16 Haziran 2010

Kendinizi Olduğu Gibi Kabul Edin

Yazar: Dr. Windy Dryden
Çeviren: Umur Koçak
Sayfa Sayısı: 152
Yayınevi: HYB Basım Yayın

Düşük benlik değeri (kitapta kendini küçümsemek olarak tanımlanıyor) üzerinde durularak, yaygın duygusal problemler, kaygı, depresyon, suçluluk duygusu, utanç, sağlıksız kıskançlık, incinme, sağlıksız haset ve sağlıksız öfke gibi insanın kendini küçümsediği durumlar inceleniyor. Dr. Dryden; yeterlilik, değersizlik ve benzeri duyguların, insanın kendi hakkındaki inancıyla pekiştiği konusunda inançları sorgulayarak, doğruların arayışına yönlendiriyor.

Hatırlatmak yarar var: Bu kitap bir kişisel gelişim değil, psikoloji bilim dalında bir çalışmadır. Deneysel çalışmaları okumak, belli zaman dilimlerinde sıkıcı olabilir. Fakat kitapta akademik bilgiler kadar, kaygı sorunu yaşayan ve kendini küçümseyen insanlara yardım amacı taşınıyor. Kendini kabul etme kavramıyla, kişinin durumunun farkında olması ve çözüme yönelik hareket etmesi için çeşitli teknikler sunuluyor. Fakat örneklerin özellikle belli hastaların sorunları üzerinde durularak anlatılması, sıkıntı yaşayan kişilerde memnuniyetsizlik meydana getirebilir. Yapılması gereken, başlıklar altında açıklanan durumların ve yardımcı yöntemlerin, olumlu görüldüğü yerlerde not alınması ve dikkatle uygulanması olacaktır.

Windy Dryden’in açıklamaları, kendini kabul etmeyle, kendini küçük görme arasındaki farklılıkları belirlemeye yöneliktir. Anlatılmak istenen “koşulsuz kendini kabulün teslimiyeti teşvik etmek yerine, yapıcı değişimi desteklediği”dir. 1950 doğumlu Dr. Windy Dryden, 25 yıldan fazla psikoterapist olarak çalışmış, 120’den fazla kitabın yazarlığını ve danışmanlığını yapmış bir uzmandır. Düşüncelerini dikkate almakta fayda var.

Emre Türker

Üç Maymun (2008)

Uluslararası Adı: Three Monkeys
Tür: Dram
Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan
Süre: 109 dakika
Oyuncular: Yavuz Bingöl, Hatice Aslan, Rıfat Sungar, Ercan Kesal, Cafer Köse, Gürkan Aydın
Seçimlere hazırlanan işadamı İsmail (Rıfat Sungar), gece vakti otomobiliyle sebep olduğu kaza nedeniyle şoförü Eyüp’ü (Yavuz Bingöl) arayarak kazayı üstlenmesini ister. Bu süre zarfında ailesine bakacak ve hapis sonrası kendisine toplu para verecektir.

Eyüp hapse girince, karısı Hacer (Hatice Aslan) ve oğlu Servet (Ercan Kesal), tren yolu karşısındaki gürültülü evde yalnız kalmaya başlar. Üniversiteyi kazanamayan Servet, yeni iş planı için para arayışına girecek ve annesi Hacer’den yardım isteyecektir. Hacer’in işadamı İsmail’den para istemesi, yasak bir aşkın başlamasına sebep olur. Böylece her birey kendi arayışa girecek, her vicdan kendi içinde yargılanacaktır.

Düşük gelirli bir aile içinde yaşanan dramda; şüphe, görmezlikten gelme ve bir arada kalma şeklinde ortaya çıkan karmaşa, mantık ve ruh yapısı arasında sorgulanıyor. Her sır, bir diğerini örtmek için sebeptir. Düşünceler sırasında ortaya çıkan küçük bir çocuğun görüntüleri, saflığın temsilcisi olabilir. Cep telefonunun sesi, tedirgin titreşimi ve dramatik melodisi, rahatsız edici duygularla pekiştirilerek filme ayrı bir dramatik hava katmış.

