24 Nisan 2010

Gitmek Zorunda Kaldın Mı Hiç?

Ufuklar hep tatlı gelir uzaktan…
Çantanı alıp hiç bilmediğin yerlere doğru ilerlerken, birileri senin rotanı çiziyor. Göklere çıkarak başlayacak yolculuğunuzun giriş bölümü, bir uçakta bulunan herhangi sıradan birinin, karşılama komitesi tarafından değerli görülmeye çalışılma hikâyesidir. Çünkü sizi karşılayan hosteslerin gülen yüzleri, yapmak zorunda oldukları işin bir parçasıdır. Yoksa sizi bir yıldız havasında kırmızı halıda karşılıyor olmalarının, karizmanızla uzaktan yakından bir alakası yoktur.

Tatil havasında çıktığınız bu yol beklentisi yüksek tutulursa eğer, bir kâbusa dönüşebilir. Hele ki geride bıraktıklarınızla bir bütün olmuşsanız, gelecekteki durumun karmaşasına değil, geriye dönüşlere takılırsınız. Günleri saymaya başlamışsanız eğer, o günler hiç bitmez. Hayat da öyle değil mi ki! Hiç bitmezmiş gibi düşlerde yaşarken, bir de bakıyorsunuz ki, ne kadar da çabuk geçivermiş yaşam...

Uzak bir şehre gittiğinizde şehir sizi karşılar ama siz, o kentte bir yabancı oluverirsiniz. Ne zamanki bir çiçeğin toprağı kabullenip açması gibi tutunursunuz hayata, işte o zaman orası korumanız gereken bölgeniz oluverir. Ya solana kadar orada kalırsınız, ya da sökülmüş bir kök olarak, yeniden tutunacak topraklar bulmak üzere ufuklara açılırsınız. El sallayanlar arkanızdan hayranlıkla iç geçirir ama ufuklar hep tatlı gelir uzaktan…

Emre Türker

11 yorum:

  1. ZK... Gitmek, zor bir karardır ZK. Her kaçış bir yanlızlık, her yanlızlık bir arayış olabilir.

    YanıtlaSil
  2. Giderim gerçekten sıkılırsam sorarım kendime "seni burda ne tutuyor?" diye... Bakarım bir dolu mazeret... Gitmişliğim var anlayacağın ve iyi ki demişliğim :)

    YanıtlaSil
  3. ruhumun pusulası... Gitmişliğin olmasa, bu satırları şiirsel anlatabilir miydin? İçine duygularını katmak, gitmeden hayal kuranlara göre hiç değil!!! Ben çok çeşitli zamanlarda giderim, gittiğim her anın içinde bir pişmanlık, kaldığım her anda ise bir ders vardır. Yaşamın kendisi de böyle birşey.

    YanıtlaSil
  4. Bayındır, festival ve çiçekler sana neler düşündürmüş öyle. Tamamen orada bulunuşunla ilgili bir ruh hali sezinledim sanki..
    Ufuklar uzaktan tatlı gelir ama erişildiğinde hiç de zannedildiği gibi değildir çoğu zaman.

    Çok duygusal bir yazıydı.İyi ki yazdın Emrecim..

    YanıtlaSil
  5. Yüreğine, kalemine sağlık... Ben gittim, gidebildim... Kolay olmadı ama zamanla herşey güzel olacak ya, olacak ,işte... İyidir bazen gitmeler... Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  6. Gitmekmi zor kalmakmı ?? Ben boşunamı diyorum bunu hayalimbemolüm..
    İnsan nereye giderse kendini getirir yanında değişmeyi istemedikten sonra nafile ... Maksat yeni yerler değil yeni benler...

    YanıtlaSil
  7. "Yeniden tutunacak topraklar bulmak" çok güzel anlatmışsın..

    YanıtlaSil
  8. döndüğünde hiçbirşeyi aynı bulamamak mı dokunur insana?değişmeyen ne varsa yerinde bulmak mı?nereye ne kadar gidilir?mutlu olunur mu uzaklar da?ya uzaklar hançer olursa insanın sırtına?

    YanıtlaSil
  9. Son paragrafta cok iclendirdin beni Emrecim...Farkli duraklarda konaklayan, kaldigi otel odalarina bile yasanmisliklardan dolayi ufaktan baglanan, hele ki yasadigi farkli sehirlerde, sure ne kadar olursa olsun, "kalmak" ile "kok salmak" arasindaki farka deger veren bir kadin olarak, cok cok begendim...

    YanıtlaSil
  10. Zeugma… Hayatın içinde ürettiklerimizin çoğu, yaşadıklarımızın aynasından yansıyan ışık değil midir? Hayaller, kimi zaman okunan kelimelerden, kimi zaman anıların izlerinden, kimi zaman acı-tatlı hislerimizden doğuyor. Bu gidiş, benim gidişimdir belki ama birçok yaşanmışlığın izini de kapsar.
    Duygusal bulduğun dokunuşlar, senin yoğunluğunun benim kelimelerimin üzerinden geçtiği andaki titreşimleridir Zeugmacım, teşekkürler.

    Sıradan bir sazan… Gitmeden zaten uzakları göremezsin, ancak düşünür ve düşündüklerinin yorumlarıyla hareket edersin. Gitmek lazım bazen, acılarını da tatlılarını da alaraktan…

    Kelebeğin Ömrü… “Maksat yeni yerler değil, yeni benler” vay be :) Senin bu aralar bedenen değil ruhen dugularından bir gidiş gelişler var ve bunu kelimelerinden çok daha iyi anlıyorum. Değişmeyi istemek için, değişimin gerekli olduğuna inanmak lazımdır ömrümün kelebeği…

    VivaLaMartini… Teşekkür ederim, anlatımlara değer vermeniz beni mutlu etti.

    ..Saadet !.. Soru sorarken, ne güzel bir kafiyeli anlatım yapmışsın öyle! Anlatımlarından bir dörtlük çıkar ki ben de zevkle okurum.
    Geri dönüşlerde hiçbir şey aynı kalmaz. Mutla bir şeylerde bir farklılık olur. Döndüğünde, geçmişle gelecek arasındaki en önemli 7 farklı bulma yarışına girersin ama kimse bu bulmacanın sonunda sana ödül vermez. Elde edilen bulgular, senin rotanı çizecek kalem olur.

    Eliza Doolittle… Senin yaşam biçimine oldukça uygun. Bir bölgeden kopup gitmek, bulunduğu yeri kabullenmek ve kök saldığı yeri kendine uyarlamak. Ne kadar derinlerde yaşıyor ve ne kadar yüzeye çıkıyoruz? Işık dibe indikçe oluşan karanlıkta mı fark edilir, yoksa ışığın içinde yaşarken mi? Işığı kapatmadan, belki karanlığı düşünebilirsin ama ışığın değerini kolay kolay hissedemezsin. Bunu derinlerde yaşayan biri olarak, senin izlerini çok iyi görüyorum Elizacım…

    YanıtlaSil