
Gözlerini açtığında, hiç bilmediği bir adada tek başınaydı. Kumsalın arka tarafı, palmiye ve muz ağaçlarıyla kaplı bir ormandı. Deniz ise suskundu. Suya ayaklarını soktuğu vakit, suskunluk kayboldu. Dalgalar küçük adımlarla yükselmeye ve kumsalı dövmeye başladı. Telaşla çıktı sudan, dalgalar da onun sudan çıkmasıyla birlikte kayboldu. Ne zaman ayaklarını suya soksa, su çalkalanmaya başlıyordu.
Rüya mıydı yaşananlar? Şimdi durup dururken bu ada da neyin nesiydi?
Gözlerini kapattı ve uyudu. Uyandığında, yine aynı noktadaydı. Sürekli beklemek, ona bir şey kazandırmıyordu.
Ormanın içine daldığında, yaprakların arasında parlayan keskin bir balta gördü. Onu alıp, ömrünü tamamlamış ağaçlardan birkaç tanesini kesti. Sarmaşıklara yöneldi. Sarmaşıkları ip olarak kullanacaktı.
Küçük bir mağara gördü. Mağara, kendini hazırlayana kadar kalacağı yer olacaktı. İçini çok fazla düzenlemedi, sadece kalacağı ve olası tehlikelerden korunacağı şekilde girişini kapattı. Çünkü orada fazla kalmaya niyeti yoktu.
Aylarca çalışması sonucunda, kendine dayanıklı bir sal hazırlamıştı. Öyle sıradan bir sal değildi. Dalgalar onu çok fazla etkileyemeyecek, devrilse bile hemen kendini toparlayabilecekti. Ayrıca hazırladığı düzenek sayesinde rahatlıkla balık yakalayabilecek, böylece aç kalmayacaktı. Salın bir özelliği de, yağmur sularını depoluyor olmasıydı.
Heyecanla salını suya indirdi. Dalgalar onunla birlikte hemen harekete geçtiler, fakat onu yıkmakta başarılı olamadılar.
Baltayı geride bırakmıştı. Çünkü balta, adada uyananlar için gerekli bir malzemeydi.
Azgın sularda günlerce ilerledi. Nihayetinde kara görünmüştü. Şehir, tüm karmaşasıyla onu bekliyordu ama o, hazırlıklıydı. Artık hiçbir dalga onu yıkamayacaktı.
Bazen, adada uyanırsınız. Çıkış noktası yoktur. İçerde kalmaya mecbursunuzdur. Bazıları bunu kabullenemez, bazıları ise özümser ve adasını süslemeye başlar. İçerde kalmak istemeyen, hazırlıklara başlar. Her türlü soruna karşı üretkendir. Ucu görünmeyen sular tehlikelidir ama kararlılık, görünmeyen noktaları somuta dönüştürebilir. Körü körüne cesaret, sizi suların derinliklerine çeker. İnsan, aklıyla düşünecek ve çıkış için planladığı yoldan gidecektir.
Hayat, cesaretinizi tokatlayan dalgalarla doludur. Dalgalardan korkan, adasında kalmaya mahkûmdur. Fakat hazırlıklı olan cesaretliler için, dalganın fazla yapabileceği bir şey yoktur. Yeter ki insan istemeyi bilsin.
Emre Türker
Picture:
deviantart