bebeği izliyor. Akıldan geçenler seziliyor. “Çocuğu sustursana, otobüse niye bindirdin bu çocuğu, bula bula beni mi buldu bu tip arızalar, başım şişti” gibi ifadelerin ardından, bir kişi daha sevecen yaklaşıyor. “İçerideki boğucu havadan dolayı bunalmış olabilir”. Aykırı görünmeye çalışan iki kız otobüsten inerken, “çakacaksın ağzına, bak bir daha ses çıkarıyor mu?” diye söyleniyor, sanki daha önce hiç çocuk olmamış gibi.

2. izlenim, bilinçli yaklaşım: Tekrar belediye otobüsündeyiz. Bakımlı anne, gülümseyen baba ve onların 4-5 yaşlarındaki mutlu çocukları. Yan yana oturmaları için genç kadına yer veriyorum. Hemen ardından, yanımdaki genç ayağa kalkıyor ve başka yere geçerek, çocuğa ailesinin yanında yer açıyor. Anne ve baba; el-kol işaretleri ve yüz mimikleriyle memnuniyetini dile getiriyorlar. Aralarında geçen kısa bir konuşma:
— Yemek ne zaman yiyeceğiz baba?
— Şimdi yedik ya! Karnın aç mı?
— Tokum. Akşam olmaya başlayınca, nedense yemek geldi aklıma.
— Bugün sağlıklı beslendik. Balık yedik. Yağda kızartılmadığı için daha zindeyiz. Tekrar acıkınca başka şeyler yiyebiliriz. Bunun sen de farkındasın.
— Evet anne, kendimi daha iyi hissediyorum. Çok güzel bir gün yaşadım. Teşekkür ederim.

3. izlenim, bilinçsiz yaklaşım: Alışveriş merkezinde bir çocuk, almak istediği her neyse alınmadığı için yürümek istemiyor. Kadının cevabı oldukça sert; “Beni sinirlendirme! Biraz daha konuşursan sana aldığım şeyi de geri veririm.” Çocuk kızgın ifadeyle surat asarak yürümeye devam ediyor.

4. izlenim, umursamaz: Mağazanın birindeyiz. Çocuk, ailesi tarafından şımartılmış ve serbest bırakılmış, annesi kendi halinde çevreye bakınıyor. O sırada çocuk bütün kalemleri raftan kaptığı gibi annesinin yanına koşuyor. Kadın “git bırak onları nerden aldıysan” diye bağırınca, çocuk tüm kalemleri yere fırlatıyor. Hiçbir şey olmamış gibi mağazadan çıkıyorlar.

İzlenimleri yorumsuz bırakıyorum. Zaten yaşananlar, her şeyi yeterince açıklıyor.

Laf olsun diye çocuk dünyaya getirmeyin. Onlar yarının büyükleri olacak, hem de sizin yönlendirmelerinizle. Aileler, çocuk yetiştirme konusunda uzman kaynaklardan yararlanmalıdır. Bu uzman kaynak, kitap, dergi, çeşitli programlar veya bir danışman olabilir. Çevredeki yakınların tavsiyeleri her zaman işe yaramayabilir. Hatta çoğu zaman yakın çevre aileyi yanlış yönlendirebiliyor.

Belli bir yaştan sonra, “bu çocuk niye böyle” veya “niye öyle değil de böyle” gibi yakınmalarda bulunmayın. Çocuğunuz ne kadar çevre koşullarından etkilenmiş olsa da, onu gerçek anlamda şekillendiren ailesidir.

Emre Türker

Picture: deviantart

9 yorum:

  1. ilgi göstermezsen benim gibi bişii oluyor işteee:))

    YanıtlaSil
  2. Çok guzel degerlendırmelerle dolu yazın..
    ne yazık kı gunumuzde coklukla dunyaya getırdıklerı varlıgın degerını bılmeyen anne baba modellerı ıle dolu cevremız

    YanıtlaSil
  3. korkutucu ama doğru bir tespit olmuş...

