14 Eylül 2011

Cebimden Harcadıkça Çoğalıyor

“Cüzdanımdaki paranın tam olarak ne kadar olduğunu bilmem. Kaç param kalmışla değil, cebimde halen bir şeyler var mı, onunla ilgilenirim. Gerektiğinde onu dağıtırım. Bazen öyle bir dağıtırım ki, kendime bir şey kalmaz. İstediğim şeyi alırım - ama bugün, ama bilmem kaç ay sonra – mutlaka alırım. Cüzdanımdaki paralar hariç, demir bozukluklar bulundururum çantamın ön gözünde. Onlar hayat kurtarıcılardır.”

Sizce bu müsriflik mi? İsrafı seven, paranın değerini bilmeyen birinin cümleleri mi bunlar?

Aslında yukarıda anlattıklarım, sadece dışsal görüntünün kelimelere dökülmüş hali. İç yüzünde farklı değerler barındırıyor.

Cepteki para elbette ki değerlidir. Fakat hesap-kitap işi, planda bitmelidir. Hesap-kitap işini dışarıya değil, eve bırakın. Mesela ben, alışveriş için para harcamadan önce, mümkün oldukça fazla market dolaşıp, hangisinde ne ucuzluk var kontrol ederim. Dönüş yolunda ise, en ucuzları en uygun olan yerlerden toplayarak, evin yolunu tutarım. Bunun sonunda ise en az %30 kârlı çıkarım. İsterseniz sizde deneyin.

Almak istediğiniz şey, hayal listesini zirvede zorlayan değil, günlük rutin ihtiyaçlar veya arzularsa, bir şekilde onlara ulaşabilirsiniz. Bu sizin her kafanıza eseni alacağınız anlamına gelmiyor. İstediğiniz şey, kafanızda ihtiyaç anlamında bitmiş ve gerekli olan şey olmalı. Örneğin; aradığınız bir kitapsa, piyasada türlerini araştırıp kendiniz için gerekli olanların listesini çıkarın. Listeyi daraltın ve en gerekli olanı/olanları seçin. Son olarak ise, piyasa araştırması yapın. İnternet ve diğer kanalları kullanarak, en uygun olanı bulup, satın alın. Bunun yanında, diğer bir yöntemim daha var. Günlük ihtiyaçlardan birini belirleyin. Mesela ekmek. Diyelim poşetlenmiş dilimlilerden 4 liralık satın aldığınız bir ekmek çeşidi var. Haftada iki kez alıyorsanız, bunu kısa süreliğine piyasadaki alternatifi olan 2 liralık ekmekle değişin. Ekmek klasik bir örnek. Aslında her malın bir alternatifi vardır. Alternatif uygulamasına giderseniz, yaşam standartlarınız devam eder. Sadece standart alınanların hayatınızdaki rolü değişir. Almak istediğiniz şeyler için cebiniz rahatlar. Aldıklarınız ve alacaklarınızın alternatifini bir gün oturup kıyaslamaya kalksanız, eminim çok fazla ayrıntı yakalarsınız.

Cepteki paranın bir kısmını dağıtın. Mümkün oldukça en doğru bulduğunuz yardım kurumlarına. Kimi zaman elden, kimi zaman ise gönülden dağıtın. Bu dağıtma büyük meblağ olmak zorunda değil elbet. 3-5 kuruş olsun, dağıtmak olsun. Kimi zaman öyle bir dağıtın ki, cebiniz boşaldıkça, kalbiniz dolsun. Sadece para değil. Mesela; aldığınız ve beğendiğiniz okunmuş kitaplarınızı, okumaları için çevrenize dağıtın. Böylece onları da paylaşmaya teşvik edin.

Yukarıda anlattıklarım, hayattan bir parça. Ne kadar miktar arttırdığınızla değil, doğruyu ne kadarıyla bulduğunuzla ilgili. Hayata ne kadar çok verirseniz, hayat da size o kadarını misliyle geri öder. Anlattıklarım müsriflikle ilgili değil. Müsriflik, olması gerektiğinden fazlasını elde edip, bunların değerini bilmemek, paylaşmamak ve fazlasını çöpe göndermekle ilgilidir. Her şeye gücünüz yetmez. Öyleyse gücünüzün yettiği şeylerle ilgilenin. Ulaşmak istedikleriniz, hedefleriniz olsun. Fakat bu hedefler sizi huzursuzluğa değil, huzura sürüklesin. Bir gün gelir de hayat yolunda tökezler ve düşerseniz, hayata verdikleriniz size el uzatabilir.

Emre Türker

4 yorum:

  1. yaş oldu yirmiyedi. halen daha almak istedklerime dair irili ufaklı listelerm mevcuttur.. ha gider alırsn hepsni bi sferde o ayrı.. ama farklı zamanlarda edinir , çizersn üstnü.. çocukluktan kalmştır.. gülümsetir..
    güzeldir.. :)

    YanıtlaSil
  2. αnтiραяα∂ιgмα… Her şeyi bir anda almak, hedefe uzanan yolları kesmek, arzuların önünü tıkamak, hedef yolunda ilerlerken ruhun miskinleşmesi değil mi ki! İstek defterini bir bir karalarken, yeni hedefler doğar küçük küçük. Mutluluk sebebiyetleridir onlar, güzeldir…
    Yaş 27 değil 127 olsa ne yazar, tarih her anın değerini ayrı yazar :)

    YanıtlaSil
  3. "Hayata ne kadar cok verirsek hayat da bize o kadarini misliyle oder"
    Seviyorum ben bu hayat'i hicte bencil degil :)
    Paylasmadan mutluluk olmuyor..
    Sevgiler..

    YanıtlaSil
  4. Nehir... Hayatı bencilleştiren, içindeki bizlerden başkası değil.
    Hayat her anlamda güzel. İnsanın bir yaşam süresi var. Bu süreyi en doğru şekilde geçirmek önemli.
    Mutlu başlangıçların mutlu sonlarla bitmesi dileğiyle, teşekkürler.

    YanıtlaSil