Bir çocuğun, kendi seçtiği ve heves ettiği bir spordan bir anda vazgeçmesi, ondan nefret etmesi mümkün mü?
Çocukluk
yıllarımda voleybol oyununa büyük ilgim vardı. Özellikle yaz okulları
açıldığında, ilk önceliğim voleybol olacaktı. Sahil kenarında büyümüş olmama
rağmen kumsalda vakit geçirmekten çok, sporla ilgilenmeyi seçmiştim. İlk günlerde
takım çalışmalarına çok heyecanla başlamıştım. O büyük ve ağır topun (bir
çocuğa göre) çizginin bir ucundan diğer ucuna gönderilmesi, çok kolay bir iş
değildir. İlk denemelerimde başarısız olmama ve bileklerimin topa vurmaktan
kızarmasına rağmen, hiç vazgeçmemiştim. Fakat orada vazgeçen başka biri vardı.
Voleybol için seçilen öğretmen. Kısa boylu, spor yaptığını hiç görmediğim ve
yüzünden bir kere bile tebessüm alamadığım o kişi, beni her gün keyif aldığım
voleyboldan uzaklaştırmaya başladı. Üstelik acemilik başlangıcında olanlara hiç
yanaşmıyor, sadece tecrübelilerle ilgileniyordu. Öyle olması da normaldi. Çünkü
devlette görev yapan bu öğretmen, yaz okuluna sadece ekstra para kazanmak için gelmiş,
sporla alakasız bir kişilikti. Isınma sonrası takım kurulduğunda, biz çaylaklar
hemen kenara ayrılır ve orada unutulurduk. Buna rağmen çabalamalarım sonucu,
topu karşıya geçirmeyi başarınca “öğretmenim, topu karşıya geçirdim” diyerek
sevincimi gösterdiğimde, “1 kere geçirdin, 10 kere geçiremedin. Şimdi şans
eseri başardın, sonrasında yine atamayacaksın.”
diyerek, voleyboldan ilk soğukluğumu bana yaşatmıştı. Sonraki günler yaz
okuluna devam etmedim.
İkinci
deneyimim, voleybol takımına yazılmakla solan son umudumdu. Takıma sadece antrenmanlar
için yazılmıştım. Fakat okullar arası spor karşılaşmalarında adam eksikliği
nedeniyle beni yedek kulübesine oturtmak için takıma seçen spor öğretmenim, o
gün hiç oyun fırsatı elde edemediğim ve karşı tarafın çok güçlü oyunculardan
kurulu olmasına rağmen, bizi sıra dayağına çekmişti. Sebebi yenilmekti. O gün
voleybolu kafamdan sildim.
Bazı
uzmanlar, çocukların spor hevesinin yitirilmesinde, çalıştırıcıların, çocukları
daima karşı tarafı yenmeye adapte etmesi ve sporu bir temel egzersiz gibi
görmekten uzaklaştırmasından kaynaklandığını belirtmektedir. Çocuklara aşırı
eleştirel yaklaşan ve bazılarını yeteneksiz gören bu çalıştırıcılar, çocukların
spor geleceği açısından kara lekeleri oluşturmaktadırlar.
Ebeveynler
olarak çocuğunuzu bir spora yönlendirmek istiyorsanız, onun ne istediğini
bilmeniz gerekir. Ayrıca gelişim dönemlerine göre bazı spor dalları ağır
olabilir ki, bu da göz önünde bulundurulması gerekir. Bundan sonrası için ise
sadece oyun için çocuğu yönlendirmek yeterli oluyor. Çünkü kazanmak kadar
kaybetmek de öğrenilmesi gerekir. Antrenmanlarda asıl yapılan şey; bir çeşit spor
aktivitesi, vücut sağlığı ve bu işten keyifle gelen mutluluktur. Sonraki zamanda
o spor dalına devam adına seçimi, çocuk zaten zamanla kendine uygunluğu
belirleyerek yapacaktır.
Emre
Türker
Picture: deviantart1, deviantart2
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder