03 Haziran 2012

Eski dostlar, eski dostlar…

Güzel anılarımın geçtiği bir Nargile kafeteryasında, yıllanmış arkadaşlarla bir araya geldim. Şarap gibiydi hepsi. Zaman, bedenlere zalim, akıllara cömert davranmıştı. Düşünceler pişmiş ve değerler artmıştı.

Öncesinde bir dost telefonu ulaştı cebimden. Ev telefonlarının tek kral olduğu dönemlerde, aradığımız arkadaş evde yoksa, onu bulmak için nerelere bakılacağını bildiğimiz dönemlerde yetişmiştik biz. Telefondaki ses, eski dostları saydı birer birer. Bir araya gelmenin düşüncesi bile güzeldi.

Dostlar, aradan yıllar geçse de, yıllardır görüş mesafesinden uzak olsalar da, yine dostturlar. Araya giren mesafeler, dostluk söz konusu olduğunda, düşmanlığı değil özlemi getirir. İşte böyle bir gecede, günün yorgunluğunu atmak için bir araya gelmiştik. “Hey gidi günler” ile başlayan cümleler, klasik yaşanmışlıkları anlatan sohbetle devam etmiş, yaşanan zorluklar paylaşılmış ve tekrar buluşmak için sözler verilmişti. İçimizde bir çocuk vardı sanki. Öylece ortaya salınmış, tek kale maç yapan mahallenin veletleri gibiydik. Meğerse ne güzelmiş delikanlı olmak.

Söz verdik. Artık daha bir genç, daha bir yakın, daha bir yumruk olacaktık. Umarız…

Bir gün, unutulmaya yüz tutmuş dostlarınızı bir araya toplamak isterseniz, onlarla karşılaştığınızda, yazıştığınızda ya da telefonlaştığınızda, “bir gün görüşelim” demeyin. “Haftaya görüşelim” gibi net cümleler kullanın. Eğer istediğinizi gösterirseniz, dostları bir araya getirebilirsiniz. Eğer ertelerseniz, o yarınlar kolay kolay gelmez. İçinizdeki miskinlik, daima bir mana bulur ve bir araya getirmez sizleri…

Eski dostlar bir araya geldiğinde, önce yeniden kaynaşma süresi geçer. Fakat bir süre sonra, aradan yıllar geçse de, ilk halinize geri dönersiniz. Özlemler ve biriken anılar, dillerden bir bir dökülür. Nasıl yaşadığınızı anlar ve yaşamda nerede olduğunuzun farkına varırsınız.

İnsan, toplumla yaşamak zorunda olan bir canlıdır. Tek başına yaşamak, pek mümkün değildir. Eğer bu toplumda fazlasıyla monotonlaşırsanız, dertlerinizi içinize gömerseniz, sevginizi paylaşmazsanız, içinizdeki çocuğu aç bırakırsanız, buluşmalarınızı sadece iş yemekleri ve postmodern toplumda sosyalleşmek üzerine çabalarla kanıtlamaya çalışırsanız, sizi pek parlak bir gelecek beklemez. Bu bahsettiğim gelecek, para, mal ve mülk değil. Bu gelecek, değerlerle ilgili. Eğer yaşama sevincinizi canlandırmak istiyorsanız, dostlara, aileye, sevdiklerinize vakit ayırın. Şunu iyi biliyorum ki, aradan yıllar geçse de, sizi ayakta tutacak en önemli şey, yakın çevreniz olacaktır.

Emre Türker

Picture: flickr

6 yorum:

  1. Ve nihayet hoşgeldin sevgili Emre...

    Eski bir dostun satırlarında özlem gidermek de bambaşka inan...

    Yaşadıklarını harmanlayıp tavsiyelerde bulundukların öyle güzel ki. Yarın eski bir dosta ilk uygulamayı yapmayı düşünüyorum ;)

    Ellerine sağlık..
    Sevgiyle kal...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşbulduk Zeugma :) Yoğunluklarım seneye de muhtemelen bana uzun aralar verdirecek. Gerçi hayatta, okuduklarımız ve yaşadıklarımızla pişmektir önemli olan ve ben de zaman içinde gittikçe demleniyorum. Uzun aralar sonrasında düşüncelerde birikenlerle dönüp boşlukları tamamlıyorum kendimce.

      Bugün buluşacağın dostuna selam :) Senin de düşüncelerine sağlık...

      Sil
  2. eski dostlarla görüşmeyi ertelemeyi 2 yıldır sürdürüyorum.net bi cevap veremiyoruz bir türlü okuduktan sonra bunu yapacağım sanırım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapılacakları erteleme, bir süre sonra alışkanlığa dönüşüyor. Zor bir durum. Mümkün oldukça sabit çizginin dışına çıkıp monotonluktan kurtulmak gerekiyor. Aynılık, bir süre sonra bitiriyor insanı. Umarım bu yorumunla birlikte, dostlarla buluşmaları ertelemele bekleyişleri son bulur ve düzenli aralıklarla görüşürsünüz.

      Sil
  3. Çok değil birkaç gün sonra biz de deneyeceğiz.Bu değerlendirme iyi oldu.Grubumuzda da paylaşmalıyım düşüncelerinizi...Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Denemeniz güzel olacaktır. Bu durum için en ideal sayı, 4-5 civarı oluyor. Çok kalabalıklarda küçük ayrışmalar ve gruplaşmalar meydana gelebiliyor. Biz öyle kalabalıklaştığımız durumlarda, mümkün oldukça yuvarlak masa etrafında çevrelenmeye, mümkün mertebede suskunları konuşturmaya veya geniş tabiat içinde kafa dinlemelere dönüştürüyoruz işimizi. Selamlar...

      Sil