Emre Türker

Picture: filmafis

15 Haziran 2010

Waitress (2007)

Türkçe Adı: Garson Kız
Tür: Dram / Romantik / Komedi
Yönetmen: Adrienne Shelly
Süre: 108 dakika
Oyuncular: Keri Russell, Nathan Fillion, Cheryl Hines, Jeremy Sisto, Andy Griffith, Adrienne Shelly, Eddie Jemison, Lew Temple, Darby Stanchfield, Heidi Sulzman, Lauri Johnson, Sarah Hunley, Cindy Drummond, Nathan Dean, Caroline Fogarty
Yaşadığı kasabada uzun süredir garsonluk yapan Jenna Hunterson (Keri Russell), kendisine uyguladığı hamilelik testinde pozitif sonuç alır. İlgisiz ve dengesiz kocası Earl’den (Jeremy Sisto) kaçma planları yapan Jenna için bu hiç de iyi değildir. Durumu ilk olarak servisteki diğer kızlar Becky (Cheryl Hines) ve Dawn’la (Adrienne Shelly) paylaşır.

Jenna, içindeki fırtınaları turta hazırlayarak dindirmektedir. Gerek öfkesini, gerek mutluluğunu, gerekse acılarını, hazırladığı ve isimlendirdiği bu özel turtalarına yansıtmaktadır. Onun amacı, Jonesville’de düzenlenen büyük turta yarışmasına katılmak ve büyük ödülü kazanıp kendi yolunu çizebilmektir. Planları arasında aşka hiç yer yokken, kasaba doktorunun değişmesi ve yerine genç doktor Jim’in (Nathan Fillion) gelmesi, davetsiz bir aşkın hikayesini ortaya çıkaracaktır.

Trajikomik bir hikâye olan Waitress, depresif bir kadının yaşadığı iç bunalımları anlatıyor. Sevilmeyen ve nefret edilen bir koca, istenmeyen hamilelik, yasak ve imkânsız aşklar, sahte duygular ve paylaşılamayan sırlar. Acaba hayat, turtalar kadar tatlı, yoksa malzemeler kadar karmaşık mı? Dram ağırlıklı bu psikolojik yapımın pek hareketli geçtiği söylenemez. Fakat psikolojiyle ilgilenenler için doğru bir film seçimi olacaktır.

Emre Türker

Picture: impawards

14 Haziran 2010

Planet 51 (2009)

Türkçe Adı: Gezegen 51
Tür: Animasyon / Komedi / Aile / Fantastik / Bilim-Kurgu
Yönetmen: Jorge Blanco
Süre: 91 dakika
Dünyadan milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki bir gezegende, uzay araştırmalarıyla ilgili Glipford Gözlem Evi’nde yaptığı sunum sayesinde Lem, yönetici asistanı olarak işe girer. Görevden hemen sonra, ilgili olduğu bilim-kurgu türlerinden koparak, gezegendeki diğer yaşamların hikâye olduğunu söyleyecek ve gerçeklerle ilgili bilimsel çalışmalar yapacağını arkadaşlarına duyuracaktır. Yeni görevinden aldığı cesaretle birlikte evinin yolunu tutarak, çocukluk aşkı Neera’ya duygularını açıklama kararı alır.

Tüm bunlar olup biterken, evinin bahçesine bir uzay gemisi iner. Gemiden çıkan insan, gezegende yaşam olmadığını düşünen bir insandır. Fakat başka canlıların orada yaşadığını gördükten sonra panik yaşar. Gerçekte, her iki canlı türü de birbirini uzaylı olarak görmektedir. Seyredilen bilim-kurgu filmlerinin etkisiyle birlikte halkta panik başlar. Herkes uzaylı insanın yok olması gerektiğini düşünürken Lem, odasına saklanan astronot kaptan Charles T. Baker’la iletişim kurarak, onu korumaya çalışacaktır. Her ne pahasına olursa olsun…

