08 Temmuz 2013

Efsane

Bir Barbaros Romanı
Yazar: İskender Pala
Sayfa Sayısı: 379
Kitap Boyutu: 13,5 x 19,5
Yayınevi: Kapı Yayınları
 
Bir tarihi romanı aşkların arasında anlatmak, sanırım en güzel İskender Pala’ya yakışıyor. Tarih konusunda araştırmacı kişiliği, edebiyat konusundaki derin bilgisi, hayal gücü ve yeteneği ile harika işler başarıyor. Kitabı okumadan önce, Barbaros Hayrettin Paşa’nın biyografisine kısa bir göz atmanızda fayda var. En azından ağır kelimelerle yorulabileceğiniz durumlarda bu biyografik göz atış, sizi rahatlatacaktır. Gerçi benim sonradan fark ettiğim bir şey vardı ki, o da kitabın sonunda bulunan “Gemici Dili”dir. Gemicilik ile ilgili bilmediğiniz bazı terimler olursa, sonda bulunan bu sözlükten faydalanabilirsiniz. Savaşlar anlatılırken, kitabın arka yüzüne iliştirilmiş bir harita, o dönem konusunda bakış açınıza kolaylık getirmek için güzel düşünülmüş.
 
Alkala ve Billure’nin aşkı, Barbaros Hayrettin’in tarihi içinde yer buluyor. Çocuklukta başlayan aşk, üç heykel hikayesinin gizemi ve Alkala’nın kimliği de dahil olmak üzere, merak uyandıran bir yapıda ilerliyor. Alkala ve Billure’nin ayrı düşen yolları, bir gün kesişecek mi, yoksa birbirlerine duydukları özlem, onları kavuşturmaya yetmeyecek mi? Okuyup öğrenmelisiniz.
 
Güzel bir hikâye ve tarihe kazınan tüyler ürpertici olaylar. Fakat dil konusunda bazı okuyucuları zorlayabilir ve bu nedenle memnuniyetsizlik yaratabilir.
 
Emre Türker

4 yorum:

  1. Çok duru bir yorum çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. Pala'nın bütün romanlarını okudum. Pala müthiş bir akademisyen ama bana kalırsa büyük bir yazar değil. Yazdıkları çok "yararlı" kitaplar ama edebi doyuma ulaştırdıklarını düşünmüyorum.

    Tabii öznel düşünceler bunlar tam tersini de savunanlar çıkacaktır. Ben son dönem romanları içerisinde en çok Şah ve Sultan'ı beğendim. Kurgu itibariyle Efsane'ye göre daha iyiydi. Gerçi Yavuz'un hayatının romana daha uygun oluşu da var. Efsane'de de Barbaros'u tanıma fırsatı buldum. Bugün Türkiye'de Barbaros'u en iyi okuyacağımız adamlardan biri Pala çünkü askerken-atılmamışken- Barbaros Türbesinin türbedarıymış kendileri ve pek çok yazmayı Türkçeye çevirme işini yapmış. Bu anlamda Barbaros'un hayatına ilişkin bir roman yazılacaksa en yararlısı Pala'ya ait olurdu zaten. Ah o bilgi birikimiyle Maalouf yazaydı bu romanı daha başka olurdu sanki. Saygıyla :))

    YanıtlaSil
  3. hımmm vay bunu bilmiyordum bende bu bilgiden sonra almalıyım adinmeliyim bir şekilde kütüphaneye de bakayım bi belki vardır...maalouf bir başka yazıyor ya adam çok ilgimi çekmeyen birşeyi öyle bir anlatmıştı ki sürüklendim ve kitap nasıl bitti anlamadım

    YanıtlaSil
  4. çıkar çıkmaz okuduklarımdan..fakat aradığımı bulamadım...

    YanıtlaSil