Hepimiz
Aynı Evrelerden Geçeceğiz Zamanda
Bir
halk pazarı alışverişi sonrasında eve dönerken, tatsız bir olayla karşılaştım.
Orta yaşlarda bir kadın ve onun yaşı ilerlemiş annesiyle birlikte eve dönüş
yolunda ağır pazar torbalarını taşırlarken, karşı taraftan daha genç bir nesil
aile kendilerine doğru yaklaşıyordu. Birkaç kadın ve onların çocukları vardı
yanlarında. Biri genç bir kızdı, ergenliğin son aşamasında, asiliği henüz üzerinden
atamamış genç bir kız. Bizim yaşlı kadın, önüne doğru bakıp ilerlerken, bu genç
kız ile çarpıştılar. Kadın “özür diledi” yoluna devam ederken. Kız, kadın
ilerleyinceye kadar ters ters baktı arkasından. Sonrasında ise “yaşlı or..pu”
dedi, “önünü göremiyor.” Yanındaki kadın –annesi olsa gerek- “ne olmuş
çarpmışsa” diye sesini yükseltti önce, hemen ardından “yaşlı bunak işte, yaşlı
bunak önünü göremiyor, çarptıysa ne olmuş!”.
Acı
bir şekilde, bir ailenin kızını ne şekilde yetiştirdiğini gördüm. Aslında
çarpışma anı, genç kızın önüne bakmadan yürümesinden kaynaklanmıştı. Biri yaşlıydı ama bunak olan kimdi? Ne de olsa kadın önünü görebiliyordu ama önünü göremeyen,
aklı beş karış havadaki genç kızdı.
18-19
yaşlarındayken -biraz da asiyken- yaşlı bir adamla tartışmıştım. O gün neden
olduğunu bilmiyorum ama gerçekten çok sinirliydim. Otobüs beklerken, ayağımı
bekleme demirlerine dayamıştım. Doğal olarak da adam beni uyarmak istemişti ama
cevap olarak “oraya elimizle tutunuyoruz, sen ne diye basıyorsun terbiyesiz”
demişti. Yaşına verip hürmet edebilirdim, çünkü çok ters bir şekilde bana yanıt
vermişti. Hiç de hoş olmayan karşılığımdan sonra “oğlum burada olsaydı,
görürdün sen” demişti. Bunun üzerine ters sözlerime devam etmiştim. O günden
sonra büyük bir pişmanlık yaşamıştım. Aradan yıllar geçmesine rağmen, ne zaman
bu tip bir olay yaşasam, özür diler, “kusura bakma” der geçerim. İş tatlıya
bağlanır. Çünkü çifte-açmaz durumlardır bunlar. Yani ters sorulara ters
cevaplar verilirken, varılmak istenen sonuç, negatiftir.
Genç
kıza gelecek olursak. Ailesinin yanında o tip bir kelimeyi kullanması ve
annesinin de ona aynı terbiyeyle cevap vermesi, sonuçları da beraberinde
getiriyor. Toplumda bu tip şeylere kızıyoruz ama o zemini genelde aileler
hazırlıyor ya da yanlış seçilen arkadaşlar. Doğru yerine yanlışı göstermemiz
ise kabahatlerin cabası.
Unutmamak
gerekir ki, istisnai durumlar haricinde (erken ölümler gibi), hepimiz aynı
evrelerden geçeceğiz. Aynı cevapları biz de yaşayacağımız muhtemel. Nitekim
babamın buna benzer bir olayını görmüştüm. Yoldan panik halinde hızla geçmeye
çalışan babam, genç bir kıza çarpıp özür dilemişti. Arkasından kızın
saydırmalarını hatırlıyorum. Babama “daha öğreneceği çok şeyi var baba, umarım
geriye dönük hatıralarında bir pişmanlık olarak kalır bu anısı” demiştim.
Önceleri
abi-abla olacağız, sonra amca-teyze ve sonrasında yalnızlaşan yaşlılar
kervanına katılacağız. Her dönem unutmamamız gereken en önemli şey, sevgi-saygı
dengesidir. Gerisi bir şekilde yürür gider.
Emre
Türker
annemin babamın yanında yanlışlıkla "mal,bok,salak" gibi kelimeler çıktığı saniye utanıyorum..tövbeler tövbesi sonumuz hayır olsun
YanıtlaSil