    YanıtlaSil
  4. yesari… :) Sen bir ömürsün yesari. Mizahi fikirlerine hayranım :)

    Öykü…. Bu örneklerden maalesef çok var. En azından bu bir günlük izlenimde neler gördüğümüzden anlaşılabiliyor. Daha bilinçli olmaya başlıyoruz, fakat yine de daha yenmesi gereken kırk fırın ekmek var.

    e hali… Tespitlerin doğru noktalara ulaşarak fark edilmesini umut ediyorum. Belki o zaman daha az korkutucu olur.

    YanıtlaSil
  5. e kitaplarıda ben önereyim bari:)

    mahallenin en mutlu yumarcağı kriz anlarında olaya nasıl müdahele edeceğini anlatan bir kitap harvey karp yazarı..

    ikinci kitap 1-2-3-4 gibi serileri olan bir
    Bir Yaşındaki Çocuğunuz Büyürken, Teri Crawford Jones
    sizi yıl yıl neler beklediğini anlatan bir kitap tuvalatten,temizliğe,aklınıza gelebilecek her soruya cevap bulabilirsiniz..önceden okuyup hazırlıklı olmada fayda var:)

    ve haluk yavuzerin kitapları çocuk,ergen üzerine çok faydalı yönlendirmeler yapıyor...

    aslınad kitaplara göre çocuk yetiştirmeye çalışma biraz zahmetli ve uygulanabilirliği zor..

    amaç sadece benim için başıma gelecek herhan gi bir kriz durumunda :)bu olaylar kriz olarak adlandırılıyor..
    hazırlıklı olup doğru müdahele edebilmek yada yol gösterebilmek...

    çocuk ailesinde ne göürürse onu uygular onun en iyi rehberi biziz aslında ..

    anne babaa baktıgınızda slında çocuguda tathlil edebiliyorsunuz..
    bu yüden çok dikkatli olmalıyız..

    mesela sııflardada böyledir her sınıfa girdiğinizde öğretmenin karakter analizini yapabilirsiniz sınıfa ve öğrencilerine bakarak:)

    daha çok yaasım vardı kitaplar hakkında ama asya bekler..
    sevgiler

    YanıtlaSil
  6. en sevmediğim örnek sokak ortasında çocugunu dövenler ve ben sana evde gösteririm bababnı arıycam laflarıdır..

    YanıtlaSil
  7. asya selda… İşte size bilinçli yaklaşım :) Selda, asya çok şanslı. Umarım büyüdüğünde bunun farkına varır. Her ayrıntıyı özenle inceliyor, araştırıyor ve kendi düşüncelerinle yoğurup uygulamaya geçiyorsun. Süper.

    Dayak olayına gelince… Zaten belli bir yaşa kadar siz ona vursanız da, neden vurduğunuzu anlayamayacak. Yine de dayak, doğru nedenlere dayandırıp uygulamaya devam ediliyor. Elden bir şey gelmemesi çok acı.

    YanıtlaSil
  8. şu an ben asyya vurdugumda düşüneceği tek şey bu kadın beni öncden seviyordu şimdi çok seviyor olurmuşş..
    yani annem beni dövdü birdaha yapmamayım değil..
    ilerki yaşlardada eminim farklı düşünceler yoktur dayak saygıyı yada terbiyeyi getirmez..
    sadece korku verir ve korku içinde ses çıkarmayan bir çocugum olmasındansa özgüvenli sesli bir çocuk olmasını yeğlerim

    YanıtlaSil
  9. asyaselda… Sen çok yaşa. Bir çiçek bile sevgiyle büyür. Onu izlersin, müziğinle rahatlatır, sözlerinle renk katar ve ilginle yüceltirsin. Şiddetle korkuttuğunda içine sinen bir çocuğa, huzursuzluktan başka bir şey kazandıramazsın.

    YanıtlaSil