Uzaylı kavramına bakış açısı, farklı şekilde sorgulanmış. Gösterime girmiş ilk uzay filmlerine alternatif olarak, son yıllarda birçok farklı düşünce içeren yapımlar çıkıyor. Planet 51, gezegende kimin canavar olduğu düşüncesini sorgularken, içeriğinde Amerikan vatandaşlığı ve İngilizcenin yaygınlıkta üstünlüğüne yer veriyor. Mesela, uzayda bile İngilizce konuşuluyor. Ayrıca insan olarak temsili bir Amerikalı astronot barış elçisi şeklinde yansıtılıyor ve savaşları engellediğini izleyiciye kanıtlama çabasına giriyor. 4. güç sayılan Medyanın gücünü ve reklâmın gerekliliğini, izlenimlerden fark edebilirsiniz.

Emre Türker

Picture: impawards

10 Haziran 2010

Percy Jackson & the Olympians: The Lightning Thief (2010)

Türkçe Adı: Percy Jackson & Olimposlular: Şimşek Hırsızı
Tür: Macera / Fantastik
Yönetmen: Chris Columbus
Süre: 118 dakika
Oyuncular: Logan Lerman, Brandon T. Jackson, Alexandra Daddario, Jake Abel, Sean Bean, Pierce Brosnan, Steve Coogan, Rosario Dawson, Melina Kanakaredes, Catherine Keener, Kevin McKidd, Joe Pantoliano, Uma Thurman, Maria Olsen, Julian Richings
Olimpos’da bulunan 12 tanrı vardır. Babaları Cronus'u tahtan indirerek elde ettikleri güçlerden sonra üç büyük kardeş Zeus (şimşek ve gök gürültülerinin tanrısı), Poseidon (denizlerin tanrısı) ve Hades (ölülere hükmeden yeraltı tanrısı), birbirlerine düşman olur. Zeus (Sean Bean), şimşeğinin çalınması sonrası kardeşi Poseidon’la (Kevin McKidd) bir araya gelir. Çünkü Zeus, hırsızın Poseidon’un oğlu Percy olduğunu düşünmektedir. Bu nedenle şimşeğin geri gelmesi için Zeus kardeşine 14 gün süre verecek, yoksa savaş ilan edecektir.

Ayyaş ve dengesiz üvey babası Gabe (Joe Pantoliano) ve annesi Sally’le (Catherine Keener) birlikte yaşayan Percy Jackson (Logan Lerman), ADD (dikkat bozukluğu) ve disleksi (öğrenme bozukluğu) problemleriyle başa çıkmaya çalışmaktadır. Fakat hastalıklı görünen bu bulgular, aslında kendisinin fark etmediği ama üstün olduğu ayrıntılardır. Tarih müzesinde bay Brunner’in (Pierce Brosnan) anlattıkları, yunan mitolojisindeki ayrıntılar hakkında kısa bilgi içermektedir. Örneğin Demigod, tanrıların insanlarla bağlantıları sonucu doğmuş yarı insan, yarı tanrı varlıklara verilen isimdir. Müzede geçici İngilizce öğretmeninin canavara dönüşerek saldırıya geçmesiyle birlikte Percy, aslında kendisinin bir Demigod olduğunu öğrenir. Yakın arkadaşı yürüme özürlü görünen Grover’ın (Brandon T. Jackson) bir Satyr (yarı insan, yarı keçi) olduğu ve onu korumak için çalıştığı, yine bu karmaşa sırasında ortaya çıkacaktır.

Kendisi ve benzerlerinin bulunduğu bir boyuta gizli kapıdan geçen Percy Jackson, küçük bir eğitim sonrasında Demigod olduğuna daha fazla inanır. Ayrıca Tanrı Athena’nın (akıl, sanat, strateji, barış tanrıçası) kızı Annabeth’le (Alexandra Daddario) tanışması, yeni bir yakınlaşmanın başlangıcı olur. Bu sırada kendilerine uyarı amaçlı saldıran Hades’ten (Steve Coogan), annesinin yaşadığını ve yeraltı dünyasında tutsak edildiğini öğrenen Percy, onu kurtarmak için harekete geçer. Bu zorlu yolda Annabeth ve Grover, Percy’le birlikte olacak ve olası savaşı engellemek için şimşeği arayacaklardır.

Film, görselliği bakımından fantastik severlerin ilgisi çekse de, çocukların fazlaca rol alması nedeniyle, izleyicilerin genel yaş ortalaması hakkında farklı düşünmesine yol açabilir. Görsellik ve işleyiş bakımında oldukça çaba harcanmış filmdeki mitolojik ayrıntılar, anlam bakımından izleyiciyi zorlayabilir. Fakat mitolojik boyutuyla ilgilenmiyorsanız bile, seyir açısından bu pek de rahatsız edici olmayacaktır. Ayrıntılara dikkat edilecek olursa, Amerikan vatandaşlığının belli kıstaslarda vurgulanan üstünlüğü içeriğe dahil edilmiş, her zamanki gibi kahramanlar yine Amerikadan çıkmıştır. Tanrı kavramına yüklenen kaygı, aşk, çaresizlik, anlaşmazlık gibi duygusal verilerle birlikte, mitolojide var olan çoğulcu Tanrısal düşünce, birçok izleyiciyi rahatsız edebilir.

Emre Türker

Picture: impawards

When in Rome (2010)

Türkçe Adı: Aşk Çeşmesi
Tür: Komedi / Romantik
Yönetmen: Mark Steven Johnson
Süre: 91 dakika
Oyuncular: Kristen Bell, Josh Duhamel, Anjelica Huston, Will Arnett, Jon Heder, Dax Shepard, Alexis Dziena, Kate Micucci, Peggy Lipton, Luca Calvani, Keir O'Donnell, Bobby Moynihan, Kristen Schaal, Judith Malina, Lee Pace, Natalie Joy Johnson, Brian Golub
Sanat galerisinde yönetici olan Beth (Kristen Bell), kız kardeşi Joan’un (Alexis Dziena) düğünü için Roma’ya gider. Düğün sırasında tanıştığı sakar Nick’e “Nicholas” (Josh Duhamel) aşık olur. Fakat Nick’in düğün çıkışı başka bir kızla gitmesi yüzünden, ünlü Aşk Çeşmesi’nin önünde sarhoş olana kadar içer. Sarhoşluğun etkisiyle dilek havuzundan birkaç parayı alınca da, aşkın büyüsü ortaya çıkar. Paraların sahibi 5 kişi, Beth’e çılgınca aşık olur. Üstelik bu 5 kişi arasında, Nick de yerini alacaktır.

Uçuk-kaçık, romantikten çok komediye eğilimli olan “When in Rome”, vakit geçirmek için izlenebilir. Mantıklı ortam veya sağlıklı bir romantik hava bulmak isteyenlere belirtilecek şey ise, “When in Rome” size aradığınızı vermeyebilir.

Emre Türker

Picture: impawards

09 Haziran 2010

İSMEK 13. Genel Sergi Ve Festivali

İSMEK tarafından 13. sü düzenlenen festival sergisinde, birçok el emeği ürünü görebilirsiniz. 2010 yılı, 8-20 Haziran tarihleri arasında açık kalacak ve Feshane Kültür Merkezi’nde gözler önüne serilen bu büyük çalışma, yoğun ilgi görüyor. Gazetecilik bölümüne uğrarsanız, Yayın Yönetmeni/Editör Recep Yeter'in fikrinden ortaya çıkmış "Bizim Hikayelerimiz" adlı sergide, tarafımdan yazılmış “Sür Bisikletini Geçmişe” adlı çalışmamı görebilirsiniz. Daha önce bu fotoğrafı, küçük bir yazıyla “Bilinçsiz Duygu Sömürüleri ve Mutlulukta Saflık” başlığı altında yayınlamıştım.

Emre Türker

Fotoğraf yazısı ise şöyle;